Bölüm-1

50 5 30
                                    

29.01.2003
Saat: 20.01

Orta yaşlı adam bardaktan boşanırcasına yağan yağmurda koşarak öksürükler içinde arabasına binmişti.

Hemen kapısını kapatmış ve kapılarını kilitlemişti.

Arabasını çalıştırmaya çalışmıştı, çalıların arasından gelen maskeli adamı fark etmeden.

"Lanet gelsin çalışsana!"diyerek direksiyona vurmuştu.

Tekrardan denediğinde ise arabası çalışmış yüzünden zafer kazanmışçasına bir gülüş oluşmuştu.

"Sonunda."

Arabanın çalışmasıyla hızla gazı köklemesine rağmen çamura saplanmış araba olduğu yerde saymıştı.

Birden camın tıklatılmasıyla yutkunmuş kafasını yavaşça cama doğru çevirmişti.

Dışarıda gördüğü maskeli adamla, orta yaşlı adam şoför koltuğuna sinmişti.

Maskeli adam gözünden belli olan gülümsemesiyle tekrar camı tıklamıştı.

Orta yaşlı adam endişeyle maskeli adamın gözlerine bakmıştı.

Birden maskeli adamın gözden kaybolmasıyla endişeyle etrafına bakmıştı orta yaşlı adam.

Birden camın kırılmasıyla koltuğuna yapışmış yutkunarak burnunun ucundaki baltaya bakmıştı.

Maskeli adam hızla kapıyı açıp orta yaşlı adamı yakasından tutup yere atmıştı.

Orta yaşlı adamsa çamurun içinde maskeli adama bakarak hızla geri geri kaçıyordu.

Kaçmasına rağmen üstüne rahat adımlarla gelen maskeli adamsa onu süzüyordu.

"En nefret ettiğim, kirli kurbanlardır."

Orta yaşlı adamsa anlamlandırmaya çalışırken en son gördüğü şey havaya kalkmış olan baltaydı.

.

29.01.2003
Saat: 22.20

"Biraz daha otursaydınız keşke."demişti Du-Ho yakın arkadaşına bakarak.

"Bebek huysuzlaştı biz gidelim en iyisi Du-Ho."demişti Chung-Ho.

"Yine bekleriz ama."demişti Gyeong.

Evli çift yakın arkadaşlarını uğurlamışlardı.

"Hayatım hadi bebeğimizi de kendinde üşümeden içeriye girin."demişti Du-Hu karısına bakarak.

Gyeong ise eşini mutlu ve hayran gözlerle onaylamıştı.

Evli çiftin oturmasıyla birlikte kapının tekrar çalması bir olmuştu.

"Bu saatte kim geldi acaba?"demişti Gyeong endişeli gözlerle kocasına bakarak.

"Bilmiyorum dur ben bakarım."demiş ve hızla ayaklanmıştı Du-Ho.

"Du-Ho dikkat et."demişti Gyeong eşine endişeyle bakarak.

Genç adam eşini rahatlatmak istercesine tebessüm etmişti içindeki endişeyi belli etmeden.

Du-Ho'nun kapıyı açmasıyla karşısında gördüğü adamlarla şaşırması bir olmuştu.

"Buyrun?"demişti Du-Ho.

"Bu saatte rahatsız ettiğimiz için özür dilerim.

Ben Gangnam karakolundan geliyorum.

Ben komiser Kim Dae.

Yakınlarda bir cinayet işlenmiş, yakın saatlerde herhangi bir hareketlilik fark ettiniz mi?

Ya da bir saniye..."diyerek cebinden fotoğraf çıkartmıştı.

"Du-Ho ne oluyor?"demişti Gyeong.

"Bilindiğiniz üzere Kore'de aranan bir katil var.
Kelle avcısı."demiş ve maskeli bir adam göstermişti.

"Gördünüz mü?"diyerek sorusunu tamamlamıştı Kim Dae.

"Hayatım yakınlarda cinayet işlemiş. Memur beyler herhangi şüpheli bir şey gördünüz mü diye soruyorlar."demişti Du-Ho eşine bakarak.

Gyeong ise eşine ve polislere bakarak bilmediğine dair kafasıyla işaret etmişti.

"Bende herhangi bi-"

"Komiserim buraya bakmanız gerek."demişti köpeğini tutmaya çalışan iri yarı genç adam.

Hızla polisler genç iri yarı adamın yanına hareket etmişlerdi.

Komiser eşelenmiş kar yığınına bir süre bakmış ve evli çiftin yanına adımlamıştı.

"Bu sebzeleri buraya kim ekti?"demişti Kim Dae.

"Yan tarafta oturan komşularla ortak kullanıyoruz orayı."demişti Du-Ho.

"Anladım dikkatli olmanızı öneririm.

Tekin değil bu aralar buralarda."demişti Kim Dae bahçe çıkışına doğru adımlayarak.

"Sen..."demişti Gyeong kar yığınına bakarak.

"Hayır!"diyerek bağırmıştı Gyeong.

Genç kadının birden bağırmasıyla bahçeden çıkmak üzere olan memur hızla kadına doğru dönmüştü.

"Sen o sebzeleri ektin.

Sen yaptın."demişti eşine bakarak.

Hızla Kim Dae, evli çiftin yanına adımlamıştı.

"Ne dediniz?"demişti Kim Dae kadına bakarak.

Du-Ho ise karısının ne yaptığına anlam vermeye çalışarak bakmıştı karısına.

"Sen katilsin.

Kelle avcısı sensin değil mi?"demişti gözünden süzülen yaşlarla genç kadın.

"Gyeong ne diyorsun sen?"demişti karısına bakarak Du-Ho.

Kim Dae hızla karşısında duran adamı çevik hareketlerle kelepçelemiş ve arabaya götürmüştü.

Gyeong ise yaşadığı olayların etkisiyle karın içinde oturmuş ağlamaya başlamıştı çaresizce.

Wanted|JJKTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang