28. Bölüm: Geçmişler Pt:2 (Amerika)

177 39 72
                                    

Eheh, şey, merhaba.
Mariana çukuruna falan düşmedim ve yaşıyorum çok şükür merak etmeyin. Kesin vote ve okunma çok düşecek ya. Neyse bol bol yorum atın pls okudukça mutlu oluyorum :)

İyi okumalar 💖

"Sevgilim, peki senin hikâyen ne?"

-Amerika'dan-

Evet, sonunda o an gelmişti. İç açıcı olmayan ve dram dolu geçmişim... Gerçi kimin hayatı mükemmeldir ki? Emin olun, mükemmel bir hayatım var diyenlerin hepsi, daha o dramı yaşayacak yaşa gelmeyenlerdir. Ve yüzlerce yıldır var olan bir ülke için bu dramın yaşanmaması pek de olağan değil. Kısacası kurtuluşum yoktu.

"Of, anlatmasam olmuyor mu? Yanlış anlama güzelim ama konuşmak yoruyor adamı."

"Amerika, ben az önce sana 100 yıllık hayat öykümü anlattım. Sen mi anlatamayacaksın?"

"Ama yavrum onla bu bir mi? Senin hayatın 100 yıllıksa benimki 248 yıllık. Biraz empati please."

Türkiye sabır istercesine bir nefes vererek bana baktı. "Tamam Amerika, anlatma. Kimseyi zorladığım yok benim." Kollarını göğsünde birleştirdi ve kafasını benden başka bir yöne çevirdi. "Ben sana o kadar anlatıyorum sense hemen vazgeçiyorsun. Hani anlatacaktın? Bizde sözünden dönene ne derler bilir misin?"

Teslim olurcasına bir nefes verdim. Haklıydı. Bir kere söz vermiştim bile, dönmek olmazdı. Kollarımı beline dolayarak ona sarıldım. "Peki peki, teslim oluyorum. Sen haklısın. Eee, nereden başlayayım?"

Türkiye az önceki tripli hareketlerinin hepsini yapmayı bıraktı ve gülümseyerek bana döndü. "En başından."

"Peki."

Anlatmaya nereden başlasam bilemiyordum. Geçmişim şöhretle dolu olduğu kadar karanlıktı da ve ben bu karanlıkla hiç yüzleşememiştim, fırsatım olmamıştı. Ta ki şu ana kadar.

"Ben sana kıyasla oldukça iyi şartlarda ama olumsuzluklarla doğdum. Babam Britanya İmparatorluğunun durumu iyiydi ama annem ben doğduktan 1 sene sonra ölmüştü. Ben bebekken bana babamdan daha çok İngiltere bakmıştı, üzerimde hakkı çok fazla var. Zaten bana bakması da çok uzun sürmedi."

"İngiltere anlatmıştı, babam bir gece gelmiş ve alkolikmiş. Bize bir şey demeden yatmış ama bundan birkaç hafta sonra öğrendik ki babam meğersem alkolikken başka biriyle ilişkiye girmiş. Ve ilişkiye girdiği kişi de bir insanmış. Kadın çocuğu doğurmak istemiş babam her ne kadar reddetse bile."

Türkiye sorgular bir ifadeyle bana baktı. "Baban neden istemiyor çocuğu?"

"Eh, yaş olmuş bilmem kaç yüzyıl, bundan sonra çocuk falan bakamazmış. Hen de kadına da yazık. Bir ülkeyle insan ilişkiye girdiğinde doğuran taraf kadınsa ne olduğunu biliyorsun."

"Evet." Dedi Türkiye beni onaylayarak. Normal bir insanın bir ülke doğurması fazla risklidir, %90 ölme şansı mevcuttur.

"Ve anlaşıldığı üzere kadın doğum yaparken öldü. Kadının adını bile hatırlamıyorum ama o günü çok ne hatırlıyorum. Babam bize kardeşimiz olacağını söylemişti ve biz de heyecandan o doğum günü çocuğun doğmasını beklemiştik. Ve çocuk zar zor da olsa doğmuştu. Hatta doğumhaneden çıkarırlarken ismini ona ben verdim. Kanada."

"Aaa! ben de, Azer'e ismini  vermiştim!"

"Biliyorum bebeğim." Dedim ve ona sımsıkı sarılarak yanağını sertçe öptüm. Yavaştan uykum gelmeye başlamıştı ama tüm hikayemi bugün tamamlamalıydım.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: 5 days ago ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Köle ~ Ametürk Where stories live. Discover now