1.5

607 38 11
                                    

Elimdeki kitabı masaya bırakıp geriye yaslanmıştım. Düşündükçe çıldıracak gibi oluyordum. Ezgi gittikten sonra yaklaşık on dakika boyunca şaşkınlığımı atmaya çalışıp sonra eve girebilmiştim.

Hâlâ aklım almıyordu. Ezgi'nin bilinçli olarak böyle birşey yapması imkansızdı. Büyük ihtimalle sarhoş olduğu için ne yaptığını kesinlikle bilmiyordu. Başka açıklama bulamıyordum çünkü.

Telefonuma bakınca ise saatin çoktan gece yarısını geçmiş hatta günün ağırmasına bir saat kaldığını görmüştüm. Ve tabiki gram uyku hissetmiyordum.

Oflayıp oturduğum yerden kalkıp yatağıma uzanmıştım.

Sakin ol Nil. Sakin.

Acaba Ezgi ayıldıktan sonra gidip konuşsam mı? Hem ne diyecektim ki. "Dün akşamki öpüşmenin hesabını sormak için geldim." Saçmalık!

Ama şu bir gerçekti. Ezgi sarhoştu ve belkide olanları hiçbir şekilde hatırlamıyordu. Olamaz mı yani? Bal gibide olur.

Anlamadığım diğer bir konuda, öpüşürken aldığım hazdı. Cidden biraz daha sürseydi karşılık verecektim artık. Bu da bir gerçekti.

Uzandığım yerden oturur pozisyona gelip başımı iki elimin arasına almıştım. Saç köklerime masaj yaptığım sırada kendi kendime konuşuyordum,

-Bir şey yok Nil. Sadece sarhoştunuz.

Ama benim kafam gayet ayıktı!

-Onu itebilirdin. Ama yapmadın.

Hatta daha fazlasını istedin!

Yeter artık! Kafamın içindeki sesi susturamıyorum, dediğim sırada odada yankılanan bildirim sesi ile başımı kaldırıp masanın üzerinde duran telefona bakmıştım. Gereksiz bildirimlerimi kapatıp sadece mesaj bildirimlerini açtığım için gelen büyük ihtimalle bir mesajdı.

Ağır ağır oturduğum yerden kalkıp masaya yürüdüm. Telefonu elime alınca ise yanılmadığımı görmüştüm. Gelen bir adet mesajdı.

İyi akşamlar Nil. Kabanın bende kaldı özür dilerim. Öğleden sonra sana atacağım mağazaya gelir misin rica etsem? Konuşuruz biraz.

Mesaj kuşkusuz Ezgi'dendi. Dudağımı kemirdiğim sırada elim klavyeye gitmişti.

Olur. Gelince haber veririm sana.

Yazdıktan sonra telefonu kapatıp duş almak için banyoya yönelmiştim.

//

Ege'ye haber verip vermeme konusunda ikilemde kalıp vermemeyi tercih etmiştim. Önce konuya açıklık getirmek için Ezgi ile konuşmam gerekiyordu çünkü.

Siyah eteğim ve beyaz gömleğim ile tin tin mağazanın yolunu tutmuştum. Evime yakın olan bir alışveriş merkezinin içindeki bir mağazaya gitmem gerekiyordu.

Ne konuşacağız düşüncesi ile ilerliyor kafamın içindeki sesleri susturmaya çalışıyordum.

Önce alışveriş merkezine oradan da mağazaya girmiştim. Mağazanın indirim yapmasından dolayı aşırı kalabalıktı. Adım atınca ikide bir insanların ayağına yanlışlıkla basıp duruyordum.

Zoraki sakin denilebilecek bir yerde durup cebimdeki telefonu çıkardığım gibi Ezgi'yi aramıştım.

-Alo.

-Alo Ezgi, mağzadayım ben.

-Kabinlerin olduğu bölüme gel. En son kabindeyim ben.

-Tamamdır. Geliyorum.

KARMA gxg (+18)Where stories live. Discover now