6 ve 7. Bölüm Orenda

365 20 164
                                    

(Yorum yazmayı ve oylama yapmayı unutmayın... iyi okumalar ♡♡♡)

Şarkılar;

Wonder- Shawn Mendes
Blinding Lights- The Weeknd
Look What You Made Me Do- Taylor Swift

(Not: Yer ve mekan isimleri hayal ürünüdür. Gerçeklikle bir alakası yoktur. Kısacası tamamen sallamadır.)

'Hayatımızı renklendirmeye çalıştıkça kendimiz siyah-beyaz kalmıştık.'

Üzerimdeki şaşkınlığı henüz atlatabilmiş değildim. Neler olduğuna, Eymen'le ne alakası olduğuna da anlam verebilmiş değildim. Burada ne işi vardı? Beş aydır yan yanaydık, şimdiye kadar maksimum 50-60 cümle falan konuşmuştuk. Onu karşımda görünce taş kesilmiştim. Yerde iki büklüm kalan adamlara baktı ve başını hafifçe kulübeye doğru salladı. Adamlar ayağa kalkarak içeri girdiğinde hâlâ üzerimde büyük bir şok vardı.

"Eymen? Sen... Nasıl yani? Ne oluyor, açıklar mısın hemen?!" Yüzünde onda hiç görmediğim bir ifade vardı. Sanki bardaki o piyanist gitmişti de yerine bir başkası gelmişti. Psikopat bir adam...

Ellerini cebinden çıkarmadan ve bir şey demeden arkasına dönüp kulübeye doğru yürümeye başladı.

"Beni takip et Alev. Her şeyi açıklayacağım."

Takip etmekle etmemek arasında gidip gelmiştim. Gidebilirdim ve büyük ihtimal bana engel olurdu. Sonuçta bana yazdığı mesajlar hâlâ duruyordu. Neler olduğunu da çok merak etmiştim. Sonuçta Eymen tanıdığım biriydi, bana zarar vermezdi. Ya da ben öyle sanıyordum.

Bu gerçekten o muydu? Hakkında hiçbir şey bilmiyordum. Belki de ikizi vardı. Hareketleri, davranışları, ses tonu bile farklıydı. Hep umursamazdı, sessizdi, inceleme yapar, gizemli davranır, göz kaçırır, beddua okur gibi bize yandan yandan bakardı. Şu an ise daha farklıydı. Cesur görünüyordu, ne yaptığını biliyordu, kendinden emindi, gizemli değildi, az sonra sırlarını meydana çıkaracak gibiydi. Bu ürkütücüydü.

Yavaş ve onun aksine kendinden emin olmayan adımlarla onun peşinden kulübeye doğru ilerledim. İçeriden bazı sesler geliyordu. Ne olduğunu zerre anlamış değildim ama Eymen bir şeyler karıştırıyordu. Buna bir ihtimal beni de dahil edecekti. Kapıyı açtı ve içeri girmemi istedi. Benim içeri girmemle ikinci şoku yaşamam bir oldu. Aman Allah'ım burada ne oluyordu?!

Kulübenin tam ortasında sandalyeye bağlanmış otuzlu yaşlarında bir adam vardı. Elleri, kolları, ağzı ve gözü bağlıydı. Ben nereye düşmüştüm böyle? Tedirgin olmuş bir şekilde geriye doğru adım atmıştım ki Eymen elini omzuma koydu "Korkma, her şey yolunda. Seni buraya niçin çağırdığımızı zaten biliyorsun Anka. Önce ilk temeller atılmalı öyle değil mi?" Anlamayan bakışlarımı onun mavi gözlerinin üstünde tutuyordum. İlk temel dediği ne oluyordu?

Bana Anka demişti, benim gerçekten telefonda konuştuğum Eymen miydi? Ama onunla aynı odanın içerisindeydik. Hiçbir şey belli etmeyerek nasıl onca yazıyı dümdüz bir ifadeyle yazmış olabilirdi?

Eymen beni belimden hafifçe öne doğru iterek sandalyede bağlı olan adamın yanına sürükledi. Işık falan da yoktu, her yeri aydınlatan tek şey gaz lambalarıydı. Kimsenin yüzünü seçemiyordum. Kulübenin sağ ve sol köşesinde ellerini önde tutmuş, hazırda bekleyen adamlar vardı.

Peki bu bağlı adam kimdi? Neden bağlıydı? Benim ne alakam vardı? Aklımda o kadar çok soru vardı ki kafayı yiyecektim. Adam bizi duyuyordu, giydiğim topuklu botumla attığım her adımda mırıldanırcasına bağırıyordu ama sesi çıkmıyordu. Tam o anda kulübenin kapısı açıldı. O kadar hızlı açılmıştı ki bir kalp krizi daha geçirecektim. Eymen arkasına dönüp bakmamıştı bile. Demek ki birini bekliyordu.

KÜLLERİNDEN DOĞAN ATEŞ +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin