Kendi Düşen Ağlamaz

10. Bölüm

(Alize)

Beraber kahvaltıyı hazırlamak için mutfağa geçtik. Menemen yapacaktık. Tabiki soğanlı.

-Serkan? Şimdi bu Baha ayarlayabilir mi lunaparkı?

-Valla Alize keşke bilsem. Bahattin bu sana. Ne zaman ne yapacağı belli olmuyor. Neyse hadi menemen hazır. Sofraya geçelim.

Sonra yemeği sofraya koyduk. Yerken planı bir kez daha konuştuk. Her şey tamamdı. Yemekten sonra Tuğce'yi aradım.

-Alo Tuğçe. Nasılsın?

-İyi Alize sen?

-İyi bende. Bugün sadece ikimiz beraber lunaparka gideceğiz.

-Alize hiç halim yok valla. Zaten Baha da aramadı beni. Her sabah arardı. Hem en son olan olayları hatırlatmak isterim.

-İtiraz kabul etmiyorum Tuğçe. Gelmezsen evine gelir seni sürükleyerek çıkarırım.

-Offf Alize yaa. İyi tamam. Geleceğim.

-Oh çok iyi o zaman. Bir önceki lunaparka gideceğiz yine. Saat 2'de bizim eve gel. Zaten Serkan'ın da haberi var. Hem Baha da Serkan ile buluşacakmış.

-Allah Allah peki benim bundan niye haberim yok. Sen bittin Bah-

-Ya Tuğçe. Boşver biraz takilsinlar. Ne olacak sanki.

-Offf Alize off. Tamam gelirim ikide. Görüşürüz.

-Görüşürüzzz...

Sonra Serkan'ın yanına gittim. O da Baha ile konuşuyordu. Sonra ona Tuğçe'yi hallettigimi soyledim. O da Baha'nın yanına gitmek için evden çıktı. Saat daha 12 olduğu için kahve yaptım ve oturma odasına geçtim. Telefona bakarken bir yandan da kahvemi içiyordum. Ta ki Serap abla mesaj atana dek

Serap Ablam

Serap ablam: Bana bak gelin. Bu sıralar hiç gelmiyorsun buraya gözümden kaçmıyor değil. Daha seni bekleyen temizlikler var. Salça yapılacak. Turşu kurulacak. Petekler temizlenecek. Benim asabımı bozma.

Bu kadın resmen "Acaba ben bu kız için nasılsın bir temizim üretsemde şunu gıcık etsem?" diye düşünüyor boş zamanlarında. Ben eminim bak. Demedi demeyin. Sonra saatin 1.4o olduğunu fark ettim. Odaya çıkıp hazırlanmaya başladım. Sonra kapı çaldı. Ve karşınızdaki Tuğçe