20. Bölüm: Yenilik

10 4 10
                                    

Ayağımı yere vurarak kalktım Sinan tüm gece kendi kendine konuşmuştu sadece bir defa wolfu bir defa okyanus kralını falan duymuştum. Kesinlikle manyaktı tamam ben de petekle konuşuyordum ama bununki garipti.

Odadan çıktım kilitlemeyi unutmuş olmalıydı.
Sinanı gördüm kahvaltı hazırlamıştı.

"Sinan sen manyak mısın" dediğimde anlamayarak baktı.

"Tüm gece senin yüzünden uyuyamadım. Neden kendi kendine konuştuğunu sorabilir miyim?"

Güldü.

"Bugün bayram ya o yüzden"

"Ne bayramı günlerden ne ki"

"Deliye her gün bayram biz de akıllı sayılmayız"

"Sinan geriliyorum cidden" kahvaltıya oturdum

Sinirliydim ona neden sinirliydim ki ondan bir şey beklememeliydim yine de katili tanıyor olabilirdi. Elime aldığım çatalı hızla batırdığım peyniri geçip tabağa çarpan metalin çıkardığı ses

Bu kadar açıklamana gerek yok

Kendini duymazdan geldim. Ses ile Sinan hızla bana baktı "sorun ne" her saniye sinirleniyordum eğer biliyoraa engel olmalıydı! Ne olursa olsun. Nisa... Nisa yaşıyor olabilirdi! Ben katil olmayabilirdim! Kuzey de!

O gün ben panik atak geçiriyordum. Yanımdan geçip gitmişti. Sorabilirdi! Bu kadar mı nefret ediyordu benden?

Neden ben nefret edilenmişim gibi oluyordu gücümü alan da oydu ben nefret etmeliydim. Neden suçlu hissediyordum.

Değildim. Kaşlarımı çattım Sinan ise hala bana bakıyordu. Güldüm.

"Katil hakkında ne biliyorsun, yoksa tanıyor musun" şaşırmıştı ağzını açmaya yeltendi ancak devam ettim.

"Ah hayır! Belki de sen görevlendirmişsindir? Bizzat. Ne dedin önce beni mi öldürmesini istedin bu yüzden mi gücümü aldın. Belki de gücümü kullanman için ölmemem gerekiyordur ha?" alayla gülmeye devam ettim.

"Belki de seni alkışlamam gerekiyordur haksızlık etmeyeyim" çatalı bıraktığım gibi hızla ellerimi çırptım aralarından çıkan kıvılcımların masaya sıçramasına izin verdim garip bir şekilde fazlasıyla sakindim. Sesim de sakindi. Haraketlerim de yavaştı.

Elime tekrar çatalı aldım öylece durdum bir şey demesini bekliyordum.

"Hayır" dedi yalnızca onun da sakinliği sinir bozucuydu. "Bilmiyordum"

Gözlerimi kıstım.

Aslında yalan mı söylüyordu acaba

En mantıklısı onun bilmesi tahta geçmek için Earlı neden öldürmesin.

Akkımdakileri dile döktüm.

"Sen mi istedin. Earlın ölmesini. Sen mi?"

Kirpiklerini kırpıştırdı.

"Sence ben, öyle biri miyim"

Hızla yerinden kalkığında korkmamıştım ama üstüme gelince sandalyeyi ittirmeye çalıştım tuhaf bir şekilde ilerlemiyordu. Süzülerek masanın altından dışarı çıktım. Hançerimi kavradığımda devam etti.

"Bir anda delirip seni de öldürebilir miyim yani!?" bir kaç adım daha geri gidersem duvar vardı köşeye sıkışmayacaktım camın yanına gittim.

"Öfke problemlerin mi var senin 47 kromozom! Atlarım" dedim yapacağımı göstererek.

"benim hakkımda neler düşünülüyor biliyor musun belki okumuşsundur tarihin en şeyi diye!"

TAHTIN ÇAĞRISIWhere stories live. Discover now