2

25 13 2
                                    

Başımı yataktan aşağı sarkıtmış bir vaziyette parmaklarımla oynuyordum malûm bu aralar beynime pek kan gitmiyordu.Kapının tıklatılmasıyla hızla yerimde doğruldum.Bi kaç saniye içinde odaya giren kadınla rahat bi nefes verdim.Sözde Mert'in annesi olan kadın elinde tepsiyle şu 3 günde olduğu gibi elindeki kahvaltı tepsisini alıp yatağımın hemen yanındaki sehpaya bıraktı.Acıkmışsındır ye hadi kızım diyince tebessüm edip teşekkür ederim ama aç değilim dedim.Israrla yememi bekleyen ve yemezsem gitmeyeceğini söyleyen kadına daha fazla karşı koyamadım ve tepside duran koca bardak portakal suyunu bi dikişte içtim.

Kafamı kaldırıp ona baktığımda ağzını kocaman açmış hayretle bana bakıyordu.Şimdilik bu yeterli tekrardan teşekkür ederim diyince az önceki şaşkın yüz ifadesine tezat memnun bir ifade takınıp afiyet olsun kızım dedi ve tepsiyi alarak odadan çıktı.Ahh hadi ama o kadar ısrar ettin bi bardak mevye suyuna kanacakmıydın be kadın diye homurdandım.

Daha uyanalı yarım saat anca olmuştu ve ben portakal suyunu içtiğimden beri gözlerimi açık tutabilmek adına savaş veriyordum.Acaba portakal suyunun sakinleştirme yada uyku getirme özelliği varmıydı diye düşünmedim değil.Kafamda milyonlarca cevapsız soru ve yine uykuya karşı gelemeyip kendini karanlığa bırakmış bi ben...

Başımda hissettiğim tarifi olmayan inanılmaz acıyla inledim.Kendimi zorlayarak gözlerimi açtım.Gördüğüm şeylerle avazım çıktığı kadar bağırdım.İğrenç kokan bu depo gibi yerde benimle birlikte toplam 4 kızdık ve  yerlerde ölmüş ölmemiş farketmeksizin bir sürü böcek vardı.Bi anda ışıkların kapatılmasıyla bu sefer sadece ben değil 4ümüz birden çığlık attık ayakta hepimiz birbirimize kenetlenmiş bi şekilde etrafımızda dönüyorduk. Tam herkes sessizliğe bürünmüşken hemen yanımda koluma tırnaklarını geçiren kızın çığlığıyla refleks olarak hepimiz ona eşlik etmiştik.

İçimizde tek sarışın olan kızın canına tak etmiş olmalı ki zıkkım diye bağırdı kulağımın zarını patlattınız lan bi kesin sesinizi diye cırlayan kızla hepimiz sus pus olmuştuk. İçinin bomboş olmasına inat kocaman olan deponun kapısından gelen seslerle hepimiz dikkatimizi kapıya vermiştik.Kapının bi anda açılmasıyla içeri doluşan ışık bende gözlerimi kapatma isteği uyandırıyordu.İçeriye 4 erkeğin atılmasıyla biz kızlar tam anlamıyla afallamıştık.İçimden bulunduğum duruma lanetler yağdırdım.

Yaklaşık 4 5 saattir depodaydık ve hiçbirimiz tek kelime etmemiştik.Bi yanım burda olan herkes hakkında bişeyler öğrenip ne olduğunu anlamaya çalışma yönündeyken diğer yanım sus ve olacakları bekle diyordu.Daha fazla bu sessizliğe kayıtsız kalamayıp ilk sorumu deponun farklı yerlerinde sırtını duvara yaslamış insanlara yönelttim.

Neden burdasınız?

Açıkçası ben neden burda olduğumu biliyordum hâlâ ısrarla Barış Yılmazı benim öldürdüğümü düşünen bi ruh hastası kafayı bana takmıştı öldürecekti beni kaçışımda yoktu kaçmaya gücümde.

Erkeklerden kumral saçlı hafif çekik gözlü olan çocuk alaycı bir tavırla "Nerden bileyim ben ya ne güzel halı saha maçım vardı tuttular buraya getirdiler beni" dedi ve biraz düşündükten sonra sırıtarak gözlerini depoda bulunan bütün kızların üzerinde arsızca gezdirdi" Gerçi çokta fena olmadı aslında" diyince bu aptal ergeni ortadan kaldırmak istedim.

Kumral saçlı olan çocuğun lafını bitirmesinin ardından depoda bulunan herkesten yaşça daha büyük olduğu her halinden belli olan adam gözlerini kısarak beni incelemeye başladı.İstemsizce bende onu incelerken buldum kendimi.

Fazlasıyla uzun boyu ve yapılı olan vücudu kusursuz görünüyordu.Alnına dökülmüş siyah dağınık saç tutamları insanda onları geriye çekme isteği uyandırıyordu.Gecenin en koyu tonuna sahip gözleri bişeyi anlamak istercesine üzerimde geziniyordu

"Burdasınız dedin sen senin neden burda olduğunu biliyor musun?"
diye sormasıyla rahatça omuz silktim.

Kaşlarını çatarak 2.sorusunu sormasıyla yerimde kaskatı kesildim.

"Barış Yılmaz cinayetiyle ilgili bi bilgin var mı?"

Üzerimdeki şaşkınlığı hızlıca atıp bu sefer ben kaşlarımı çatarak sorumu ona yönelttim.

"Asıl senin Barış Yılmaz cinayetiyle ilgili bi bilgin var mı ?"

sorusuna soruyla karşılık vermemle burnundan soluyarak ayağa kalktı ve üzerime yürüdü

"7 yıldır hangi cehennemdeydinde bütün emniyet bulamadı seni aptal kız"diye kükremesiyle gözlerim doldu.

"Biraz aklınız olsaymışta zaten hapishanede olan 13 yaşındaki bi kız çocuğunu 7 yıl aramasaymışsınız odun bey" diye bağırdım

Bütün erkekler bir olmuş bu dağ ayısını zaptedmeye çalışıyorlardı.Açıkçası içimden onlara minnetlerimi sunuyordum bıraksalar üstüme atlayacaktı Allah'ın ayısı.

Dostali jste se na konec publikovaných kapitol.

⏰ Poslední aktualizace: Feb 25 ⏰

Přidej si tento příběh do své knihovny, abys byl/a informován/a o nových kapitolách!

ѕιуαн мєℓσ∂ιKde žijí příběhy. Začni objevovat