2.BÖLÜM

51 16 40
                                    

İspanyolca şarkılar dinleyin okurken pspposdpd

💕

Uçak Amerikaya indi.
Amerikadayım. Beş parasız. Evsiz ama yine de Amerikadayım. Sadece bu çocuğa güvendim. Adını bile bilmediğim o çocuğa ama herkesten çok güveniyordum ona. Sebebini bilmiyordum ama güveniyordum. Dediği gibi beni karşıladı. O gün onu sokakta gördüğümün aksine üstünde güzel kıyafetler vardı. "Parayı mı buldun burda" önünü gösterdi. Önümüzde son model Bi araba vardı. "OHA!" şerefsiz harbi parayı bulmuş olmalı. "Nası oldu" arabaya yöneldik. Kapımı açtı. Ah centilmen erkekler. " Anlatıcam ama önce tanışman gereken insanlar var" ulan yoksa zengin biri ile mi evlendi bu Amerika'da vay şerefsiz! Kimle tanışacaktım acaba? Sevgilisi ile mi? Yoksa ailesi falan mı? Sorularıma yanıt arıyordum. Fazla meraklı bir insanım. Ve konuşmayı çok severim. Yıl boyunca kafasının etini yedim. Sesini çıkarmadı. Ama yüzünde "sus artık" der gibi bir ifade vardı. Gelmiş olucaz ki Bi otelin önünde durdu. Otel mi? Şaka yapayisin!

"cidden otelde mi kalıyorsun bu Araba ile?" LAN! NASI AKLIMA GELMEZ "ÇALDIN DİMİ ARABAYI!"
Güldü. Gerçekten büyük bir kahkaha ile güldü. "Emanet"

Otelden içeri girdik. Eşyalarımı aldırttı. Ve üst katlarda Bi odaya gittik. Kapıyı çaldı. Allahım içeride beni kim ve ne bekliyo bilmiyorum ama çok merak ediyorum. Kapı açıldı. Kapıyı 45 - 50yaşlarında bir adam açtı. Aslında genç görünüyordu ama 45 yaşında olduğunu tahmin ettim. Adam eliyle içeriyi işaret etti. Çocuk girmeden girmedim 3ümüz de birbirimize baktık . Ardından adam sırıttı. " Karan sen arabayı teslim et. Kızla ilgileniriz biz." Karan mı?? Çocuğun adı karan mıymış?? Gerçekten de güzel isim. Uzun zaman sonra ismini öğrenmiştim. Karan adamın dediğine onaylarca kafasını salladı ve aşağı indi. "İçeri gel." emir mi verdi bana? Ve beni içeride ne beklediğini bilmiyorum." gelmem" adam şaşırdı. Ne şaşırıyorsa. "Şaka şaka geliyorum"
Adam daha da şaşırdı. Şaka yaptım ya ne varsa.

İçeri geçtim. Gördüğüm manzara karşısında şaşırdım. İçeride 3kişi daha vardı. Biri kız diğer 2si erkekdi. Benim yaşlarımdalardı. Belkide benden bikaç yaş büyüklerdir. Bunlar kimdi şimdi?
Amca Türkdü. Peki bu içeride Bi koltukta oturmuş 3 şahsiyet? Büyük ihtimalle Türk değillerdi. Amerikadaydık ve kesinlikle Yabancı gibilerdi. Otel odası 1 kız 2 erkek 1 Amca ne yapıyorlar burda. Of Allahım kimsenin ismini bilmemek çok zor. "Amcacım bunlar kim?" "Karan nerde kaldı" "Ve ben çok açım yemek yok mu?" "Baya uzun yoldan geldim de Bi tuvalete gitsem?" Herkes bana ağzı açık şaşırmış Bi şekilde bakıyordu. Ay napabilirdim ki. Masada bir elma gördüm. Açlığımı biraz yatıştırsın diye Bi ısırık aldım. Bi yandan yerken Bi yandan da sesli düşünmeye başladım. "Şu ortadaki çocuk yakışıklıymış, yanındaki de yakışıklı şimdi yalan yok" "Kız da güzelmiş nereli bunlar amcacım" ortamdaki herkes gülüyordu. Komik olan Neydi. Amca diye seslendiğim bizi kapıda karşılayan adam bana döndü. "Türkler" ananı sikim. Ama gerçekten Türk gibi değillerdi ya. Lan yoksa bunlar Karan'ın ailesi miydi. "Söyleseydiniz keşke ya" ortadaki çocuk sırıttı. "Eyvallah sende güzelsin de biraz boş yapıyorsun" nee! Bana mı dedi.? Ben ve boş yapmak?? Sinirlendim şuan. Vallaha sinirlendim. Yandaki çocuk ayağa kalktı "Elmadan daha var istersen. Öyle bir iştahla yedin ki" yandaki boy aynasından kendime baktım. Saçlarım at kuyruğu yapılmış. Üstümde beyaz bir crop altımda ise siyah bir eşofman vardı. Elimdeyse bitmiş bir elma. "Amasya elması mı bu?" yine herkes Güldü. Bu sefer kız konuştu. Onun da kahve rengi saçları beyaz bir teni vardı. Ve gerçekten çok güzeldi. "Karan bu kızın çok zeki olduğunu söylememiş miydi ya?" bana salak mı dedi bu kız? "Zekiyim canım zaten" zekiyim tabi. Allah Allah. Ayrıca siz kimsiniz ya, hala aklımda birsürü soru var derken karan geldi. "Tanıştınız mı?" amca konuştu. "senin bu aradaş çok konuşuyormuş tanışamadık" somurttum. Yine herkes güldü. Of yeter çok zorbalanıyorun şuan.

Karan hemen söze girdi. "Bu Eylül. Kendisi güzel dövüşür " bunu söylerken sırıttı. "Kimse birbirinin gerçek ismini bilmiyor ama sen istisnasın şuan. Bu saydığım isimler sahte kimliklerimiz. "
Nası yani? Sahte kimlik? "Bu liderimiz Bozok."
Lider? "bu mavi." az önce bana salak demeye çalışan kızı gösterdi. Kız çok güzeldi. Adı gibi mavi gözleri vardı. "kendisi uzman bir hacker, internetten çok iyi anlar." Ne hackeri lan "Bu Tuna." bu çocuk ise kahverengi saçlı beyaz tenliydi ve kesinlikle çok yakışıklıydı. Eğlenceli Bi tipi vardı.
"bu da Demir." Demir de esmer bombaydı. "Ve ben Karan."
Hemen lafa girdim. " Peki güzel insanlar burda niye toplandık ve Karan bu insanlar neyin oluyor?"
Adının bozok olduğunu öğrendiğim ve hakkında lider dedikleri amca konuya girdi "Uzatmayalım. Sıradaki soygun büyük Bi soygun. Diğer soygunlarımız gibi olmiyacak. İspanyadaki Gümüş Ay mücevherat galerisini soyucaz. Burası üst düzey güvenlik önlemleri ile korunuyor. Fakat halledebiliriz. Uzun Bi süre ispanyada kalabiliriz hazırlanın yarın gidiyoruz. "
Beynim sikildi. Soygun mu? Şaşkınlıkla karana baktım. Soygun derken? Şuan bir grup soyguncuyla beraberdim ve büyük ihtimalle artık bende onlardan Biriydim. Peki bana nasıl bu kadar kolay güvenmişlerdi? Karan bu yüzden beni buraya getirmişti. İyi de ben ne anlarım soygundan?.
" Çok sağolun Bi anda soygun planını anlattığınız için çok yardımcı oldu canım soyguncu lider abim amcam"
Tuna dedikleri çocuk yanıma yaklaştı ve elini omzuma attı. "Bu salak soygun planının içine sıçar. Büyük soyguna bunu almamız konusunda emin misin bozok?" salak mı dedi bana? Hemen yumruğumu yüzüne geçirdim. "Salak sensin salak!"
"LAN!" yüzünün acısı ile kükredi. Vallaha kükredi. "ulan Tuna sonunda biri sana patlattı şu yumruğu" mavinin sözleri ile hepimiz güldük.

Karan bana odamı göstermek için çıktı. Arkasından gittim. Yarın ispanyaya gidecektik. Karanın hala beni buraya nasıl aldığını ve nasıl bana güvendiğini anlamamıştım. Odaya giderken bunları ona sordum. Durdu. Gözlerime baktı. Ne olduğunu anlamamıştım ama gözlerime çok içten bakıyordu. Koridorda öylece birbirimize bakıyorduk ve bu hiç rahatsız edici değildi. Hoşuma gitmişti. Bu sessizliği Karan bozdu. "Hatırlamıyosun dimi?" gözlerine daha derin baktım. Hatırlamam gereken bişey mi vardı? "neyi?"
"Eylül" bu Eylül çok içten bir eylüldü. Samimi bir eylüldü. "Karan?" " 6yaşındayken annen seni terk ettiğinde izmirde sitede yaşıyordun. O gece baban seni bize bırakmıştı. Deli gibi ağlıyordun. Ben 9yaşındaydım. O günden sonra baban.."Hatıralar yavaşça canlanmaya başladı. "babanın durumu kötüydü. Bi süre sana annem baktı. ama sen ikimizle de konuşmadın, yemek yemedin su içmedin. Bi süre sonra benimle konuşmaya başladın. Kimseye cevap vermiyordun sadece benimle konuşuyordun. Beraber büyüdük. Babam yok diye çok üzülürdüm. Sen gelince hiçbirşeyi umursamadım. Sadece senin ile oyun oynamak vakit geçirmek istiyordum. Seni kaybetmek isyemiyordum. Sende aynı şekilde. Sonra sen 13 yaşına geldiğinde baban vefat edince İstanbula teyzenin yanına gittin. Çok özlemiştim seni. O gün o sokakta karşılaşınca kokun.. Gözlerin.. Çok tanıdık gelmişti. Sabah uyandığımda evindeydim. Kimliğine baktım ve
Eylül YILDIZ
Sendin. Küçükken sana seni hep koruyacağım hakkında söz vermiştim. Bu yüzden burdasın. Kılına zarar gelmesine izin vermem artık. Biraz soyguncuyum ama olsun eğlenceli Bi hayatım var"
Son cümlesi ile biraz olsun sırıtmışım.

Dondum kaldım. Bu.. Oydu.. Ben izmirde ki herşeyi unutmuştum. Onu da.. Birbirimize sormak istediğimiz çok şey vardı.. Sesim ağlamaklı çıktı. Hayır Eylül ağlamicaksın. Yada umrumda değil. O an tüm samimiyetimle ona sarıldım. Oda bana sarıldı. Birbirimizi bidaha hiç bırakmamak üzere birbirimize sarıldık. Ağlamaya başladım. Hüngür hüngür. Oydu. Onu hatırlamıştım. "Oğuz."
"Eylül"

Allahım bayılazaaammmm
Neyse 2 bölüm atmam şaka mııı
Ve sadece kendim okuyorum HAHAHAHAHAHS neyse bakalım İspanya yolcusu kalmasıııınnnnnn💕💕

Acaba eylülcüğümüzün partneri kim olaccak
Oğuz partner değil bu arada..

GÜMÜŞ AY IŞIĞINDAWhere stories live. Discover now