Bir süre sonra polislerden biri gelip kelepçeleri çıkarttı.
Polis: Serum bitince çıkabilirsiniz.
İyi günler.Tekrar çıktı odadan.
Yn: E bu ceset burda kaldı.
Wong: O değilde şimdi iki saat bu serumun bitmesini bekleyeceğiz.
Yn: Kaçalım.
Wong: Mantıklı.
Wong kolundaki serumu çıkarttı.
Sonra odadan çıkıp yangın merdivenine gittik.
Ordan aşağıya inip hastaneden çıktık.Wong: Basitmiş.
Bir süre sonra sığınağa geldik.
Motak: Hoşgeldiniz.
Chu: Wong senin koluna ne oldu?
Wong: Hwang yaptı. Önemli değil ama.
Chu: İyileştireyim.
Wong: Gerek yok. Yorulmayın siz.
Odaya gittiğinde pansuman malzemelerini alıp yanına gittim. Benim yatağıma yatmıştı.
Kolunu yan tarafa uzatıp diğer eliyle yüzünü kapatmıştı. Gidip yanına oturdum.Yn: Uyuyacak mısın?
Wong: Evet. Yorgunum.
Bişey demedim.
Bir pamuk parçasına biraz tentürdiyot
döktüm. Yarasına sürdüğümde elini yüzünden çekip koluna baktı.Wong: Yaktı be.
Yn: Normal.
Onun üstünede büyük bir yara bandı yapıştırdım.
Yn: Bu pansumanla olacak iş değil biliyorsun
değil mi?Wong: Biliyorum. Bişey olmaz.
Onu öpüp odadan çıktım.
Motak: Yn hazır mısın?
Yn: Ne için?
Motak: Seni okula yazdıracaktık ya hani.
Yn: Haa doğru. Hazırım.
Motak: Gidelim.
Motak ve ikimiz arabaya bindik.
Motak: Hangi okuldu?
Yn: ********* lisesi.
Motak arabayı sürmeye başlamıştı.
Min-hyuk'un numarasını kaydetmiştim.
O aradı. Açtım.Min-hyuk: Ne yapıyorsun?
Yn: Okula gidiyorum. Sen?
Min-hyuk: Oturuyorum boş boş.
Yn: İyiymiş.
YOU ARE READING
Anxiety | The Uncanny Counter Evreni
Teen FictionAçıklamaya yazacak bişey gelmedi aklıma.