GİRİŞ

22 4 11
                                    

Alarm sesi... Nefret ederdim.

Saat sekiz otuz olmalıydı ki alarm çalıyordu. Hiç kalkmak istemiyordum. Allah aşkına ameliyat olsam ne olacak. Ama olur mu illa kemoterapiye gideceğim. Ah abi ah.

Şiddetli bir şekilde öksürmeye başladığım için yataktan kalktım. Ağzıma kan tadı dolduğunda ablama seslenmek için kendimi zorladım ancak olmuyordu.

Boğazımdan gelen kanı ağzımda daha fazla tutamayınca yere eğildim ve ağzımda ki kanı çıkardım. Saçlarım kan olmuştu. Ve kuruyunca kolay kolay çıkmıyordu. Ablam öksürme seslerimi duymuş olacak ki bir an da odaya daldı. Ablam telaşlı bir sesle "RİMA!" dedi ve hemen beni eğildiğim yerden kaldırdı.

Boğazımda ki kanama durmuştu ve ilacımı içip rahatlamıştım. Ablam da odamda ki kanı silmişti. Daha iyiydim. Daha önceden de yaşamıştım böyle şeyler. Boğazımın o an ki acısı dayanılmaz oluyordu.

Önümdeki kağıtta kıyafet tasarım ödevim duruyordu. Yaklaşık 2 haftamı bu ödeve vermiştim ve gerçekten güzel olmuştu. Bu ödev sadece benim için değil bölümüm de ki tüm öğrenciler için önemliydi. Çünkü öğretmenimiz tasarımı en güzel olan kişinin tasarımını 2 ay sonra ki yarışmaya katacaktı.

Tasarıma biraz daha detay ekledikten sonra bittiğine dair karar kıldım ve resmi dosyama koydum. Gözüm masada ki saate iliştiğinde çıkma saatimin geldiğini fark edip dosyayı çantama koydum. Odanın içinde biraz ilerleyip dolabın önüne geldiğimde raflara göz gezdirdim.

(Çizdiği elbise tasarımı)

Oops! Această imagine nu respectă Ghidul de Conținut. Pentru a continua publicarea, te rugăm să înlături imaginea sau să încarci o altă imagine.

(Çizdiği elbise tasarımı)

Elimi dolaba uzatıp altıma siyah İspanyol paça bir kot, üstüme beyaz askılı bir crop ve mavi, üstünde beyaz bulut desenleri olan yarım bir hırka aldım.

Üzerimi değiştirip saçımı iki yandan balık sırtı modelinde ördükten sonra salona indiğimde ablam ve abim kahvaltı masasını hazırlıyorlardı. Koşarak yanlarına gittim ve abime arkasından sarıldım. Neşeli bir sesle "Günaydın abicim, Günaydın ablacım" dedim. Abim beni kolumdan tutup önüne aldı ve sıkı sıkı sarıldı. Saçlarıma bir öpücük kondurup " Günaydın fıstık." dedi. Ablam hemen "Fıstığım, bana niye sarılmıyorsun?" diye atıldı. Abimin kollarından ayrılıp ablama sarıldım. Abimin "Kıskanç. Sürekli kıskanıyor bu bizi Rima'm." diyen sesinden sonra hepimiz güldük.

"Abi, Ben kahvaltıya kalmayacağım. Geç kaldım hemen gitmem lazım." yutkunup " Bu arada bugün ders erken başlayacakmış. Toplantıya tam zamanın da gelmiş olacağım."dedim ve boğazımı temizledim. Ablam tedirgin bir şekilde "Ablam, bak gelme operasyona. Bir yerine bir şey olacak diye ödüm kopuyor." dedi.

Bu operasyona gelmemi istemiyorlardı. Çünkü gidecekleri operasyon her zaman gittikleri operasyonların zorluğun da değildi. Bu yüzden sadece beni değil, Asel'i ve Büge'yi de almıyorlardı. Asel ve Büge'de benim gibi 22 yaşlarındaydılar. Ve onlara göre hepimiz küçüktük.

KEMANUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum