1. Bölüm

4 0 0
                                    

Kadifemsi kumaşlarla sarılmış bir kundakta uyuyordu, Kraliçe Karita. Doğalı iki gün olmuştu. Onun kaderi iyi bir kraliçe olup kralına sadık bir eş olmaktı. 

"Majesteleri bu ne kadar iyi bir fikir bilmiyorum. O bütün Asgard'ın kaderi. Onu Midgard'a göndermek çok çılgınca bir fikir. Orada başına ne gelir bilemeyiz."

"Ben kararımı verdim Ronda. Kızımı Midgard'a göndereceğim. Orada büyümek zorunda. Burada çok fazla tehlikede kalır. Ama orada onun güçlerini kimse bilmeyecek. Asla zarar görme tehlikesi altında kalmayacak. İnan bana bende kızımdan ayrı kalmak istemem ama onun hayatı bugünden sonra iğne ipliğine bağlı. Burada kalamaz."

O kesin karar... Kraliçe Karita'nın bütün diyarlardan yok oluşuydu. Bu yok oluşla beraber Midgard'ta yani Dünya'da, Amerika'nın New York şehrinin ücra bir köşesinde bulunan yetimhaneye yeni gelen bir bebek var olmuştu. Sophia Rotherhei...

***

(19 yıl sonra)

"Latteniz bayım." elimdeki bardağı müşterinin masasına bıraktım ve hızla geri kasaya döndüm. Çok yorucu bir gün oluyordu. Kafayı sıyırmak üzereydim. Üzerimde ki gömlek terden vücuduma iyice yapışınca birkaç düğmesini açtım ve derin bir nefes aldım. 

"Sophia!" içeriden Jamie bana seslenir seslenmez yanıt verdim.

"Evet?!"

"Masa 4'e müşteri geldi!" 

Mesaj alınmıştır. Hemen kasaya başka bir müşterimden aldığım parayı koyup masa 4'e gittim. 

"Hoş geldiniz, ne alırdınız?" 

Adam elinde eski püskü bir kitapla duruyordu. Üzerinde siyah bir takım elbise vardı. Saçları siyah ve dalgalıydı, omuzlarına dökülüyordu. Yeşil gözlerini bana çevirdiğinde elimde not defterim ve kalemimle siparişini bekliyordum.

"Sen." dedi. Anlamayarak kaşlarımı çattım.

"Nasıl yani? Anlayamadım."

"Seni seçtim. Beni kurtar, Karita."

Karita... Bir isim bana bu kadar kendimi hatırlatmamalıydı. O an ne oldu hiçbir fikrim yoktu. Bir anda gözlerim karardı ve ayaklarımın bağı kopmuş gibi hissettim. Yere düşeceğimi fark ettiğimde bedenimde acı hissetmeyi bekledim ama öyle olmadı. Boşlukta süzülüyormuşum gibi hissediyordum. Gözlerimi aralamak istiyordum ama açmaya çalıştıkça canım acıyordu. O an etrafımı deniz kokusu sardı. Belime dolanan bir kol hissettiğimde gözlerimi açmak için kendimde o gücü buldum. 

Gözlerimi açtığımda bir yataktaydım. Eski ve ahşaptan bir evdi burası. Ne zaman ve nasıl geldim bilmiyordum. Etrafta mumlar yanıyordu. Hangi çağdaydım ben? Olduğum yerden doğrulduğumda boynumdan aşağı keskin bir sızı geçti. O acıyla inleyerek kalktım yataktan. Üzerimde uzun, beyaz bir gecelik vardı. 

 

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Mar 02 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Tanrının UmuduWhere stories live. Discover now