BİZDEN GİTME

8.BÖLÜM: EYVAH! ORTALIK KARIŞTI!

Baran hiçbir şey diyememişti. Sadece dönüp bir süre yüzüme baktı ama yine sustu. Birkaç dakika sonra da gideceğimiz kafeye varmıştık zaten. Arabadan inip kafeye doğru ilerledik. Baran telefonla konuşuyordu. Biz içeri girdik ama o birazdan geleceğini söyleyip telefonda konuşmaya devam etti.

- "Belli ki Baran ve Başak'ın arası kötü. Bütün yol suratı sirke satıyordu. Neler oluyor acaba?"

- "İnan hiç bilmiyorum. Merak bile etmiyorum Meryem. Sipariş verelim mi? Yoksa bekleyelim mi?"

- " Bekleyelim ya ayıp olur Baran kardeşime."

- " Ooo Alperen ne ara Baran kardeşin oldu acaba? Sen benim arkadaşımsın."

- " Yaa biraz sohbet ettik de bence iyi bir kardeşimiz. Ben sevdim. He seninle yaşadığı olayları olabilir o sizin aranızda ki mesele ben karışamam. Bu yüzden Baran'ı da dışlayamam."

- " Kimse dışlamanı söylemedi zaten. Sadece bu kadar çabuk sahiplenmene şaşırdım neyse."

- " Ne konuşuyorsunuz heyecanlı heyecanlı yoksa benim dedikodum mu dönüyor?" diye geldi Baran.

- " Yok ya, ne sipariş versek diye konuşuyorduk. Benim karnım aç ya yemek mi yesek?"

- " Sen buranın pizzasına zaten dayanamazsın ki aç olmasan da yersin 😊"

Benim hakkımda bir şeyleri hatırlıyor olmasını neden sürekli belli ediyor anlamıyorum. Sevgilisi var sonuçta bu hareketlerinin bana umut verebileceğini düşünmesi gerekiyor. İçimden bunları geçirdim ama ona hiç tepki vermedim. Diğerleri de aç olduğunu söyleyince yemek yemeye karar verdik ve garsonu çağırdık.

- " Merhaba hoşgeldiniz. Aaa Azra naber ya? Sonradan fark ettim seni kusura bakma hoş geldin."

- " Hoşbuldum Ayaz. İyi senden naber? Burdan çıkmıştın diye hatırlıyorum."

- " Evet ayrılmıştım aslında ama tekrar başladım işte biraz sorunlar oldu anlatırım sonra. Ee ne alırsınız? Sana her zamanki pizzandan sanırım."

- " Ahahah evet biliyorsun benim klasik değişmiyor."

- " Evet, yeşil bibersiz ve bol pizza soslu 😊"

Masaya dönünce Baran'ın Ayaz'a ölümcül bakış attığını gördüm. Baran'ın her zaman ki benden başka bir erkekle samimi olamazsın bakışıydı bu. Hala kendisini sevgilim sanıyor olabilir mi?

- " Kanka Meryem'le bana Tavuklu makarna 2 tane de kola. Baran sen ne yiyeceksin kanka?" diye sordu Alperen.

- "Ben yemek yemicem ya bana bi filtre kahve getir."

Getir? Bu nasıl bir kabalık ya? Kıskançlık yaptığı o kadar belli ki. Çünkü Baran asla bir garsonla böyle konuşmaz.

- " Ayaz bende bi sade soda alayım yemeğin yanına ya."

- " İçine çift limon çift buz dimi?"

- " Aynenn öyle 😊"

Ayaz da sanki bilerek daha çok yapıyor gibiydi. Umarım kavga çıkmaz diye içimden geçiriyordum. Ayaz siparişleri alıp gitti. Masada Alperen ile Baran arasında derin bir muhabbet dönüyordu. Derin muhabbet dediğime bakmayın futbol konuşuyorlar ama o kadar dalmış ve hararetli konuşuyorlardı ki sanırsın devlet meselesi. Gerçi futbol erkekler için bir derin devlet meselesi dimi?

- " Ama yeter bu kadar futbol muhabbeti ya bizi de dahil edin de biz de konuşalım. Hep beraber vakit geçirmeye geldik." Diye konunun ortasından girdi Meryem.

- " Tamam hayatım sen sinirlenme. Eee anlatın bakalım. Gerçi asıl olaylar Baran'da bence sonuçta yurt dışından geldi. O anlatsın bize bir şeyler."

- " Kanka ya yurt dışı falan valla havalı gelmesin. İnsan oraya gidince memleketinin kıymetini anlıyor. Bilmediğin dil, bilmediğin yemekler falan alışması zor yani."

- " Kanka hiiç kusura bakma ama şu an Türkiye'de her 10 gençten 10'u da yurt dışına gitmek istiyor o yüzden bu dediğini duymasınlar 😊. Eee var mı orda manita falan? Uzun süre kaldın sonuçta olmuştur birileri."

Masada derin bir sessizlik oldu. Baran 1-2 dakika sustu öylece baktı. Tam lafa giricekti ki siparişlerimiz geldi. Off zamanı mıydı şimdi? Sevgilisi olduğunu zaten biliyorum ama onun ne diyeceğini vereceği cevabı merak ediyordum.

- " Eveet siparişleriniz geldi. Önce Azra Hanımın pizzasını verelim. Belli ki yine kurt gibi aç."

Hafifçe tebessüm ettim Ayaz'a. Alperen ve Meryem yemekten önce ellerini yıkamak içşn lavaboya gitti.Ayaz'da önce benim pizzamı ve sodamı verdi. Daha sonra da tepsiden makarnaları ve kolaları servis etti. Baran'ın kahvesini getirmemişti.

- " Kardeş benim de kahvem vardı ama unuttun heralde."

- " Kahve mi söylemiştiniz? Pardon, emir şeklinde verilen siparişleri almıyoruz."

Baran ayağa kalkıp;

- " Sen buranın garsonu değil misin? Ben senden bir şey istiyorsam getireceksin."

- " Öyle bir dünya yok güzel kardeşim önce sen insan gibi konuşmayı öğreneceksin."

- " Ya beyler lütfen keser misiniz bu tartışmayı. Baran sende özür diler misin Ayaz'dan üslubun için."

- " Azra alt tarafı bir garson neden özür dileyeyim?"

- " Alt tarafı bir garson değil Baran. Ayaz hem benim arkadaşım hem de bu mekanın sahibi. Ayrıca mekanın sahibi olmasa bile sen hiçbir garsonla da bu üslupla konuşamazsın. Noluyor sana ya? Kendine gelir misin lütfen!"

Baran bu tepkimi beklemiyordu ki gözlerini kocaman açmış bana bakıyordu. O sırada da Alperen ve Meryem lavabodan geldi.

- " Noluyor ya? Sesiniz yukarı kadar geliyor. Bir sorun mu var Azra?" dedi Meryem.

- " Ufak bir tartışma sadece. Ama halledicez şimdi Baran Ayaz'dan özür dileyecek. Dimi Baran?"

- " Sırf senin için ve şu an tatsızlık çıkmasın diye özür diliyorum Azra."

Baran bunu söyledikten sonra yerine geçip oturdu. Bende Ayaz'ın kolundan tutup biraz ileri götürdüm.

- " Ayaz lütfen kusura bakma ya. Baran normalde böyle biri değildir ama biraz zor günler geçiriyor. O yüzden alttan alırsan çok sevinirim."

- " Zaten sustuysam senin için sustum Azra. Yoksa ben ona yapacağımı bilirdim. Merak etme sen tadın da kaçmasın."

Lafını bitirip omuzumu sıvazladı ve devam etti;

- " Bizde ne zamandır görüşemiyoruz. Bi güzelleşmişsin sen. Ne oldu sana böyle?"

- " Yaa teşekkür ederim. Özel bir şey yok ya sadece bugün biraz özendim makyaj yaptım falan."

- " Yarın akşam yemeğe çıkalım mı ne dersin?"

- " Bilmem ki, olabilir. Haberleşiriz."

Önüme düşen saçımı kulağımın arkasına doğru götürdü. Tam o sırada da Baran bütün siniriyle yerinden kalkıp yanımıza doğru gelip

- "ÇEK LAN ELİNİ!" diye bağırıp Ayaz'a yumruğu geçirdi.