BÖLÜM 3: Kanlı Piyon

7 0 0
                                    





"Çaresiz kaldığım zamanlarda,
gider taş ustası bulur, onu seyrederim.
Adam belki yüz kere vurur taşa ama değil kırmak,
küçücük bir çatlak dahi oluşturamaz onda.
Sonra birden yüz birinci vuruşta,
taş ikiye ayrılıverir.
İşte o zaman anlarım ki taşı iki bölen
o son vuruş değil,
ondan öncekilerdir."

Jacob Riis

İyi Okumalar...

Bölüme Özel Şarkılar

Isabel LaRosaa- Favorite / Older
Kerem Keskin- Görmezden
Çağan Şengül & Emre Aydın- Yansın

Isabel LaRosaa- Favorite / Older Kerem Keskin- GörmezdenÇağan Şengül & Emre Aydın- Yansın

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.





                               •Kanlı Piyon•

Geçmişten Bir Kesit

Paytak adımlarla Yalaz malikanesinin çimlerinde koşturuyordu Alaca. Öyle ki mutluluğu attığı şen kahkahalardan belli oluyordu. Yüzüne bakan çizgilerinden bile çehresinden akan mutluluğu anlardı. Alaca Yalaz mutluydu. Çünkü henüz aklı hüzüne ermiyordu. Ona bahşedilen nefretten bir haberdi.

Yaş dört. Günlerden cuma. Ve mutluluk var.

Üzerinde babasının giydirdiği pembe tül elbisesi, ayağında beyaz rugan babetleriyle çimlerde ardından koşturanları umursamayarak ilerliyordu. Bugün o güldü.

27.10.2000

Alaca Yalaz dört yaşına girecekti. Yarım bir dört olur muydu ? Alaca ömründeki dördüncü yıla yine yarım olarak giriyordu. Fakat el kadar bebeğin aklı eremedi. Vakit hasıl olduğunda öğrenecekti sevgisizliğin kara lekesinin ne denli ruha işleyeceğini. Şimdi bebekti, saftı. Elleri paktı.

"Babacım dur !" diye bağırdı henüz genç olan Yaman Ali Yalaz. Küçük kızı son sürat bahçenin aşağısına koşuyordu. Bütün aile bahçede kurulan masaya yerleştiği sırada Alaca bakıcısının kucağından kaçıp bahçenin arkasına doğru koşmaya başlamıştı. Biliyordu Yaman Ali küçük kızının nereye koştuğunu. Onunla kardeş gibi büyüyen ve doğduğundan beri ondan ayrılmayan köpeğine koşuyordu. Dorin.

Birce Yalaz masanın başında gülerek izliyordu kızının peşinde koşan oğlunu. Oğlu mutluydu. Eşinden yana olmasa da kader ona bıcır bıcır bir kız çocuğu vermişti. Kumral saçlarını topuz yapmıştı ve oldukça genç duruyordu. Masanın diğer ucunda oturan kadına kaydı bakışları. Emsal Yalaz. Geliniydi. Biliyordu bu evliliği istemediğini fakat ailesine sözü geçmediğini az çok anlamıştı. Sevmeyi dene, demişti gelinine. Artık kaderin bu razı gelmekten başka şansın yok. Kızına iyi bir anne ol, demişti. Lafları zerre işe yaramamıştı. Bu kadın kızının yüzüne bakmıyordu. Alaca doğduğunda bile emzirmek istememişti.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: May 08 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

SAYEWhere stories live. Discover now