1.9

6.7K 366 358
                                    

SELAMLAR

Derslerimden dolayı buraya doğru düzgün giremiyorumm kusura bakmayın aşklarım.

Texting ağırlıklı bir bölüm umarım beğenirsinizzz

Oy vermeyi unutma iyi okumalar..




~

Acı vardı, vücutda iz bırakırdı.

Ama asıl acı vardır, vücutda değilde ruhda bırakırdı o acıyı.

Göğsümün tam ortasında olan acı, ruhumu delik deşik ediyordu. Ne bir iz vardı, ne de bir yara. Sadece sızlatan bir acı. Hep orada olur, en olunmaz anımda bana eşlik ederdi.

Kimse görmüyor, ya da sormuyordu. Sadece yüzüme taktığım maskeden mutlu olduğumu düşünürdüler. Oysa o gülümsemenin altında yatan acıyı kimse görmezdi.

Fakat bu acılar dolup taştığında, işte o zaman o maske düşerdi.

Hatırladığım nadir şeylerden biri, çocukluğumda annem benim ağlamama dayanamaz olmasıydı. Yüreği sızladığından değil, sadece başını ağrıttığımdan.

-Büyüdün kocaman oldun, utanmıyor musun küçük bir şey için ağlamaya?

O gün kendime bir söz vermiştim, ne olursa olsun ailemin yanında tek bir göz yaşı bile dökmeyecektim.

O sözüm, babamı aradığımda bozuldu.

Belkide kendime kızdığım diğer şeyde buydu.

Şimdi bir güneşin doğuşuna şahit olup, bu anıları zihnimde canlandırıyordum. Yanağımdan akan küçük yaşlada olsa gülümsedim.

Bu gülümseme, acının tatlı tebessümüydü.

O gün bir kez daha kimsesizliğimle yüzleştim. Ve bu acı vermedi, daha çok zevk verdi. Çünki bir söz vardı, kimsesizlik güçlülüğün en büyük sembolüdür.

İşte o gün bu sözleri düşünerek kendime teselli verdim.

Kapının tıklatılmasıyla yerimden doğrularak göz yaşlarımı sildim. 1 hafta olmuştu, ne ben odadan doğru düzgün çıkıyor ne de biriyle iletişime geçiyordum. Sadece gün içerisinde gelen Leyla hanımla günümü geçiriyordum.

Bu günler içerisinde kapıma gelen herkesi geri göndermiştim.

Bunun sebebini kendim bile bilmiyordum, sadece bildiğim tek şey yalnız kalmak istediğimdi. Bu hastalık süreci boyunca bu böyle devam edicekti galiba. Çünki hiç bir insanın benim bu halimi görmesini istemiyordum.

Bu süreç boyu Yıldız sürekli olarak benim yanıma geliyordu. Onunla konuşmak istemediğim için odadan bi şekilde gönderiyordum.

Ona kızamazdım, çünki o benim iyiliğimi istemişti ama o gün söylediği küçük bir söz nedense canımı acıtıyordu. "Hastamız, Aden."

Stresle elimi saçlarımdan geçirdim ve kapıyı açtım. Beni karşılayan Leyla hanıma küçük bir gülümseme sundum. O da bütün samimiyetiyle elindeki kahvaltıyla içeri geçti.

Bu durum günlerce devam ettiği için yadırgamadım.

Koltuğa geçti ve küçük masaya kahvaltımı koydu. "Merhabalar Aden'cim."

Onun yanındaki koltuğa geçtim ve zorlukla gülümseyerek konuştum. "Merhaba, yine rahatsızlık verdim size."

Kaşlarını çatarak alaylı kızgınlıkla konuştu. "Biz bu sorunları atlatmıştık diye umuyordum."

Mafya mısın sen?Where stories live. Discover now