13.

104 24 29
                                    

13/01/2024-Cumartesi

"Jay, bugün cumartesi. Uyumak istiyordum ben."

Jay şokla elini ağzına götürdü. Bunu tamamen unutmuştu. "Aa gerçekten unuttum ben bunu. Özür dilerim."

Jay'in yüzünden pişmanlık akarken Jake bunu sorun ediyor gibi görünmüyordu. Uzanıp Jay'in yanağına küçük bir öpücük kondurdu koşarak odasından çıktı. Jay gülerek arkasından baktı ona. Nasıl sevimli göründüğünün farkında mıydı acaba Jake?

İkili sabahın erken saatlerinde edilen bir kahvaltının ardından biraz dolaşmak üzere evden çıktılar.

Jay yanında yürüyen kendinden kısa çocuğa baktı. Şu kadar kısa süre içerisinde nasıl da böyle yanında yürür vaziyete gelmişti aklı ermiyordu. Üstelik dün epey yol kat etmişlerdi ikisi. Ayrıca Jake konuştuktan sonra akşamı kendi evinde geçirmesi için teklif bile sunmuştu. Jay de balıklama atlamıştı buna. Tabii her şey sabahın köründe okula gitmek için Jake'i kaldırmasından önceye kadar normaldi.

"Jay, eğer zamanda geriye gitme şansın olsa hangi zamana giderdin?"

Bu Jay'in başından aşağı kaynar suların döküldüğü ikinci andı. Bembeyaz kesilen yüzünü Jake'e çevirip normal davranmaya çalıştı. Başardığı ise söylenemezdi.

"B-ben... Şey, sanırım..."

Konuşmaya çalışıp daha çok beceremezken Jake buna şaşırmıştı. Alt tarafı bir soruydu işte.

"Ne oldu Jay?"

Jay fazla tepki verdiğini düşünüp toparlandı. Jake'in bilmesine imkan yoktu sonuçta. Ondan bir şey saklamak istediğinden değildi de, hayatlarına normal bir şekilde devam edebilmeleri için böylesi gerekliydi.

"Ben galiba geriye dönmek istemezdim Jake. Çünkü seninle geçirdiğim anları hiçbir şekilde yok etmeme gerek yok. Şimdiki halimizden mutluyum. Senin nereden geldi bu aklına?"

Jake sessizce omzunu silkip Jay'e daha fazla yaklaştı. Hatta saniyeler sonra ellerini kenetlemişti. Jay'in söyledikleriyle mutlu olduğu belliydi.

"Peki sen hangi zamana giderdin?"

Bu soruyu duyan Jake'in tepkisi daha beter oldu. Aklına bir şeyler gelmiş olacak ki yüzü düştü. Ardından kuru bir sesle cevap verdi. "Annemin intihar ettiği güne giderdim sanırım. Ona ilaçlarını verdikten sonra oyun oynamaya gitmez de ölmesine sebep olmazdım."

Jay ne diyeceğini şaşırmış ve fazlasıyla üzülmüştü Jake'e. Onun surat ifadesini fark eden Jake sordu. "Ne oldu?"

"Özür dilerim Jake, sormamalıydım."

Jake başını iki yana salladı. "Sorun değil. Bunları aşamadığımdan değil. Sadece pişmanlık var içimde. O gün annem benden ilaçlarını istemişti. Bilemedim tabii bütün paketleri içip kendini öldüreceğini. Sonrasında beni arkadaşlarımın yanına göndermişti. Akşama kadar oyun oynamıştım o gün. Geç geldim eve. Annem gitmişti tabii artık."

Jay elini sıktı Jake'in destek vermek istercesine. Bu işareti alan Jake gözlerini ona çevirip gülümsedi.

"Merak ediyorsundur belki: babam yoktu. Annemi kurtarmak için en azından. Tek sorun benim doğmam olduğu için defolup gitmişti o. Hâlâ da tanımam ve bilmem; kimdir, nedir, nerede yaşar? Zaten annem de onu özlemeye dayanamayıp gitti."

"Annen veya baban olarak değil ama Jay olarak yanında olacağım ben Jake. Bunu unutma tamam mı?"

Jake gülümseyerek durdu yolun ortasında. Ardından kollarını Jay'e sardı. "Teşekkür ederim."

Jay karşılık verip sarılırken aklına son anda gelen şeyle birden ayrıldı. "Ve eğer istersen sevgilin olarak da yanında olabilirim Jake."

Jake de sırıttı. "Bu bir teklif miydi?"

"Kabul edeceksen öyle."

"Reddetme lüksüm yok ki. Elbette kabul ediyorum."

Jay yüzü kendininkinden santimetreler uzakta olan Jake'in yüzüne yaklaştı yine. Dudaklarından uzunca öpüp bıraktı. Ardından ikili nedendir bilinmez, koşmaya başladı.

Bu koşu Jay'in evine kadar devam etti.

*****

13/01/2024-Cumartesi

"Jay, sevgili olalı yarım saat olmuşken neden ailene beni kocan olarak takdim ettiğini açıklamaya ne dersin?"

Jay uzandığı yataktan kalktı ve başında dikilen Jake'e baktı yüzündeki yaramaz sırıtışla. "Bence bunda bir sorun yok. Hem annem seni çok sevdi. Gerçi tanıyordu zaten."

Jake ellerini beline koyup hesap sorma aşamasına geçmişti bile. Ne demek Jay'in annesi onu tanıyordu? "Nasıl yani?"

"Okulun başından beri bahsettiğim tek kişi sen olunca kadın tahmin etmiş. Zaten saklamadım ben de. Öyle yani. Tanıyınca daha çok sevdi ama bak."

Jake başını sallayıp ellerini belinden indirdi ve Jay'in odasını dolaşmaya başladı. Uzun süren koşularının Jay'in evinde sonlanmasıyla oluşan tanışma anı onu germişti epeyce. Gerçi Jay'in ailesi epey sıcakkanlı insanlardı. Ama tuhaftı işte. Neyse ki şimdi rahat olmaları adına annesi onu Jay'in odasına göndermişti.

"Neye bakıyorsun bu kadar detaylı?"

Jake daldığı resimden Jay'in sesiyle ayrıldı. Ardından küçük çerçeveyi eline aldı. "Küçüklük fotoğrafını buldum. Ona bakıyordum. Ne kadar tatlısın böyle."

Jay bunu duyunca kahkaha attı. "Tatlı olduğunu sanmıyorum ama sağol."

Ardından Jake'in arkasına geçip kollarını arkadan boynuna sardı. Jake elleriyle onun kolunu tutup arkasını döndüğünde fazla yakın bir pozisyondalardı. Tabii klişe yaşamasalar olmayacağı için Jay'in annesi odaya girmek için tam o anı münasip görmüştü.

"Aa, oğlum çok pardon. Dur ben çıkayım, siz devam edin."

Jake utançla yüzünü Jay'in boynuna gömdü.

Chaser-JaykeOnde histórias criam vida. Descubra agora