1. BÖLÜM

87 18 33
                                    

Öncelikle merhabalar. Bu kitap bayadır aklımda olan ama bir türlü yazmaya cesaret edemedim bir kitaptır. Asker kurguları araştırma isteyen kurgulardır.

Şuan yazdım bölümde mantık hataları olabilir. İlk defa bu tarz bir kurgu yazıyorum. Bu yüzden affınıza sığınıyorum. Askerlerle ilgili pek bilgim yok elimde geldi kadar bilgi edinmeye çabalıyorum.

UYARI:Burda geçen bir bişey gerçek değildir. Hepsi hayal ürünüdür!

YAZIM YANLIŞLARI OLABİLİR.

İYİ OKUMALAR DİLERİM!

Kış.

İnsanların beklediği ve kar yağması için dualar etti mevsim. Çocukların çam kenarında karın yağmasını bekleyerek uyuya kaldığı ve insanların sıcak cukalatalarla kendilerini ödüllendirdiği mevsim. Gençlerin okulun tatil olması için haber kanalında dualarla gözlediği o mevsimdeydik.

Peki hiç bizim açımızdan baktınız mı ?

Sizin yağması için bin bir dua ettiniz karlı, o soğukta dağın ortasında görev yapıyoruz. Başımızda sizin gibi ısıtıcımız var , ne de sıcak çikolatamız.

Bazen ne bulursak onu yemek durumunda kalıyoruz. Sizin beğenmeyip yemediğiniz yemeklere hasret kaldığımız oluyor ama gıdımızı çıkamıyoruz. Çünkü biz bu işi bilerek elimizi taşın altına koyduk.

Belki insanları bizim ismimiz bile bilemeyecek öldüğümüzde belki de haberlerde sadece 5 saniye duracağız. Ama vatan hiçbir zaman bizi unutmayacak. Adımızı şanlı dağlar da her gece inleyecek. Düşmanlar lakablarımızı duyduğu her dakika tedirgin yaşayacak.
Bunu bilerek yapıyorduk bu işi.

Postallarımızın sesler net bir şekilde duyuluyordu. Elimizdeki geldiğince sessiz olmaya çalışıyorduk.

8 aydır buradaydık. Görevlerimizi başarıyla yapıyorduk. Şimdiye kadar hepsini başarıyla tamamlamıştık. Sürekli olarak yer değiştirmeye çalışıyorduk. Yeni mağaralar bulup olalar da konaklıyorduk.

" Komutanım?"

Duydum sesle arkama döndüm. Saatlerdir yürüyorduk ve haklı olarakta tim yorulmuşa benziyordu. Hafif sıyrıklarımız vardı. Pansuman yapılması gerekiyordu.

Bulundumuz konum pek durmak için güvenli değildi. Gözlerimi etrafta gezindirdim. İleride bir mağara vardı. Bizi bir süre idare edebilir gibi duruyordu.

"Biraz ileride bir mağara var. Orda mola verelim."

Hep bir ağızdan "EMREDERSİNİZ KOMUTANIM!"

dudağımın kenarı kıvrıldı. Seviyordum bu keretaları.

Geri önüme döndüm. Etrafı gözetilerek ilerliyordum. Küçük bir hata da 6 canın sonuna sebep olurdu. Hava soğuktu. Üstümüzdeki giysiler bizi ısıtmaya yardımcı oluyordu fakat bu halde bile soğuğu hissediyordum.

Yanıma doğru gelen adım seslerini duydum ama dönüp bakmadım. Gözlerimi biran bile çevreden çekmiyordum. En ufak hareketliliği kaçırmamam gerekiyordu.

Bu tim bana emanet edilmişti ve ben ne olursa olsun emanetimi koruldum.
Adımlar yavaşladı ve tam sağ tarafımda durdu.

"Çok gergin gibisin kaptan." Duyduğum sesle içimde bir huzur hissettim. Sesi bana huzur veriyordu. Ama onun bundan bile haberi yoktu.

"Gergin değilim sadece herşeye dikkat etmeye çalışıyorum çaylak." Sert ve otoriter tutmaya çalıştığım sesimle konuştum.

"Çaylak ha?" Sesindeki alay barizdi.

Kanlı HilalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin