Yasemin...
"Acıyor mu?" elimi tutarak dudaklarına götürdü ve avuç içime bir öpücük kondurdu
"Acımıyor."
Birazdan Derek ve Olivia geldi. Kendimi onlara karşı mahcup hissediyordum ama onlar her zamanki gibi anlayışlı davranmıştılar. Peteren taburcu olması için işlemleri hallederken bende bir taksi buldum, Petrin bu haldeyken araba kullanmasını istemiyordum. Yukarıya çıkarken birbirimize kollarımızı dolamış, destek olmaya çalışıyorduk. Ben onun için endişelenirken o da benim için endişeleniyordu. Eve girdiğimizde onu direkt yatağın olduğu kısma götürdüm
"Hadi yatmalısın, Dereki duydun, iyice dinlenmelisin" gülümsedi ve yatağa geçti
"Peki, hemşirem olarak sende benimle kalacak mısın? seninle uyumak bana iyi hissettiriyor" uyuma kelimesini benim için kullandığını biliyordum. Kararsızca yanına oturdum. Aslında bende yanında kalmak istiyordum, biliyordum ki onsuz kötü düşünceler yine her tarafımı saracak ve beni nefessiz bırakacaktı. Bileğimi tutarak beni yanına çekti ve avucumun içine bir öpücük bıraktı
"Teşekkürler" ne kadar bitkin olduğumu onun kollarının arasına girince hissettim, kollarını etrafıma dolayıp bana sarıldığında gözlerimi yumdum ve ona sığınarak uyudum.
Sabah gözlerimi açtığımda, sıcak elleri saçlarımı okşuyordu
"Günaydın" dediğinde uyandığımı nasıl fark ettiğini bilmiyordum, kımıldamadan duruyordum oysa ki
"Günaydın" dedim bende
"Nasılsın?" güldüm çünkü ikimiz aynı anda konuşmuştuk
"Ben iyiyim, asıl sen nasılsın. Başın ağrıyor mu?" elini boynuma koyarken uzanıp burnumun ucuna bir öpücük kondurdu
"Harikayım! ve hayır başım ağrımıyor aslında hiç bir yerim ağrımıyor" sıcak parmakları yanağımı okşadı
"Bebekler gibi uyuyorsun, tıpkı Perla gibi" dediğinde yanaklarımın ısındığını hissettim, gülümseyişi büyürken gözlerinde parıldayan kıvılcımları gördüm. Dikkatlice uzandı ve beni öptü. Bunu ne kadar yaptığıma inanamasam da bende öpücüğüne karşılık verdim. Öpücüğündeki heyecanını, mutluluğu ve tutkuyu hissetmemek imkansızdı. Hızlanan soluklarıyla bana baktığında kahve gözleri parıldıyordu
"Seni seviyorum!" ve yeni bir öpücük kondurdu dudaklarıma ve kollarını etrafıma dolayarak sımsıkı sarıldı. Bende sessizce göğsüne sokuldum. Bir süre ikimizde konuşmadık
"Sonsuza kadar böyle kalamayacağımdan değil, güzelim ama senin de acıkmış olabileceğini düşünüyorum. Yanılıyor muyum?"
Öyle mutlu görünüyordu ki bunu bozmaktan korkuyordum. Başımı salladığımda gülümseyişi büyüdü ve yanağındaki gamzeler göründü. Elimi tutarak doğruldu
"Hadi gel, dolapta yiyecek bir şeyler var mı diye bakalım?" sessizce onu izledim. O dolabı kurcalarken bende soğuk tezgaha oturdum ve onu izledim. Elinde tuttuğu yumurta ve peyniri gösterdi
"Omlet?"
"Harika!" güldü. O bizim için omlet pişirirken ben hala tezgahta oturmuş onu izliyordum. Yardım önerdiğimde
"Böyle kal, seni yanımda görmek yetiyor" demişti ve ben elbette yine kızarmıştım. Oldukça keyifli görünüyordu, omleti pişirirken dolaptan bizim için meyve suyu da çıkarmıştı. Ona yardım etmek için tezgahtan atlayarak indim ve yerini öğrendiğim için tabakları aldım. Ada tezgaha yerleştirirken yanıma geldi