SAYE

87 9 3
                                    









•SAYE•

***********

İstanbul yok olmak ister gibi göğü yere indiriyordu yine. Yağan yağmurla ıslanan kirpiklerimi aralamaya çalıştım. Dimdik duran ifademin aksine artık bedenim hissettiği acıya dayanamıyordu. Ben acıyordum, kanıyordum. Kesilen avuçlarımı sıkmaktan içine dolan kan yağan yağmurla birlikte toprağa karışıyordu. Bir an ben de toprak olmayı diledim. Ne vardı şimdi ıslanan toprağın altında ben olsaydım. Zaten yaşayan bir ölüden farkım kalmamıştı.

Direniyordum. Babamdan öğrendiğim gibi güçlü duruyordum. Karşımdaki adam elindeki silahı bedenime doğrultulmuş bir an olsun gözünü kırpmadan bakıyordu yüzüme. Kan dolan dudaklarımı aralayıp tükürdüm. Öyle sert darbeler almıştım ki yüzüm gözüm kan içindeydi. O ise benim aksime son derece sağlamdı. "Sık artık şu siktiğimin kurşununu !" dedim onu çıldırtmak için gülümseyerek. Fakat hala sakin kalmayı başarıyordu. Her şeyi mahvetmiştim ama o hiçbir şey yapmamışım gibi bakıyordu yüzüme.

"Maskeni çıkar artık Melina !" Yağan yağmurun gürültüsünden bağırarak konuşmak zorunda kalıyorduk. Islanan siyah saçları alnına dökülmüştü. "Artık dur ! Yaktın yıktın yetmedi mi ?"

Ellerimi iki yana kaldırdım. "Yetmez Eraslan ! Dünyayı yok etsem içimdeki öfke dinmez ! Anla artık !" Anlamalıydı. Benim sadece zarar olduğumu anlamalıydı.

Titreyen gözlerle baktı yara bere içinde kalan bedenime. "Bu mu ?"

"Bu !" diye bağırdım son gücümle. "Alaca bu ! Kimsenin sevmediği o kız çocuğu bu !" Yüreğim ağlıyordu da gözlerimden tek damla yaş akmıyordu. Artık ölmek istiyordum.

Uzun uzun baktı sanki hiç silah doğrultmuyormuş gibi. "Sen ölüsü bile sevilmeyecek olan o kız çocuğusun. Sevgiye layık değilsin !" dedi ıslanan kirpiklerini bir kez olsun kırpmadan. Tanıdığım oğlan çocuğu değil koca bir adamdı karşımdaki. Ve en acıtanı nefret doluydu. Bunun sebebi bendim, geçmişti, babamdı.

O an yalnızca kalbimin göğüs kafesimi deldiğini hissediyordum. Zaafımı biliyor ve beni tam olarak zaaflarımla vuruyordu. İlk kez yaptığı bir şey değildi son kez olmayacağını da kahveden kara gözleri yemin edercesine haykırıyordu. Dik duruşumu bir an olsun bozmadım. "Bir gün." dedim çenemi sıkarak. "Bir gün bana layık görülmeyen sevgi hepinizin sonu olacak Eraslan. Bunu ben yapacağım."

Silahı kavrayan eli sıkılaştı. Öyleki bu mesafeden beyazlaşan parmak boğumlarımı görüyordum. "O halde o gün gelene dek sana olan nefretimi hatırla Yalaz kızı." Yağan yağmurda ıslanan bedenlerimizi umursamadan baktık birbirimize. Susmuştu zira son zehrini en güçlü şekilde akıtacağını biliyordum. "Bil ki bu nefret ölsem de dinmeyecek, ölsen de."

Kulaklarıma ulaşan tiz ses ve omuzumda hissettiğim keskin acı son sözlerine eklenmişti. Geriye kalan kapanan gözlerim ve son kez baktığım koyu kahvelerdi.





                     HELLOOOOOĞĞĞĞĞ

Öncelikle TİM okurlarıma sonsuz teşekkür ediyorum.

Evet yeni bir evrenle karşınızdayım. Düşmanlık duygusunu iliklerimize kadar hissettirecek o çiftimiz an itibariyle Wattpad sayfalarınızdadır efendim.

İlk bölümü çok geçmeden yayınlayacağım. Ve bilmenizi isterim ki bu kurgu zihinlerinizi bulandırabilir zira ben dahi yazarken 'Allahım bismillah.' evrelerinden geçtim. Yapacak bir şey yok bekleyip göreceğiz.

Keyifli okunmalar diliyorum...



[SAYE]

SAYEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin