Bölüm-3

18 5 27
                                    

"Bay Du-Ho değil mi?"demişti MinSun karşısında saçları grimsi saçlara sahip adama bakarak.

Genç kız şaşkınlıkla onu süzmüştü.

Dışarıdan bakıldığında gerçekten karizmatik gözüken ve bir beyfendi gibi gözüken adamın içinden katil çıktığına inanamıyordu hâlâ.

"Evet?"demişti Du-Ho karşısındaki iki memura bakarak.

"Size bazı sorularımız olacak."demişti MinSun önündeki dosyayı açarak.

"Ne gibi bir sorunuz olacak genç hanım?

Katil olan birisine ne kadar güvenebilirsiniz."demişti adam karşısındaki kızın gözlerinin içine bakarak.

Genç kız duraksayarak dosyaya bakakalmıştı.

"Yıllar önce sizin işlediğiniz cinayetlere benzer cinayetler yaşanıyor.

Tüm Kore'nin can güvenliği yok bize tek yardım edebilecek kişi sizsiniz."demişti MinSun karşısındaki adama bakarak.

"Peki bunun karşılığında ne alacağım ben küçük hanım?"demişti genç kıza doğru eğilerek adam.

"Ölmüş masum oğlunun hatırına yapamaz mısın bunu ihtiyar?"demişti Jungkook araya girerek.

Du-Ho duyduğu sözle kahkahalara boğulurken karşındaki ikili şaşkınlıkla ona bakakalmışlardı.

"Oğlum yaşasaydı bunu yapmamı isteyeceği ne malumdu?

Bilmediğiniz işlere burnunuzu sokmayın."demişti adam arkasına yaslanarak.

"Cinayetlerinizde kurbanların işaret parmaklarına çizdikleriniz nedir?"demişti adamın önüne fotoğraf koyarak MinSun.

"Öldüklerine ait işaret.
Hiçbir şey yani."

"Ne demek hiçbir şey işlediğiniz cinayetlerin hepsinde bu işaret var. Saçma değil mi?

Neden öldürdüklerine dair işaret koyuyorsun?"demişti Jungkook.

"Siz neden bu işareti merak ediyorsunuz?"demişti Du-Ho.

"Bize yardım etmeye niyetiniz var mı?"demişti genç kız adama bakarak.

"Aynı işaret var değil mi şu anda yaşanan cinayetlerde de?"demişti Du-Ho merakla.

"Gidelim."demişti genç kız ayağa kalkarak.

"Küçük kız bana kalırsa fazla zorlama.

Sen buralardan kaçmaya bak."demişti MinSun'un bileğini tutarak Du-Ho.

Genç kız şaşkınlıkla adama bakarken hızla Jungkook araya girmiş kızla adamın ellerini birbirinden ayırmıştı.

"Eski hükmün var sayıyorsan artık öyle bir şey yok."demiş ve karşısındaki adamın bileğini sertçe bırakmıştı Jungkook.

.

"O işaretin bir anlamı var hyung neden bizi umursamıyorsun?"demişti Jungkook hoparlörde olan telefonla konuşarak.

"Anlamını çıkartamadığınız işaretin ne anlamı olsun Jungkook?

İşareti şüpheli buluyorsan ne anlama geldiğini çöz bana getir.

Yoksa Bay Choi bunu burnumuzdan getireceği kesin.

Başka bir zaman tekrardan gidelim şu adamın yanına."demişti Namjoon telefondan.

"Bundan sonra Du-Ho'nun bize faydası olacağını düşünmüyorum.

Yaptığı açıklamada mantıksız.

Biz demeden cinayetlerde aynı işaretlerin olup olmadığını sordu."demişti MinSun.

"Kısacası çıkmaza girdik hyung."demişti Jungkook.

"Orada ne oluyor?

Jeon şurda dur ileride bir kalabalık var.

Binanın önüne neden hepsi toplanmış."demesiyle Jungkook hızla arabayı durdurmuş kalabalığa doğru bakmıştı.

"Ne oluyor orada?"demişti telefondan Namjoon.

"Hyung seni en iyisi biz daha sonra arayalım."demişti Jungkook arabadan inerken.

Genç ikili kalabalığı yararak binanın içine girmesiyle iğrenç kokuyla burunlarını kapatmak zorunda kalmışlardı.

Duvarda gördükleri kanla yazılmış yazıyla birbirlerine bakakalmıştı genç ikili.

"Kural-1:
Tanımadığın hiç kimseye yardım etme."

Wanted|JJKWhere stories live. Discover now