• 25

1.5K 124 47
                                    

Ferit dedesinin tokadı ile düştüğü yerden gözünde bir damla yaş ile kalktı. İlk yediği tokat değildi, eğer bu yalıda kalmaya devam ederse son yediği tokat da olmayacaktı.

Flashback-

Ferit Latif bey'in ikazları ile dedesinin odasına ilerliyordu. Daha 13 yaşındaydı ve sadece arkadaşları ile parkta oyun oynamak istemişti. Bu masum isteğin ilerisinde ne olacağına aklı ermiyordu. Şu an neden bir yanlış yapmış gibi davranıldığını da anlamlandıramıyordu.

"Buyur küçük beyim. Deden odasında seni bekliyor. Dediği şeylere kulak vermen senin için iyi olur."

"Ne yaptım ki yine ben? Gerçekten yanlış bir şey yapmadım."

"Daha öğreneceğin çok şey var." Latif bey'in çıkması ile Ferit kapıya tıkladı, aldığı onay ile içeri adımladı. Dedesini her ne kadar sevse ve gözünde idolize etsede ondan çok korkuyordu. Çok sert ve keskin tarafları vardı. Abisine, annesine özellikle babasına da öyle davranıyordu. Ama kimse sesini çıkarmıyordu. Herkes dedesine saygı duymak zorundaydı, o her şeyin en doğrusunu yapar diye öğretmişlerdi.

"Dede.." dedi Ferit masumane sesiyle. Dedesi bedenini cama dönmüştü.

"Neredeydin sen?"

"Şey.. Arkadaşlarımla parktaydım. Yemin ederim kavga felan etmedim dede. Sadece oyun oynadık. Saati fark etmemişim.." dedi yüzünü öne eğerek. Halis birkaç dakika sessizliğin ardından Ferit'e döndü. Adımlarını ona doğru atmaya başladı.

"Sen laftan anlamayacak mısın? Kaç yaşındaki adamları çekip çeviriyorum, ya sen? Seninle ne yapacağım ben? Sen normal bir çocuk değilsin, Halis Korhan'ın torunusun diye kaç kere dedim sana!"

"Dede ama yemin ederim bir şey yapmadım. Sadece oyun oynadık, yemin ederim." dedi Ferit tüm içtenliğiyle.

"Demek şoförlerden yırtıp parka gittin ha? Daha geçen gün ne konuştum ben seninle?!"

"İzin alınca da vermiyorsun ki dede. Hem benim onlardan ne farkım var, ben de oyun oynamak istiyorum. Tüm günüm yalıda odamda geçiyor."

"Sen Ferit Korhansın! Benim soyadımı taşırken benim dediklerimi yapmakla yükümlüsün."

"Korhan olmam neyi değiştirir ki, ben çocuk değil miyim? Neden parkta oynayamıyorum ki?" Kendisini yerde bulmuştu. Dedesinden yaşına rağmen ağır laflar ve cezalar yediği olmuştu ama ilk defa fiziksel bir şeye maruz kalmıştı. Ne yapacağını bilememişti oracıkta. Elini acıyan yanağına koymuş yerinden kalkmamıştı. Eğer kalkarsa belki yeniden bir tokat yerim diye düşünmüştü.

"Eğer bir daha kendi başına bir haltlar yemeye kalkarsan daha kötüsünü yaparım çocuk! Asıl suç senin o sorumsuz kendini bilmez anne ve babanda!" diyerek o acımasız ses tonuyla konuşmuştu Halis.

--------------------------
Dedesine bir şey söylemek gelmemişti Ferit'in içinden. Ne nefrete dair ne kırgınlığa dair hiçbir şey. Daha iyi anlıyordu bir şeyleri. Onun ailesi Seyran'dı. Kimse Seyran'ı böyle bir konuma sokamazdı, sokamayacaktı. Dedesinin utançtan kaçırdığı gözlerine karşı burukça gülümsedi Ferit. Ardından tek bir kelime etmeden odadan çıktı.

Tek istediği karısını alıp bu yalıdan gitmekti. Dedesinin odasından çıktığında onu bekleyen başka bir güç vardı şimdi önünde, İfakat.

"Bir sorun mu var Ferit?"

"Var yenge, hem de büyük sorun var. Sen soktun bu saçma şeyleri değil mi dedemin kafasına?"

Bizden Sonsuzluğa Ne Kalacak ? | SeyFerWhere stories live. Discover now