" Ölmeden Önce Mutlu Olmak... "

115 13 39
                                    

(....)

Öksürerek gözlerimi açtım. Kendime gelmem zaman aldı. Burası karanlık bir yerdi bu sebeple etrafı iyi göremiyordum.

Hareket etmek istedim ama kıpırdayamadım bile. Bir sandalyede oturuyordum ve bileklerimle arkadan ,tıpkı ayaklarımda olduğu gibi, sıkıca bağlanmıştım. Hareket edemeyecek kadar sıkı hem de...

Dazai beni yakalamış olmalıydı ve şimdi de yüksek ihtimalle öldürecekti. Bunda tek sorun ölümümün o piçin elinden olacak olmasıydı.

Kurtulmak için biraz çırpındım ama sonuçsuz kaldı. Bundan vazgeçip etrafı inceledim. Burası Dazai ile karşılaştığım depo gibi ama daha da kasvetli bir yerdi. Birden bir kapının gıcırtıyla açıldığını duydum. Oraya bakınca gelen adamın Dazai olmadığını gördüm. Daha önce görmediğim biriydi.

?. Uyandın mı uyuyan güzel?

At. Sen de kimsin? Neden buradayım? Benden ne istiyorsun?
     
?. Sorularının yanıtını sonra alırsın. Şimdiyse başka işlerimiz var...

Bana daha fazla yaklaştı. Korkmaya başlamıştım.

At. Ne işi?

?. Çok konuşma.

Dibime gelip saçlarımı okşadı ve sonra eğilip boynumu kokladı. Kendimi olabildiğince uzak tutmaya çalışıyordum ama olmuyordu.

?. Ne güzel bir çocuksun böyle...

At. Lütfen... Uzak dur...

Aşağı eğilip ayaklarımda bağlı olan ipi çözdü ama bunu yaparken bacaklarımı okşamıştı. Ne iğrenç bir adam böyle!

İşi bitince bileklerimi de çözer çözmez beni resmen kucağına aldı. Sarılmaya çalışıyordu ama ben karşı koyuyordum.

At. Bırak!

?. İnat etme! Zaten bir yere gidemezsin, elinde sonunda benim olacaksın....

Onu göğüsünden iten ellerime aldırmadan bir eliyle belimden diğeriyle yakamdan tuttu. Yüzümü kendi dudağına doğru çekiyordu.

At. BEN KİMSEYE AİT DEĞİLLİM! BIRAK BENİ PİSLİK HERİF!

O anda Chuuya senpai 'in öğrettiği bir hareket aklıma geldi ve adamın bacak arasına tekme attım. Elleri üstümden çekilince sertçe ittirdim ve koşmaya başladım. Eğer o kadar sert ve hızlı vurmasaydı bunu Dazai'de de denerdim belki...

Adamın az önce girdiği kapı açıktı. Oradan geçince bir koridora çıktım ama her yer birbirine benziyordu. Rastgele bir odaya girdim ve başka bir çıkış gördüm. Tam oradan çıkıp gidicektim ki karanlıktan bir el çıktı ve sertçe geri çekildim.

?2. Nereye gidiyorsun hemen Nakajima?

Tanrım... Bu ses...

?2. Oh, anlaşılan beni tanıdın... Birkaç ay geçti ama olsun...

Tanrım , bu gerçekten oydu. Tüm hayatımı bana zehir etmiş, yaralanmama neden olmuş,Dazai'den önceki kabusum yetimhane müdürüm Ogai Mori'ydi.

Mr. Görmeyeli nasılsın Atsushi? Çıkış süreni geçeli çok oldu o yüzden cezanı alacaksın.

Beni çekerek az önce kaçtığım yere getirdi ve bu sefer kelepçeyle arkamdan bağladı. Az önceki adama yumruk attıp kızdı.

Mr. Beceriksiz! Sana çocuğu bak diye bıraktım sik diye değil. Defol git gözüme gözükme!

Onunla tek başıma kalmıştım. Bir sandalye çekip tam karşıma oturdu. Yüzünde o iğrenç sırıtış vardı.

LOVE IN İMPOSSİBLE _DAZATSUWhere stories live. Discover now