7. Böyle olmamalı

44 8 60
                                    

Bölüm şarkıları :

Alişan - Hele bi
Hande Yener - Sopa
Jakuzi - Koca bir saçmalık

Nisan'ın anlatımıyla :

Bu gün düne göre Arhan sayesinde biraz daha iyi hissediyordum ama hâlâ çok bir şey değişmemişti.

Şu an ise odam da oturmuş can sıkıtısıyla cebelleşiyordum. Cidden yapacak hiç bir şey yoktu. Telefonla uğraşmak bile sarmıyordu. O yüzden bende kafamı odadakı gereksiz detayları düşünerek uğraştıracaktım.

Odanın kapısının kırık olması pekte gereksiz bir detay değildi ama olsun gözüme ilk o çarpmıştı. Ne de olsa en büyük detay oydu bir zahmet çarpsın.

Evet, odanın kapısı hâlâ kırıktı, yaptırmamıştı. Onun yüzünden dün çok zor uyumuştum, çünkü kapı kapalı olmadıkça kendimi rahat hissedemiyordum.

Odadakı iki yıllık o "meşhur" duvar saatim bu sabah sonunda tam saat yedide durmuştu.
İlk kez bu saatin durduğuna şahit oluyordum. Durdukça pilini değiştiriyorlardı ama ben hiç bu anı tutturamadığım için durduğunu görememiştim.

Odanın en çok dikkat çeken şeylerinden biri kesinlikle pembe ve kırmızı tonlarında olmasıydı ama ona deyinmeyeceğim.

Ama mobilyalara bir şey diyemeyecektim çok güzellerdi. Kim seçtiyse güzel bir zevki vardı.

Elimde tuttuğum telefonun titremesiyle odadakı detayları incelemeyi bıraktım. Rasim malından bir mesaj gelmişti. Mesajlaşma sayfasını açtım. Evet, engelini dün kaldırmıştım. Demiştim ya istediğim zaman engelleyip, istediğim zaman engelini kaldırıyordum.

Bir numaralı gerizekalı :
"Nisan, odama gelsene sana bir şey göstereceğim."

Nisan Abbasova :
"Neden beni sekiz adımlık oda mesafemize rağmen mesaj yazarak çağırıyorsun ? Bağırsaydın gelirdim."

Yazıyor...

Bir numaralı gerizekalı :
"Bırak şimdi onu, hemen odama gel bekliyorum."

Nisan Abbasova :
"Tamam geliyorum, bekle biraz," yazarak mesaj sayfasından çıktım. Ben bu çocuğa pek güvenmiyorum, her şeyi yapabilir. O yüzden aynaya son kez bakmadan geçmeyecektim. Üzerimde boğazlı, açık kahverengi bir kazak elbise vardı. Elbise vücuduma tam oturuyordu ve oldukça güzeldi, geçen ay beğenerek almıştım. Bacak kısmında ise küçük bir yırtmaçı vardı.

Saçlarıma maşayla dalgalar vermiştim. Yüzümde ise hafif bir göz makyajı ve maskara vardı. Dudaklarımda ise pek tercih etmesemde kırmızı bir ruj vardı. Kırmızı ruju elbiseyle uyumlu bulduğum için sürmüştüm. Fena da görünmüyordu aslında.

Daha fazla oyalanmadım ve kapısı olmayan odamdan dışarı çıktım. Rasim'in odasına kapıyı tıklatarak girdiğimde bu kalabalığı görmeyi asla beklemiyordum. İyi ki son kez kendime ayna da bakmıştım.

Acaba neden bu odaya çağırıldım ?

İçerde uzun zamandır görmediğim kişiler vardı. Arzu, Melih ve Bahar. Arzu ve Melih neyse de Bahar'ı en son ne zaman görmüştüm onu hatırlamıyordum.

Bahar benim Azerbaycan da sanaldan tanıştığım arkadaşımdı. Onu epey özlemiştim. Bana Azerbaycan da apar topar bir işi çıktığı için gitmesi gerektiğini söylemişti, ardından ortadan kaybolmuştu. Ne kadar mesaj yazsam da hiç birini görmemişti.

Sanırım anlıyordum, Bahar bana süpriz yapmak için buraya çağırmıştı. Ortada zaten Rasim felan da yoktu, onun telefonuyla bir mesaj yazmıştılar sadece. Rasim dışında Arhan da odada yoktu.

HAYAT ANLATILMAZWhere stories live. Discover now