Chapter 19: Hatalardan Doğan Felaket

96 6 1
                                    

🤍 Oylamayı ve yorum yapmayı unutmayın 🤍

Kadir'in Ağzından;

Okuldan sonra bahçede Larin'i beklerken kendimi Karya'yı izlemekle meşgul olarak buldum. Değerini bilemediğim, sonrasında çok geç anlayıp yaptığım hatadan uzak durmak zorunda olduğum kişi. Asla aklımdan da kalbimden de çıkaramadığım kişi. Karya benim için çok farklı. Hayatıma onun gibisi ne girdi ne de girecek. Eşsiz bir insan. Ama gel gör ki ben aptalın tekiyim. Değerini bilemedim, ilişkimize önem vermedim, sürekli sorunlar yarattım. O her defasında alttan alıyordu sırf ilişkimize bir şey olmasın diye ama ben bunu bile göremedim. En son yaptığım hata ise Karya'nın asla affetmeyeceği şeydi. Evet haklı da. Kimse affetmez. Ben onu aldatarak hayatımın en büyük hatasını yaptım. Sarhoştum farkında değildim gibi şeyler sadece bahane. En nihayetinde bunu engelleyebilecek tek kişi bendim. Şimdi tek yapabildiğim şey pişmanlık duymak. Ve belki de biraz olsun Karya'nın beni affetmesini ummak...

"Kadir ne bekliyorsun kanka? "

"Larin'i bekliyorum Salih. Sen niye hala gitemedin eve? "

"Öncelikle B12 eksikliğin mi var kanka Larin Asrın ile gidecekti ya. Sonrasında ise yine diyorum B12 eksikliğin mi var aq bugün konuştuk ya doğum günün için akşam toplanıp eğlenelim diye. Sen bizi dinliyormuş gibi mi yapıyordun yoksa? "

"Birde o vardı değil mi? Aklımdan çıkmış. Neyse gel bize gidelim o zaman. Sonra Asrın ile Larin'i alıp geçeriz bir yere. "

"Abisi bırakmayacak mıydı onları? "

"İşi çıkmış biz alacağız. "

"İyi. Gökhanla, Aleyna birde onun kıl kuyruk sevgilisi de sonradan gelir artık. "

"Aynen hadi gidelim. "

Bahçeden çıkmadan Karya'ya son bir bakış attım. O kendini bir şey sanan arkadaşı Mert'in yanına gitmişti. Aşırı sinir oluyorum bu çocuğa da. Hem Asrın'ı neredeyse elimden aldı hemde Karya ile sevgili olduğumuz zamanlar ayrılmamız için elinden geleni yapıyordu. Arada Asrın olmasa çoktan temiz bir dayak yemişti de neyse.

Salihle bizim eve geçtik. Dolabımdan giymesi için bir şeyler verdikten sonra ikimizde üzerimizi değiştirdik. Mutfaktan seslenen annemin yanına gittim. Acıkmışızdır diye bir şeyler hazırlamış

"Annelerin sultanı nasılsın? "

"İyiyim oğlum sen nasılsın? Doğum günün bugün. Oğluşum büyümüşte artık koca adam mı olmuş?"

"Yok Şevval Teyze. Bundan adam falan olmaz diyeyim bak sana. "

"Kardeşim istersen dayak yerine yemeğini yemeye devam et sen. Anne. "

"Söyle oğlum. "

"Bir şey mi oldu? Senin canın sıkkın gibi. "

"Yok oğlum ne olacak bir şey olmadı. Sana öyle gelmiştir"

"Ben annemi tanımaz mıyım. Olmuş işte bir şeyler. Yoksa yine o mu arayıp canını sıktı?"

"Klâsik şeyler oğlum. Alıştım artık. "

"Ne diyor yine?"

"Boşver. Düşünüp canını sıkma. Doğum günün bugün senin git arkadaşlarınla eğlen. "

"Ne dedi diyorum anne."

"Parası bitmiş. Para istedi. "

"Yine mi? Bu adam ne yapıyor bu kadar parayı anasını satayım. Polise gitsek Şevval Teyze."

"Gitsek ne Salih. Ne işe yarıyor? Daha önce gittik hiçbir şey yapmadılar."

"Ulan ben böyle dünyanın adaletini. Ne yapsak Kadir? Babamdan isteyeyim mi?"

Bu Sefer ki Başka Where stories live. Discover now