1

129 22 50
                                    

bugün ilk iş günümdü ve hiç olmadığım kadar heyecanlıydım. koşar adımlarla kafeye doğru ilerlemeye başladım -geç kalmıştım çünkü-
kafeye vardığımda kapıda birinin beklediğini fark etmiştim ama aldırış etmeden içeriye girdim ve hemen önlüğümü taktım, birkaç dakika sonra kapının önüne bekleyen müşteri(?) içeri doğru geldi ve:

müşteri:
günaydın, vanilyalı latte alabilir miyim lütfen?

jungkook:
tabii ki! birkaç dakikaya hazır olacaktır.

bu adam bana bir yerden tanıdık geliyor diye düşünüyordum ama bir yandan da kahveyi yapıyordum tabii.
yüzü çok tanıdık gelmişti ama bir türlü çıkartamamıstım, bu düşünceleri bir kenara bırakıp daha da vakit kaybetmeden kahveyi götürdüm.

müşteri:
teşekkürler, burada yeni misiniz? sizi ilk defa görüyorum

jungkook:
evet, hatta bugün ilk iş günüm

müşteri:
buraya her sabah gelirim, vanilyalı lattede favorim sizsiniz.. yani bu da demek oluyor ki daha çok görüşeceğiz barista çocuk

jungkook:
ne../

hiçbir sey söyleyemeden adam çıkıp gitmisti.. kim olduğunu bile bilmedigim biriydi ama ne yaşamıştım ben az önce?

3 gün sonra

suho:
nasıl gidiyo bakalım isler
alıştın mı yeni is yerine

jungkook:
alıştım sayılır
bir adam var, her gün uğruyor ve baya da garip bir tip
böyle uzun paltolu ve şapkalı biri
kim olduğunu bilmiyorum ama her gün aynı saatte gelip aynı kahveyi içip gidiyor..

suho:
garipmis harbi
konustun mu hic
derdi neymis

jungkook:
bir derdi oldugunu sanmıyorum da bir yerden gözümü ısırıyor bu adam
ama nerden bilmiyorum

suho:
yakında çıkar kokusu
akışına bırak en iyisi

+1 yeni mesaj!

okul kurulu üyesi lee minhyuk;
son yaptığınız davranışlardan sonra okuldan uzaklaştırma süreniz sona ermiştir, yarın evrak işlemleri için okula gelmeniz gerekmektedir.

mesajı okuduktan sonra ne yapacağımı bilemedim çünkü bir işte çalışıyordum ve annemin hastane masraflarını ödemek için bu işte çalışmalıydım.. aynı zamanda okula da gitmeliydim tabii.. ne yapacaktım bilmiyordum. sanki boşlukta gibiydim.

babam ben küçükken hayatını kaybetti ve o zamandan beri annemle beraber yaşıyoruz, daha doğrusu annem 1 senedir kanserle savaşıyor ve o hastanede ben ise genelde kafede oluyorum..ona her zaman kol kanat germek istesem de bazen gücüm buna yetmiyor ne yazık ki..


kuzenler birliği

lia:
jungkook artık okula gelmen gerektiğini biliyorsundur umarım

jungkook:
biliyorum ama.. nasıl olacak o iş
annem ne olacak

hwan:
evet dön artık aramıza

lia:
biliyorum ama bir şekilde yolunu buluruz, artık dön lütfen.. bu gidişle sınıfta kalacaksın
ilk seneden sınıfta kalmak istemezsin

jungkook:
haklısın.. ama işim ne olacak
çalışmalıyım

lia:
babamdan sizin için yardım isteyebilirdim
ama bunu asla kabul etmedin
bu son şansın değil, teklifim hala geçerli?

jungkook:
karşılığı olmayan bir seyi kabul edemem.

lia:
okulun bittikten sonra çalışıp ödersin? kuzeniz biz jungkook.. bunun lafını yapacak kadar da düşmedim
kabul et şunu artık

jungkook:
tamam kabul
ama kuruşu kuruşuna ödeyeceğim daha sonra..

lia:
tamam!!!!!! bu konuyu bir daha acmamak üzere kapatıyorum ve sen de okula dönüyorsun artık

hwan:
arksalqr yarin bi kizla buluscam da kırmızı ceket cok mu abartı kaçar

lia:
biz ne diyoruz sen ne diyorsun amk
derde bak
(siyah faln yok mu kırmızı ne)

hwan:
ne dedik aq sakin ol
(lacivert giymeye karsr vwrdim)

...

artık okula dönmüştüm ama her şey çok garipti, kendimi buraya ait hissetmiyordum. sabah okula gelmeden kafeye uğrayıp istifa mektubu bırakmıştım ve içim hala buruktu.
o adam.. acaba yine gelmiş midir..
daha çok görüşeceğiz demişti ama pek de öyle olmadı :'

suho:
sonunda okula dönmüşsün
özlendin bro

jungkook:
hic istemesem de döndüm bir sekilde
kendimi boşlukta gibi hissediyorum

suho:
merak etme jungo
yakında hepsi geçecek
hem annen de iyileşiyor yavas yavas
onun için ayakta kalmalısın, kendini bırakmazsın..

jungkook:
haklısın.. onun için.. ayakta kalmalıyım..

bugün annemi ziyarete gideceğim için önce bir kitapçıya, daha sonra da çiçekçiye uğrayacaktım. normalde pek kitap okumazdım ama birkaç hafta önce bir yazar keşfetmiştim ve kitapları beni tekrar hayata döndürmüştü.. nasıl oldu bilmiyorum ama sanki bu yazar beni düştüğüm boşluktan geri çıkartmıştı, elimden tutup çekmişti beni o girdabın içinden.. kurtarmıştı adeta..

kim olduğunu tam olarak bilmiyordum çünkü kendi ismi yerine bir takma adı tercih ediyordu.. "bilinmezliğe giden adam"

hayatımı kurtardın ama haberin olmadı "bilinmezliğe giden adam".. beni adeta bilinmezlikten, boşluktan, hiçlikten kurtardın..
seni mutlaka bir gün bulacağım..

vanilla latte | taekookWhere stories live. Discover now