13 | Jealousy

443 92 91
                                    

Kıskançlık

ओह! यह छवि हमारे सामग्री दिशानिर्देशों का पालन नहीं करती है। प्रकाशन जारी रखने के लिए, कृपया इसे हटा दें या कोई भिन्न छवि अपलोड करें।

Kıskançlık

♫⋆。♪ ₊˚♬ ゚.

Chris'e artık ona karşı bir şey hissetmediğimi ve nötr olduğumu söylediğimde, sanki içimde benden bağımsız yaşayan biri bana kahkahalarla gülüyordu.

Sen misin nötr? Onu görünce hala heyecanlanıyorsun ama?

İç ses midir, beynimin içindeki acı gerçeklerin yankılanması mıdır bilmiyorum ama söylediklerimle düşündüklerim aynı değil de ben kendi kendimi öyle olduğuna inandırmaya çalışıyorum sanki. Çünkü o günün üzerinden dört gün geçmesine rağmen hala aklımdan çıkmıyor. Neden öyle şeyler söyledim ki?

Chris ile arkadaş olmayı istiyor muyum gerçekten?

Hiç zannetmiyorum... Hayatımdan tamamen çıktığı iki sene boyunca bile aklımın bir köşesinde yer edinmişti. Hatta bazen öyle anlar olmuştu ki değil bir köşe, beynimin tamamı ona aitti!

Ama artık bununla baş etmeyi öğrenmek istiyorum. Yani artık hayatımda yeni bir dönemdeyim değil mi? Hoşlandığım Chris'i geçmişte bırakmanın ve yeni Chris'i gerçekten arkadaş olarak görmenin zamanı gelmiş olmalı. Of... Bunlar çok sinir bozucu.

Sue ile dedikodu geceleri yaptığımız zaman tek konunun Chris olmasından sıkıldığım için bunu aşmak istediğimi söylemiştim. Ve az önce Sue bana büyük bir “sürpriz” yapmıştı.

Felix, Chris, ben ve Sue; her birlikte yemeğe çıkmıyormuşuz... Aman ne güzel sürpriz(!)

"Sue bu ne biçim çözüm yolu ya!?"

"Kızım sen demedin mi Chris'i arkadaş olarak görmek istiyorum diye? Ben de öğle yemeğini birlikte yemek için Felix'i aradım. Böylece artık aranızda tuhaf bir hava olmayacağının sinyallerini çakacaksın. Arkadaş olmakta bir sorunum yok demiş olacaksın yani!"

Elimi havaya kaldırarak, "Ben şimdi sana bir sinyal çakacağım o zaman göreceksin sorunu!"

Yalandan surat asarak makyajını yapmaya devam etti, "Tamam sen gelme o zaman. Chris de korktuğunu ve arkadaş olma konusunda yalan söylediğini düşünür."

Kaşlarım çatılırken hızla yanına oturdum, "Öyle mi düşünür gerçekten?"

Bana döndü, "Öyle düşünür tabii! Sen orada özgüvenli bir imaj çizeceksin. Artık o küçük tatlı Mil olmadığını göstermek için Chris ile yüz yüze gelmen gerek."

Beni gaza mı getirmeye çalışıyor diye bi' duraksadım, yapmadığı şey değil sonuçta. Ama yine de haklıydı. Gitmezsem Chris ondan kaçtığımı düşünecek ve bu da en son istediğim şey. Onunla yüz yüze gelince tuhaf hissetmemek için bu durumu normalleştirmem gerekiyor, her ikimiz için de. Sonuçta insanlar reddedildiği kişilere düşman olmak zorunda değiller... Değil mi?

Aleatory | Bang Chanजहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें