Silik İzler

22 11 0
                                    

Günler günleri kovaladı. Çağrı'yla yine kavga ediyorduk. Onu aldatmıştım ve bunu sürekli yüzüme vuruyordu. Ben de abarttığını ve yine de uslu uslu benimle ilgilenebileceğini savunuyordum. Onun dediği oldu, ayrıldık. Umursamamış gibi yapıp bu tartışmaların sonunda çoktan Çağrı karşısında beni tercih eden yakın arkadaşı Arjen'e bir mesaj attım. Beni güldürecek yazılar, ses kayıtları ve emojiler yollayıp vicdan azabından kaçmamı sağlıyordu. Çağrı'yı tekrar aldatmamıştım sonuçta. Sadece çok üzerime geldiğinde ondan ayrılıp onu aldattığım çocuklardan birine dönmüştüm. İçimde zerre üzüntü kırıntısı yoktu. Biraz da istemsizce onu kendimden soğutmaya çalışıyordum. Malum gün kendime o benden tamamen ayrılana kadar ölmeyeceğime dair söz vermiştim. Biraz da bundandı bu acınası yüzsüzlüğüm.

Bir ay kadar konuştuk. Arjen tüm gün benimle görüntülü konuşuyordu. Onunla ilk konuşmalarımız ben ve Çağrı yine küstüğümüzde aramızı düzeltmeye çalışırken olmuştu. Yıllarca arkadaş kalmışlar ve bir kız yüzünden arkadaşlıklarını bitirmemişlerdi. Bazen görüntülü konuşurken hala Çağrı'nın yanında olduğu ve kıskançlık yaptığı veya kapattırmaya çalıştığı olurdu.

Arjen'e çok güveniyor her sırrımı anlatıyordum. Her sırrımı anlattığım hayatta güvendiğim diğer kişi olan kuzenim Ece'yle tanıştırmıştım. O da Arjen'lerin şehrinde yaşıyordu. Bir grup açmıştık. Grupta tüm tanıdıklarımızı zorbalayıp kendi aramızda eğleniyorduk.

Bir gün arabadayken onu görüntülü aradım, beklemeden açtı. Çağrı önde oturuyordu. Yanındaki çocuk telefonda başka biriyle konuşuyordu.

Çocuk "Sen sar biz geliyoruz. " derken Çağrı Arjen'e telefonu kapatması için bağırdı.

Ben cırlayıp onunla kavga ederken aklımda yanlarındaki çocuğun cümlesi dört dönüyordu. Kendimi daha fazla tutamadım. "Hem siz ne kullanacaksınız bakayım?" Çağrı Arjen'in telefonunu elinden alıp suratıma kapattığında cevabımı almış gibi yerime mıhlandım. Onun tekrar kullanmaya başlamasını istemiyordum ama dertlerini hafifletmek yerine artırmaktan başka bir şey yapmadığımın da farkındaydım. Çağrı beni bu halimle bile seviyordu. Belki ben de kullandığı boklara saygı duyup huzurlarını bozmamayı denemeliydim.

Arjen'le telefonda konuşarak gülüşerek aylarımı mutlu geçirdim yalan yok ama sonra bir şeyler değişti bende. Çağrı'nın benden vazgeçmesini ölebilmek için çok istiyordum aynı zamanda da beni tamamen bırakmasından ve mezarıma gül getirmeyecek kadar uzaklaşmasından korkuyordum. Bu düşüncelerimi intihar planlarım hariç Arjen'e anlattım. Çok sinirlendi. Onu bir piyon gibi oynattığımı söyledi. Aradan zaman geçince bu söylediklerini unutmuş bana pamuk gibi davranıyordu.

Her zaman ailevi problemleri olan biriydim. Bu kez Ece'nin babası bana iftiralar atmaya başlamıştı. Derdimi Ece'ye anlatmaya çalıştığımda beni dinlemeyi reddetti. Diğer yandan benim eski flörtümle çıkmaya başlamıştı ve utanmadan bunu bana anlatıyordu. Çok üzüldüm. Çaresiz bir çocuk gibi Arjen'i aradım. Saatlerce telefonda bana teselli verdi. Ona ailevi problemimin olduğunu ama beni üzen asıl şeyin Ece'nin beni geri çevirmesi olduğunu söylemiştim. Beni anladığını ve yanımda olabilseydi sarılacağını söyledi. Sonra beni kendi şehrine davet etti. "Sarılır uyuruz. Sabaha kadar dertleşir bizi üzenlere söveriz. " dedi. Aklımın bir köşesine yazdım. Ağlamam bittiğinde annemin yanına gidip İzmir'e gitmek için yalvarmaya başladım. Üzgün olduğumu bildiği için kıramadı.

Aradan iki üç gün geçti geçmedi. Fal kafesinden evime dönüyordum. Metrodaydım. İnternetin çektiği tek durakta bildirimlerime bakmak için telefonumun ekranını kaydırdım. Ece ve Arjen'le olan gruptan ardı ardına mesajlar sıralanmıştı. Ece Arjen'e davetkar bir biçimde evinin adresini tarif ediyordu. Açıktan davet ettiği mesajı okurken kalbim tekledi. Avuç içlerim terliyordu mesajları okurken. Metro ilerlerken "Arjen sakın gitmek gibi bir yanlış yapma bana." yazdım ama internet kesilmişti. Arjen'in attığı fotoğrafları hızlıca açtım sırasıyla kendi evine yakın bir yerlerde, köşedeki dönercinin önünde ve Ece'nin evinin önünde çekilmiş fotoğraflardı. Ece'den de bir fotoğraf vardı. Arjen'in omzunu çekip atmıştı. Sinirden deliye döndüm ama yapabileceğim hiçbir şey yoktu. Ece bana bunu nasıl yapardı? Arjen'e fazla mı sırtımı yaslamıştım?

Servis 5Where stories live. Discover now