Bölüm 7

627 47 4
                                    

YANLIŞLARIM İÇİN KUSURA BAKMAYIN... DESTEK OLMAK İÇİN OY VERMEYI VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN LÜTFEN...

Media: bizimkiler🥵

Elimdeki iki kupa çayla, binbaşının odasına doğru ilerledim, onun en son dün operasyonda görmüştüm, döner dönmez albayın yanına gittikten sonrada karargah dışına çıkmıştı, hem dün o olaydan sonra durgun durduğu için hemde aklımı kurcalayan bir husus vardı onu konuşmak istediğim için yanına gidiyordum. Ona bir şans vermiştim, ondan kaçmamın mantığı yoktu, o bana istediği kadar adım atsın ben karşılık vermedikçe bir ilişkimiz olamazdı.

O yüzden Umurla daha çok vakit geçirmek istiyordum. Ona karşı hissettiğinin şimdilik bir hoşlantıda olsa, bunun dahası olacağına emindim, kendimi biliyordum, zaten daha ilk gün ilgimi çekmişti o heybetli duruşuyla.

Kapısının önüne gelince, kapıdaki nöbetçiye selam verdim, ve kapıyı açmasını rica ettim, bana gülümseyerek karşılık verdi ve odanın kapısını açtı, ben içeriye girer girmezde zaten kapıyı hemen kapatmıştı.

- kapı çalmak nedir bilmez-diye ilgilendiği dosyadan başını kaldırarak tam tersleyecekken gelinin ben olduğumu görünce cümlesini yarıda kesti, beni görünce önce şaşırdı sonrada kocaman gülümsedi, bu adam bana hep böyle içten ve güzel gülecekse aşık olmam zaten fazla sürmezdi.
- kusura bakmayın komutanım elim doluydu, ama size çay getirmek istedim- elimdeki fincanın birisini hafif yukarıya kaldırarak gösterdim.

- niye zahmet ettin Ahter, gel otursana ayakta kalma- dedi gülümseyerek ayaklandı,bende bu arada ikili koltuğa oturdum, elimdekileride orta sehpaya koydum, bir yandan da önemli değil ne yorulması tarzı şeyler mırıldandım.  Umur kendini hemen yanıma bırakarak bana doğru döndü.

- dün sizi- dedim ama devam etmedim, ona siz diye hitap etmek garibime gitmişti, o yüzden cümleme tekrardan başladım -dün seni operasyondan sonra merak ettim- dedi, böylesi daha iyiydi, yinede çok mesafeli gelmişti, ama ona bir lakapla yada kalipla seslenmek için bir tık erkendi. Umur şaşkınlığını gizleyemedı, muhtemel onu düşündüğümü felan düşünmemişti, ona ilişki konusunda ciddi olduğumu belli etmeliydim galiba, elimi elinin üstüne koydum.

- Umur, ben seninle geçici bir şey için birlikte değilim, evet bekli daha seni tam olarak sevmiyorum ama bunun tek sebebi daha seni tanımıyorum, ama bunu isterim, seni her yönden tanımak isterim, seni merak ederim, senin için endişelenirim,  senin mutlu olman için elimden geleni yaparım, bu ilişki için elimden ne geliyorsa yapacağım, bende çekinme- dedim sonlara doğru elimi yüzüne koyarak okşadım, sürekli tıraş olduğu için yüzü biraz tahriş olmuştu ama hala yumuşak geliyordu.

- Ahter çok teşekkür ederim, bana dünyaları verdin, ben hala inanmakta güçlük çekiyorum, üç yıldır sevdiğim adam, benimle beraber, bu benim için bir hayalden bile öte, cennetleri versen bu kadar mutlu olmazdım-dedi, ve bana sarıldı, saçlarımın arasına gömdüğü burnuyla derin derin nefes alirken bende kollarımı ona sardım, kullandığı parfüm burnuma dolarken bende derince bir nefes aldım, kokusu çok koştu, ne çok keskin nede hafifti, çok ferah ve doğaldı.

-çok güzel kokuyorsun- dedim başımı boynun girintisine yaslarken, eliyle saçlarımı okşarken hiçte rahatsız hissetmiyordum, hatta her zaman aradığım o huzuru bulmuş gibiydim.
- bunu senin söylemen, sana çok büyük haksızlık- dedi geri çekilerek yanağımı okşadı, söylediğine kıkırdadım ve geri çekilerek iki kupayı alarak birini ona uzattım.

- Umur sen nerede kalıyorsun,ailen nerede, onlarla beraberiz mi yaşıyorsun, biraz kendinden bahsetsene- dedim koltukta tam yan oturarak ayağımın birini altıma alarak oturdum.

- yok lojmanda kalıyorum tek başımayım, annemi tanımıyorum zaten beni doğururken vefat etmiş,
babam benim gibi bir askermiş, ben altı yaşındayken bir gün okula bir albay geldi, o zaman çok mutlu olmuştum sandım ki babam geldi, sordum işte albay'a babamın nerede olduğunu, bana Türk bayraklı bir tabut gösterdi, kurduğu cümleyi asla unutamıyorum, bana demiştiki bundan sonra sen bu vatanın evladısın demişti, babamın acısına babaannem dayanamadı ve iki gün sonra o da vefat etti, geriye ben ve ablam öksüz ve yetim kaldık, bize bakacak kimsemiz olmadığı için yetimhanede büyüdüm, ablamla aramızdaki bağ her geçen gün dahada koptu, artık onla yılda bir yada iki kere zor konusuruz, yani anlayacağın hayatımda senden başkası yok, bu kalpte bir tek sen varsin- dedi acı dolu bir tebessümle, hayatının bu denli zor olduğunu tahmin etmemiştim.

- başın sağolsun- dedim, o beni gülümseyerek onayladı, bütün bu yaşadıklarının üstesinden tek başına gelmesi çok büyük bir gururdu.
- benim anlatmama gerek yoktur herhaldee- dedim tebessüm ederek, ortamdaki hüzünlü havayı dağıtmak için, söylediğime utanarak küçük bir kahkaha attı, ses tonuna gülmek çok yakışıyordu, bu adama aşık olmamak imkansızdı.

- ah evet, hayatındaki her şeyi biliyorum, ama aynı şeyleri saatlerce, günlerce aylarca hiç usanmadan senden dinlerim, ben bir ömür boyu seni dinlerim- dedi ve elimi tutarak dudaklarına götürdü.

-artık bir gün evine davet edersin binbaşım- dedim biraz nazlanarak, ses tonum biraz daha ince çıktığı için  cilveli gibi çıkmıştı, Umur başını hızlıca salladi
- çok isterim, hatta istersen şimdi bile gidebiliriz- dedi heyecanla.

-beni eve mi atmak istiyorsun yoksa ben mi yanlış anladım- dedim oyunbaz bir tonda, parmağımıda kolunda ince bir yol çizdim. Umur bir ton kızarırken, aslında onun hala altı yaşındaki halindan bir farkı olmadığını hissettim, hala o masum saf kalbi temiz çocuktu.

- Ne anlamak istersen o yavrum- dedi birden.

Yavrum bana yavrum demişti, bu hitap şekil yutkunmama sebep oldu. Benim donduğumu görünce telaşlandi - eğer bu hitap şeklini sevmediysen- diye bir şeyler söylerken konuşmasını böldüm.

- Umur- dedim elimdeki kupayı masaya koyarak, o zaten sohbet arasında çayı bitirdiği için masaya koymuştu, telaşla eydiği başını kaldırarak bana baktı,güzel yüzüne baktım, esmer tenini süsleyen kara gözlerine, biçimli burnuna, yay gibi kaşlarına, en sonundada dolgun pembesi dudaklarına, çok öpülesi görünüyordu şuanda, ve bu isteğimi yerine getirmek istedim, yavaşça ona yaklaştım, aramızda çok az bir mesafe kala durdum.

-seni öpebilirmiyim?- dedim burunlarımız birbirine değerken, Umur cevap yerine başını biraz eğerek dudaklarını dudaklarıma bastırdı, ama hareket etmedi, benden karşılık bekliyordu muhtemelen o yüzden yavaşça alt dudağını emmeye başladım, o da aynı işlemi üst dudağıma uyguladı, kısa bir süre sonra kendimi geri çektim, alnımı alnına yasladım.

-ilkti- dedi binbaşı, anlamadığım için devam etmesini bekledim. - Bu benim ilk öpücüğümdü- dedi tekrardan, işte buna fazlasıyla şaşırdım, bu adam kaç yaşına gelmişti ve ilk öpücüğünü bana vermişti haa, icimde tarif edilemez bir mutluluk kaplarken sırıtmadan edemedim. İlk aşkı ilk öpücüğü her şeyi bana aitti.

- benim değil ama bunu tahmin ediyordursun- dedim biraz geri çekilerek tepkisini merak ediyordum, benim önceki ilişkimi biliyordu. - biliyorum ama önceki ilişkilerinde ne yaşadığın beni ilgilendirmez Ahter, ben şuana bakarım, şimdi benimlesin yaa, dudakların beni öpüyor ya önemli olan o- dedi dudaklarıma kısacık bir buse kondurarak geri çekildi.

- Ben tecrubeziz bir adamım Ahter, sevmek nedir ilk sende öğrendim, bir ilişki nasıl yürür ne edilir ne yapılır bilmem, ama öğreneceğim, senden önce ne bir kadına nede bir erkeğe elimi dahi sürmedim, her konuda tecrübesizim, ama elimden geleni yapacağım- dedi mahcup bir ifadeyle, şimdi anlaşılıyordu öperken neden durduğu, binbaşı daha önce hiç kimseyi dahi öpmemişti, o daha çok masumdu. Onun bu güzel kalbini hak edecek ne yapmıştım acaba?

- amacın beni öldürmekmi binbaşım, sen böyle beni güzel severken, böyle masum masum bakarken, kalbim bu güzelliğine nasıl dayansın- dedim başımı koltuğun başına attığı koluna yaslarken, yine o utangaç gülümsemesi peydah oldu yüzünde, galiba onda en sevdiğim huyu buydu, inanılması zor olsada çok utangaç ve tecrübesiz oluşu çok hoşuma gidiyordu.
Umurla orada saatlerce konuştuk, ondan benden her şeyden, onunla vakit geçirmek çok güzeldi, sayesinde yüzümdeki gülümseme bir saniye yok olmuyordu. Onun sayesinde sevildiğimi bir kez daha hissettim.

Gelecek bölümde görüşürüzzzz......❤️

YARBİL /BxB/Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin