Mum

0 1 2
                                    

Mumun son demlerinin yanmasını izliyorum. Söndü sönecek, bitti bitecek. Titrek alevi onu tutan elimiyakıyor artık. Eriyiği elimin üzerine damlıyor. Diğer kardeşlerinin yanına katılmak için. Onu tutmak nemümkün çünkü mum yanıyor. Kendi kendini tüketiyor. Bende tükeniyorum onunla. Mum küçüldükçehavada soğuyor sanki. Titreme kaplıyor içimi. Uyuz it gibi kaşınmaktan yolduğum saçlarımın arasındaesiyor rüzgâr. Yemin ederim bir saat önce yele gibi saçlarım vardı. Şimdi onları aradığım yerdebulamıyorum. Kıpırdayamıyorum da yerimden. Ellerimi de kaldırmaya korkuyorum. Mum sönecek, sebebiolmak istemiyorum.Küçük bir hücredeyim, taştan yapılmış. Etrafta hiçbir şey yok benden ve oturduğum tahta sedirden başka.Tepemde yosun tutmuş taşlar var. Bir zamanlar bana arkadaşlık eden bir kuşta vardı parmaklıklarınengellediği penceremde. Beni izlerdi saatlerce. Belki de mumu izlerdi ama gözleri dikilmiş dururduöylece. Bağlanmıştım galiba ona. Yalnızlığımdan kurtarıyordu aslında beni bu zindanda. Ya da yalnızlığınverdiği kaçınılmaz suçluluk duygusundan. Haberin yok minik kuş ama ben seni seviyorum. Şimdi ne kadaruzaktasındır sen bilemiyorum ama havanın soğukluğu her parçama iğne gibi batarken sıcak bir yerdeolmanı diliyorum.Özelliğin neydi bilemiyorum, belki de burada delirirken yanımda sadece senin olmandı benim için özelolan. Ben uyumadım gittiğinden beri, uyuyamadım. Tek başıma kalmaktan korkar oldum buralarda,gözlerimi kapattığımda gördüğüm karanlıktan korkar oldum. Varlığınla zayıflattın beni farkında olmadan.Belki de öldürdün beni yaralamadan. Sen gittiğinden beridir gözlerimi ayıramıyorum bu mumdan.Sahi ne zamandır yoksun sevgilim, sen ayrıldığındandır lapa gibi oldu günler. Bugün hangisindeyizbilemiyorum. Sadece karanlık var dışarıda. Tek ışığım sendin, şimdi ise aşağılık bir mum.Yanık kokusu geliyor burnuma, mum kendini yiyip bitirmiş beni yakıyor artık, bana gelmiş sıra demek. Fitilgibi çıkıyor kemiklerim ellerimden eriyip yerlere damlıyorum. Korkuyorum tamamen erirsem, geldiğindebeni tanıyamazsın diye. Geri gelmeyeceğini biliyorum, çaresizce seni bekliyorum.Ellerimi ben bile tanıyamıyorum artık, isle kaplanmış eriyikleri ayakkabısız ayaklarıma damlıyorlar. Nekadar çirkin bir görüntü. Senin kadar güzel olmak istiyorum. Bu lanet olası beden yanıp kül olduğunda,küllerimden doğup kuş olup yanına uçmak istiyorum. O zaman da beni yanında ister misin?Ne yazık ki küle dönüşmüyor bu lanetli beden. Parça parça eriyorum sadece. Kollarım da yanıyor biliyormusun? Sana anlattığım bu sözleri layık olmayan kulaklar duyuyor. Acıyla bağırmıyorum. Oturduğumyerden sana sesleniyorum belki gelirsin diye. Belki gelirde yanan ateşime bir damla su olursun diyesusmuyorum.Belki de sana veda ediyorum son bir kere. Yok olurken çaresizce hayattayken yanımda olan sanakonuşuyor bu aciz ağzım. Amacım değil seni tanrılaştırmak ya da yüceltmek. Öteki dünyadan biri gibitasvir etmek de değil seni. Seni anlatmak istiyorum herkese. Tanımalı seni herkes, ya da beni. Deli adamada bakın hele, bir kuşa sesleniyor çaresizce. Sesi bile çıkmıyor artık kurumuş dudaklarından. Üstündekipaçavra bile alev alıp dağlarken tenini bir kuşa sesleniyor diyecekler. Alınma onların sözlerine, onlarbilmiyor ki hayatın bu mahzeninde çalışırken yaşamaya bir çalı dikeni bile kurtarıcı olur insana.Yüzüm eriyip biterken seni arıyorum camlarda. Yürüyemiyorum artık eriyik ayaklarımdan, sürünmeyeçalışıyorum. Görmek istiyorum seni son bir defa. Yüreğim yanarken senin için, tek istediğim son bir veda.

kısa hikayelerimWhere stories live. Discover now