twenty one

906 114 73
                                    

yorumlarınızı bekliyoruuummm ~

-

"Tanrım, şeker! Bu evde şeker nerede?"

Sinirle ve telaşla söylenen Hoseok bir yandan da mutfakta dolapları karıştırıyordu. Açtığı hiçbir dolapta bulamadığı toz şeker onu iyice sinirlendirirken mutfak tezgahına yaslanarak derin bir nefes aldı.

"Jimin, Jungkook! Mutfağa gelin hemen!"

Aradan geçen birkaç saniyede mutfağa giren ikiliye baktığında gözleri Jungkook'a takılmıştı. Dağınık saçları ve mutsuz olduğunu bağıran ifadesine eklenmiş krem rengi pijamaları ile oldukça... berbat görünüyordu.

"Jungkook bu hal ne ya? Git toparlan hemen, birazdan misafirlerimiz gelecek."

Hoseok'un söylenmesi ile gözlerini gözlerini deviren Jungkook kendini mutfaktaki sandalyelerden birine atmıştı. "Elimde değil, omegam o kadar hüzünlü ki hiçbir şey yapasım gelmiyor."

"Taehyung'da gelecek mi?" Jimin'in sorusu ile gözler yine Jungkook'a döndüğünde o ise sadece omuz silkmekle yetinmişti.

"Bilmiyorum, belki de Mingyu ile takılmayı tercih eder." Söylediği şey kendisini ve omegasını bir anda sinirlendirirken "Gerizekalı aptal omega!" diye söylenmiş ve kalkıp odasının yolunu tutmuştu. Aniden bastıran ağlama isteği ile kendisini sıkarken odasının kapısını sertçe kapatmış ve yatağına oturarak dolu gözlerini tavana dikmişti.

Kalbinde tarif edemediği bir acı vardı. Haftalar önce bir anda kampüste görüp etkilendiği omega ile bu duruma gelecek olmayı tabiki tahmin edememişti. Ona yazarken aklından ne geçiyordu hatırlamıyordu bile. Sadece onu görmüştü ve yanından geçerken soluduğu çiçek gibi feromonlarıyla olduğu yerde donmuştu.

Dudaklarını birbirine bastırırken derin nefesler almaya çalıştı. Taehyung'un omega olduğunu tabiki anlamıştı ancak onun için ırklarının aynı olması hiçbir zaman bir sorun teşkil etmemişti çünkü aşktı bu. Ne zaman yüreğinin ortasına bir kor gibi düşeceği belli olmazdı. Jungkook içinde işler böyle olmuştu. Taehyung'a ne ara bu kadar aşık olduğunu anlamamıştı bile. Onun için kurabiye yaptığında mı yoksa tırnaklarını boyamak istediğinde mi? Bilmiyordu Jungkook. Taehyung'un böyle bir şeyi sorun ediyor oluşu ise onu fazlasıyla kırıyordu.

Burnunu çekerken yatağına uzandı ve yorganını üzerine örttü. İçerisen Hoseok ve Jimin ikilisinin seslerini duyabiliyordu.

Hoseok, Seokjin'in tatlılarını o kadar sevmişti ki soluğu sürekli onun yanında alıyordu. Tabi sonrasında aralarında geçen muhabbetten ötürü Hoseok'ta Seokjin için bir tatlı yapmak istemiş ve onu evine davet etmişti. Jimin ise fırsattan istifade Yoongi'yi de çağırırken Namjoon ise peşlerine takılmadan edememişti.

Taehyung'un ise gelip gelmeyeceğini bilmiyordu. Dün Mingyu ve onu o şekilde gördüğünü hatırladıkça sevdiği o omeganın yüzünü yumruklamak istiyordu sadece.

İçeri boğuşan ikilisi ise ayrı alemlerdeydi. Hoseok sonunda bulduğu şekeri yaptığı karışıma eklerken bir yandan da kendi kendine şarkı mırıldanıyordu. Jimin ise çoktan sıkılarak içeriye geçmişti bile.

Saniyeler sonra çalan zil ile Jimin'in kapıya bakacağını söyleyen sesini duymuş ve işine devam etmişti. Kim geldi bilmiyordu ama çokta umrunda değildi. Sadece yapacağı tatlıya odaklanmış durumdaydı çünkü Seokjin ile girdiği iddiadan sonra alfası fazlasıyla hırslanmış ve ortaya güzel şeyler çıkarmak istemişti.

İçerden gelen sesler kesildiğinde mutfak kapısından duyduğu sesle yerinde sıçramıştı.

"Burada çok usta bir tatlıcı olduğunu duymuştum."

i got you, you got meWhere stories live. Discover now