0.8 : Onun Oyuncağı

100 9 15
                                    

Jungkook Taehyung'dan önce uyandı ve yüzünü ovarak uykunun tortularından silkelendi. Başını göğsüne yaslayarak vücuduna doğru kıvrılmış, hafifçe horlayan Taehyung'a baktı. Kolunu Jungkook'un beline atmış, sanki bir yastıkmış gibi sarılmıştı. Uykusunda çok masum ve meleksi duruşu Jungkook'un ondan şüphelendiği için kendinden nefret  etmesine sebep oluyordu. Dudaklarında minik bir gülümsemeyle, bir elini Taehyung'un çıplak sırtında okşayarak gezdirdi kibarca.

"Taehyung, uyanma vakti," sesi uykudan yeni uyandığı için biraz çatlamıştı. Taehyung yumuşak bir iniltiyle uyanırken o da komodine uzanıp bir yudum su almıştı.

Taehyung, "beş dakika daha," diye sızlandı, başı hala göğsüne yaslı olduğu için konuştuğunda dudakları Jungkook'un çıplak tenini gıdıklandırmıştı. Gözlerini açmadan Jungkook'un göğüs kaslarına bir öpücük bıraktı ve yanağını ona yaslayıp daha sıkı sarıldı, "çok rahat." Jungkook gülüp elini bıkkınlık ve sinirle saçlarından geçirdi. Taehyung hareketlerinin ona işkence ettiğinin farkında değildi.

"Bebeğim, biri seni kontrol etmeye gelmeden beni salman lazım..." mırıldandı, eli hala Taehyung'un sırtında yumuşak hareketlerle dolaşıyordu. Taehyung vücudunu onunkine doğru esnetti, dudaklarından mutlu bir derin nefes verdi, ki yaptıkları Jungkook'un aletine kan akışını hızlandırmıştı. Sesi bir şekilde fazla seksiydi. Taehyung bulanık gözlerini açmadan önce "hadi, Taehyung, bırak yoksa pişman olacaksın," diye ekledi. Uzun kirpikleri Jungkook'a odaklanmaya çalışırken titreşiyordu.

Jungkook'un çıplak bedeninin kendisininkine bastırıldığını hissederek önceki geceyi ve yeni ilişkilerini hatırlamadan hemen önce, "mmm, günaydın," diyerek uykulu bir gülüşle fısıldamıştı Taehyung. Aniden afallayarak Jungkook'u bıraktı, kızaran yanaklarıyla doğrulup oturdu. "Hay... Çok üzgünüm, böyle yapmak isteme-"

"Şş, sorun değil. Sarılmanı sevdiğimi söylemiştim," dedi doğrulup elleriyle Taehyung'un yanaklarına uzanırken. Taehyung ise yanağını onun avucuna yasladı, kalbi dudaklarına bastırılan dudakların yumuşak dokunuşuyla eziliyordu. Jungkook onu çıplak belinden tutup kendine çekerken öpüşmeyi derinleştirdi. Taehyung dokunuşlarından kaçmıyordu, fakat üst bacağında Jungkook'un sertliğini hissedince donakaldı. Vücudu ikinci bir tur için çok yorgundu ama birilerini reddetmekte asla iyi olmamıştı. Özellikle Jungkook'u ve özellikle de şimdi. Hayatta olmasının tek sebebinin onu tatmin etmek olduğu zamanda.

Taehyung öpüşmeyi bölüp "Jungkook..." dedi tereddütle. Jungkook başını salladı ve sonra onun nereye odaklandığını farketti. Belindeki sıkı tutuşunu gevşeterek sırıttı.

"Endişelenme, bebeğim, bu sabah yapmak istemiyorum," yanakları tekrar kızarmaya başlayan Taehyung'un dudaklarını tekrar dişleri arasına aldı.

"Ah... tamam..." seks düşüncesini bir türlü aklından atamıyor gibi durmasından utanmıştı.

Jungkook ayağa kalkıp giyinmeden önce "neden gidip bir duş almıyorsun? Sana birkaç kıyafet bulurum," diye bir öneride bulunmuştu. Taehyung başını salladı ama yataktan çıktığı gibi beli ve kalçasına giren keskin acıyla yüzünü buruşturdu.

"Eee... yapamam..." diye fısıldadı ve Jungkook kafası karışarak ona baktı. Taehyung'un yanakları, vücudunu ele geçiren utançla beraber mümkün olabilirmiş gibi daha da koyu bir renge büründü, "ben... yürümek acıtıyor..." açıklaması Jungkook'u kıkırdattı. "Komik değil!"

"Benim eserim," diyerek güldü. Yüzünde Taehyung'un kalibini hızlandıran sırıtışla yatağın etrafında yürüdü. Kollarıyla bacaklarını ve sırtını kavramadan önce dudağına bir öpücük bıraktı. Taehyung'u hiç zorlanmadan kaldırıp taşıyarak banyo tezgahına oturttu. Bacaklarını ayırıp arasına girdiğinde öpüşmeye başladılar, Jungkook'un aleti kıyafetin içinden onunkine sürterken Taehyung inledi.

the mafia's son; taekookWhere stories live. Discover now