Bölüm 1

82 14 15
                                    

Chanyeol, Kore'deki malikanesine birden bire dalan genç adama bakakaldı. Aklına geçen hafta yanlış kadın mirasçıyı kaçırmaya çalışmış olduğu geldi.

İnsan kaçırma Chanyeol'un upuzun kötü davranışlar listesinde bu zamana kadar yer almasa da daha dikkatli davranması gerektiğini biliyordu. Geriye baktığında Yuri gerçektende çok kötü bir seçenek gibi görünüyordu fakat Chanyeol ihtiyacı olan şeyin o olduğunu düşünmüştü.

Chanyeol maddi sıkıntıları olan bir soylu iken, Yuri'nin ailesi oldukça varlıklıydı. Yuri'nin koyu renk saçları ve şehvet dolu yapısıyla eğlenceli bir yatak arkadaşı olacağını düşünmüştü. Ancak Chanyeol bu seçtiği yanlış kurbanla tam anlamıyla dumura uğramıştı. Deli dolu olan Yuri, nişanlısı Choi Siwon tarafından kurtarılana dek bağırmış ve ona karşı koymuştu.

Karşısında duran uysal adam Baekhyun ise Yuri'ye hiç benzemiyordu. Chanyeol, onun hakkında bildikleri ve duyduklarıyla üstü kapalı bir aşağılamayla ona bakıyordu. Baekhyun'un annesi iyi bir aileden gelsede, babası tam anlamıyla pisliğin tekiydi.

Utanç verici ailesine rağmen insana işkence edercesine kekelemesi ve utangaçlığı olmasaydı Baekhyun kendisi için yeterince uygun bir eş olabilirdi.

Chanyeol bir çok kişiden onunla konuşmaya çalışmaktansa tüm servetimi kaybederim daha iyi dediklerini hatırlıyordu. Doğal olarak Chanyeol mümkün olduğunca ondan kaçmaya çalışıyordu. Bu onun için pek zor olmamıştı. Çekingen olan Baekhyun kuytularda saklanmaya alışıktı.

Chanyeol karşısında çekince bekleyen çocuğa baktığında şuan ondan kaçmasının mümkün olmadığını biliyordu. Baekhyun, şaşırtıcı bir şekilde Chanyeol'un evine geç bir saate haber vermeden gelmeyi uygun görmüştü. Durumu daha da zorlaştırmak için tek başına gelmişti. Chanyeol ile yarım dakika geçirmek erkek olsun ya da kız olsun adına leke sürmeye yeterdi. O ahlaksız bir adamdı ve bu özelliklerinden sapıkça gurur duyuyordu.

Chanyeol sandalyesine rahatça oturmuş, Baekhyun'u izliyordu. Şöminede yana ateş dışında etrafı aydınlatacak başka bir şey yoktu. Ateşin titrek ışığı Baekhyun'un yüzünde yavaşça dans ediyordu. Yirmi yaşından fazla göstermiyordu, teninin rengi canlıydı ve bakışları masumiyet yüklüydü. Chanyeol bu zamana dek  masumiyete ne değer vermiş ne de  takdir etmişti. Chanyeol, genç adamın bakışlarındaki masumluğu önemsememeye çalışarak şöminenin yanında duran diğer sandalyeyi işaret etti.

" Otur, istersen," dedi. " Ama senin yerinde olsam uzun süre kalacağımı düşünmezdim. Çok çabuk sıkılırım, hem konuşurken hoşsohbet biri olduğunda pek söylenmez."

Baekhyun kabalığından hiç etkilenmemiş gibiydi. Chanyeol herhangi biri olsa kıpkırmızı olup gözyaşlarına boğulabilcekken, karşısındaki genç adamın, kaba tavırlarını umursamaması şaşırmasına neden olmuştu. Ya geri zekalının tekiydi, ya da zor sinirlenen birisiydi.

Baekhyun ceketini çıkarıp sandalyenin bir kolunun üzerine attı ve oturdu. Chanyeol ona evini neden ziyaret ettiğini sormayı çok istesede bunun her ikisinede eziyet edecek bitmek bilmeyen bir kekelemeyi başlatacağı için korkuyordu.

Baekhyun söyleyeceklerini düşünürken sabretmeye çalıştı. Sessizlik uzadıkça, Chanyeol titrek ateşin ışığında onu seyrederken büyük bir şaşkınlıkla genç adamın çok çekici olduğunu fark etti. Daha önce ona hiç bu kadar dikkatle bakmamış, onun sadece pasaklı, çirkin bir duruşu olan sıradan bir erkek olduğunu düşünmüştü.

Aslında çok hoştu.

Chanyeol onu izlerken gerildiğini ve tüylerinin diken diken olduğunu hissetti. Parmaklarını hafifçe sandalyeye geçirmeye başlasada rahatını bozmadan oturmaya devam etti. Dikkatini çekebilecek onca şeye sahipken, onu daha önce fark etmemiş olduğu için şaşırmıştı.

Sadece Sen (ChanBaek) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin