Adımı Söyle

55 8 7
                                    

Uyandığımda ilk gördüğüm şeyin o olması düşündüğümden bile harikaydı. Dün olan minik atışmayı atlattığınız için hala Tanrı'ya şükrediyordum. Bir an için pisliğin tekine dönüşmüştüm o kadar.

Dün onunla eve döndüğümüzde birbirimizi tanıma işini ertelemiş ve patlamış mısır eşliğinde harika bir korku filmi seyretmiştik. En az benim kadar seviyordu korku filmi seyretmeyi. Film bittikten sonra ise benim yatağıma geçip  birlikte uyumuştuk.
Ve işte şimdi kollarımın arasında huzur içinde suratına vuran güneş ışığı eşliğinde uyuyordu. Bense onu seyretmeye doyamıyordum.
Bakışlarım dudaklarında dolanmaya başladığında artık kendimi tutmama gerek olmadığı rahatlığıyla ona doğru eğilip dudaklarını öptüm. Geri çekilip yüzünü yakından incelemeye devam ettim. Uyanır gibi hafifçe mırıldanıyordu. Suratımda bir kez daha o aptal sırıtışa neden olmuştu işte. Bir kez daha dudaklarını öptüm ve sıcak kokusunu içime çektim. Tanrım, kokusuna aşıktım. Tarif edilemez bir kokuydu. Hiçbir tanımı yoktu. Sadece müthişti.
Gözleri ağır ağır açılırken dudaklarımı boynuna bastırdım ve kokusunu bir kez daha ciğerlerime çektim. Uykulu bir sesle inildedi.
"Çok güzel kokuyorsun." diye fısıldadım hala boynunu öperken.
"Günaydın." dedi. Sesi yeni uyandığından dolayı olduğundan kalın çıkmıştı.
"Günaydın." diye karşılık verdim ve yüzüne bakabilmek için ondan uzaklaştım. Elleriyle yüzünü kapatıp yüzünü ovuşturdu ve esnedi. Uykuluyken katbekat daha tatlıydı. Gülümsemem tüm yüzümü kaplamıştı sanki.
Ellerini yüzünden çekti ve bana baktı.
"Başımda dikilmeye devam mı edeceksin?" dedi gülümseyerek.
"Sen nereye gidersen git başında dikileceğimi iyi biliyorsun." dedim. Gözlerini kapadı ve bir kez daha esnerken daha geniş gülümsedi.
"Sanırım artık biliyorum." diye mırıldandı.
"Artık biliyorsun." diye mırıldandım ve gözlerimi bir türlü alamadığım dudaklarını bir kez ve bir kez daha öptüm. O yattığı yerden doğruluğundan ben de aynısını yaptım ve oturur pozisyona geldim. Ne yapacağını izlemek için onu bekledim ama uyku sersemi haliyle öylece ayakta uyuyordu.
"Hannie." diyerek onu kendine getirdim.
"Minho." diye karşılık verdi sadece.
"Hı?"
Kısa bir süre sessiz kaldı. "Boş ver gitsin." dedi ve bana bakıp gülümsedi.
"Hayır." dedim. "Ne düşünüyordun söyle."
Hafifçe güldü ve önüne baktı.
"Sadece öpüşmekten fazlası için ne kadar beklememiz gerekiyordu merak ettim." alt dudağını kemirmeye başladı. "Neyse ne işte." diye ekledi ardından.
"Beklememiz mi gerekiyordu?" dedim ve cevabını dahi beklemeden kalkıp üzerine doğru çıktım.
"Bilmem. Genelde sevgili olan insanlar en az bir ay sonra sevişmeye başlıyor."
"Ah," diye inledim. "Sevgili olduğumuzu duymak olabilecek en güzel şey."
"Kesinlikle öyle." dedi. Göz kapakları hala uykulu giydi. "Sevişirken uyuya kalmazsın değil mi?"
"Seninle sevişirken mi? Ah..hiç sanmıyorum." dedi kalın sesi beni deli gibi etkisi altına almışken. Ona doğru eğilip dudaklarını öptüm ve ondan ayrılınca suratımı boynunun derinliklerine gömdüm. Onu dudaklarımın arasında emdiğim sırada titrek bir nefes verdi. Dizlerimin üzerinde emekleyerek bacaklarını bacaklarımın arasına alana kadar ilerledim. Elimi tişörtünün için sokarken başını geriye attı ve kendisini tamamen bana bıraktı.
"Belki de akşam yapsak daha hoş olur." dedi ve başını indirip bana baktı.
"Akşam mı?" diye mırıldandım. "Bugün Felix burada."
"Harika." diye homurdandı. "Onlar istediği zaman sevişiyorlar. Ama biz onlara uymak zorundayız." .
"Neden onlara söylemiyoruz?" diye sordum. Açıkçası bir sır gibi kalması hoşuma gitmişti ancak o haklıydı, istediğimiz zaman sevişemezdik. Yattığı yerden kalkınca neredeyse burun buruna geldik. Ellerimi beline doladım ve kulağının altına bir öpücük kondururken onun kokusunda kayboldum.
"Bilmiyorum. İçime...sinmiyor." dedi. Sesi boynunu emdiğim sırada kısıldı ve titredi. Kulağıma doğru verdiği nefes tenimi okşarken sıcacık tenini yaladım. Ellerim tişörtünden pijama altına kaydığında kalbim deliler giydi.
"Minho...? Beni dinliyor musun?"
"Tanrı aşkına. Gece ikimizde müsait değiliz." dedim kokusuna doyamadığım boynunu binlerce kez öperken. 
"Yine de..." elimi alt pijamasının içine soktuğumda nefesini tuttu.
Onu tuttuğmda alt dudağını kemirdi ve sesini çıkarmadı. Penisini ellerimden bırakmadan bir kez daha dudaklarını öptüm ve dilimi ağzının her yerinde gezdirdim. Alt dudağına dişlerimi geçirdiğimde bir yandan da penisini okşuyordum. Onun tadına bakma arzumu görmezden gelmek istedim. Bu lanet olası şeyi daha önce hiç yapmamıştım. Nasıl yapmam gerekiyordu bilmiyorum ama yapmak istiyordum. Hızlıca alt pijamasını tamamen çıkarıp attı, beli yay gibi gerildi ve vücudunu bana doğru yaklaştırdı.
Hızlıca kendi altımı çıkardım ve penisimi ona doğru soktum. Zaman kaybetmeye niyetim yoktu. Hızlıca onu içine, derine indim. Nefesi titredi. Ona doğru yaptığım bir hamleyle inledi. Bu hamleyi bir kez daha tekrarladım.
Her seferinde daha dibe giriyor, Han'ın daha yüksek sesle inlemesine neden oluyordum.
"Minho... Biraz daha.." dedi nefes nefese.
Ben de biraz daha derine indim ve kendimi ona bastırarak onun inleyişini dinledim.
"İyi misin?" dedim emin olmak için.
"Evet..." dedi inler gibi. "Çok iyiyim."
Başını geriye atıp alt dudağını ısırdı. Bu şehveti sevmiş gibi, daha fazlası için yalvarır gibi belini bana doğru itti ve belini gerdi.
Onun içindeyken kaslarını sıkarak beni içeride tutmaya çalışıyordu.
"Siktir. Devam et."

Devam ettim.

En sonundaysa onun penisi için hissettiğim arzuyla yatakta onun belinden aşağısına kaydım ve ellerimi harika bir hisle dolduran penisine ağzıma yaklaştırdım. Han'ın titrek bir nefes verdiğini duyduğumda onu daha fazla istedim
Vücudundan akan sıvıyı ağzıma aldığım sırada bir yandan da kalçalarını tutuyordum. Onu yaladığımda inler gibi bir nefes daha verdi.
"Minho-ya..."
İsmimi söylerkenki inleyişini tekrar tekrar duymak istedim. Nefes verir gibi sakin ve bir o kadar da hırçın bir sesti.
"Bir kez daha adımı söyle." dedim ona. Dudaklarımı yaladım. "Hadi, söyle."
"Minho-ya... Sanırım Felix geldi."
Başımı onun bacaklarının arasından kaldırdığımda o da hızla doğruldu. Yerdeki pijama altını hızla kapıp ona fırlattığım sırada Felix içeriden seslendi.
"Minho, uyanık mısın?"
Ne diyeceğimi şaşırmış, afallamış kalmışken Han bir şeyler söylemem için bana bakışlarıyla bir şeyler anlattı. Elimin tersiyle ağzımı temizledim ve Felix'e seslendim. "Uyanığım." dedim ve hızla odamın kapısını kilitledim.
"Haa." diye seslendi Felix. Ardından kapı kolunu çevirdi ancak açılmadı.
"Üzgünüm. Müsait değil misin?"
Han'a bakıp cevap ararken o altını giyiyordu. "Giyiniyorum." dedim. Dolabımı açıp üstümdekini çıkarıp başka bir şeyler giydim ve pijamalardan hızlıca kurtuldum. Han öylece bana bakarken onu tekrar öpmek istedim.
"Han gitti?" diye seslendi Felix.
Bir an için sessizlik oldu. Burada olduğunu bilirse benim odanda olduğunu ve ben giyinirken yanımda olduğunu bilirdi. Ancak o görmeden Han'ı evden çıkarmam mümkün değildi. Ama en mantıklı olanı buydu.
"O eve döndü." dediğimde Han bana suratını buruşturup baktı, omuz silktim.
"Ah, tamam." dedi Felix. Kapıdan uzakalştığını az çok duyduğumda rahatladım ve tuttuğum nefesi uzun uzun verdim. Ta ki Felix bana bir kez daha seslenene kadar.
"Han eve gitti demiştin?"
Han balını iki yana salladı. "Iı... Evet" dedim yine de.
"Bilgisayarı ve telefonu burada...ve çantası."
"Siktir." diye mırıldandım. "Evet. Eve gitti ve...bir şeyini alıp geri gelecek." ye seslenerek ekledim. "Telefonunu unutmuş olmalı."
"Ah, peki." dedi. "Bir de sen neden hala çıkmadın?"
"Çünkü iki işi aynı anda yapamam tamam mı? Konuşmayı keste giyineyim."
"Tamam be."

Han yatağıma oturmuş öylece bana bakıyordu. "Sana yapmayalım dedim." dedi.
"Ve sonra da lanet olası pijamanı çıkarıp attın." dedim kollarımı iki yana açıp.
"Çünkü bırakmaya hiç mi hiç niyetin yoktu, ben de en azından düzgün yapalım dedim."
"Elbette öyle bir niyetim olmayacaktı, ne bekliyordun ki, sevgili olmuşken kendimi daha fazla tutmamı mı?" dedim ona. Gözlerini kaçırdı ve başka bir şey demedi.
"Tamam." dedim nefes vererek. "Sen saklan ben Felix'le oyun oynayalım diye kakalarım, o da gaza gelir, odaklanır, sen de aradan sıvışırsın."

En Dipte Olmak | Minsung ✓Where stories live. Discover now