BÖLÜM 14: Skyron'un En Güçlüsü

55 9 0
                                    

SKYRON'UN EN GÜÇLÜSÜ ✨

🎵 - Kings & Queens - Ava Max - 🎵


YENİ KARAKTER:

YENİ KARAKTER:

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

***

Yatağa oturmuş, dirseklerimi dizlerime yaslamış bir şekilde öylece elimdeki Safir taşına bakıyordum. Vincent'ın odasındaydım, Arissa ve Jasper da yanımdaydı ve onların da gözü elimdeki büyülü taştaydı. Vincent ise kütüphanedeydi. Krallığa geldiğimiz gün okuduğumuz Safir Taşının Sırları kitabını bulmaya gitmişti. Bugün Skyron'dan ayrılacaktık ve bilgilerimizi tazelememiz gerektiğini düşünmüştük. Kraliçe Celine, her büyülü taş için böyle kitaplar yazıldığını söylemişti ve doğrusu bu bizi pek memnun etmişti. Güçlerinden haberimizin olmadığı beş büyülü taşı yanımızda taşımak kolay olmayacaktı. Onlar hakkında ne kadar çok şey bilirsek o kadar iyiydi.


Nefeslenir gibi güldüm. "Şu an bütün Skyron'un gücünü elimde tuttuğuma inanmakta güçlük çekiyorum," dedim kendi kendime.

"Bu daha başlangıç, hayatım. Önümüzde daha uzun bir yol var ve nereye çıkacağı belli değil," dedi Arissa. Başımı kaldırıp ona baktım.

"Sence diğer krallıklar da Skyron gibi bize inanır mı?" diye sordum.

"Bence bir şekilde inanacaklar. Ama bu Skyron kadar kolay olmayacak. Daha önce söylediğim gibi; Skyron, içlerinde en kolay olanıydı. Fakat diğerleri bizi uğraştırabilir," dedi. Kaşlarımı çattım.

"Hangileri mesela? Welshire'ı saymazsak geriye üç krallık kalıyor," dedim. Biraz düşündükten sonra cevap verdi.

"Ignacia ve Antares hep hırçın krallıklar olmuşlardır. Ama Faylinn onlar kadar zorlayıcı değil. Diğer ikisi arasında ise hangisi daha zor bilemiyorum." Gözlerimi tekrar Safir'e indirdim. Diğer krallıkları düşündüm. Faylinn. Ignacia. Antares. Welshire. Hepsine gitmek zorundaydık. Ama Welshire, şu an Cornelia'nın elinde olduğu için orasını en sona bırakmıştık. Diğerlerine gelince... Ben bu yolculuğa çıktığımdan beri içten içe hep Antares Krallığı'nı merak etmiştim. Oraya gitmek için içimde garip bir dürtü vardı. Bir şey beni oraya çekiyor, ruhum beni oraya sürüklüyordu. Sanki oraya gitsem çok önemli şeyler öğrenecekmiş gibi hissediyordum.

Kapının açılmasıyla yerimden kalktım. Vincent, elinde Safir Taşının Sırları kitbıyla geri dönmüştü. "Zor oldu mu bulmak?" diye sordum.

"Hayır, neyse ki bıraktığımız yerdeydi."

Kitabı alıp sayfalarını karıştırdım. Çok kalın olduğu söylenemezdi ama ince de değildi. Bana kalsa giderken bu kitabı da alırdım ama zaten çantamda iki tane kitap taşıyordum ve fazladan yüke kesinlikle ihtiyacım yoktu.

KAYIP HANEDANWhere stories live. Discover now