1.Bölüm

135 22 8
                                    


   "Yalanların içindeki gerçek."


     Siren sesleri kulağımı doldurmaya başlamıştı. Duyduğum ses zihnimi  rahatsız edecek bir şekilde işgal etmesiyle birlikte kalkmak için yattığım yatakta doğruldum. Normal de tatil günleri hiç bir güç beni erken uyandıramazdı fakat bu sefer ayaklarım zihnime uymadı. Yavaş adımlarla yataktan kalkıp önce yatağımın yanında ki komidinin üzerinde duran saate baktım 03.56 daha çok erkendi. Bu saatte polis sireni de neyin nesiydi? Yine birileri içip kavga etmiştir diye düşünerek savaş adımlarla pencerenin önüne gidip direk sokağa bakan camdan tarafa geçtim ve buğulanan camı silerek arkasında ki manzaraya baktım.

     Gördüğüm o manzara da neydi? Polis araçları, ambulans, olay yeri soruşturma ekipleri nutkum tutulmuş bir şekilde elimle sildiğim camın o aralığından şahit olduğum görüntünün hayal olup olmadığını algılamaya çalışıyordum. Bizim villalın karşısında ki villanın önünde bir sürü insan gruplaşmış pek de hayırlı olmayan bir durum için de gözüküyorlardı. Bedenim titremeye başlamıştı. Neden oradalardı? Neden herkes toplanmıştı? Neden Şeymaların evinin önündelerdi?

    İçime düşen korku ile birlikte kendimi kötü hissetmeye başlamıştım. Bunu ise zonkladığını hissettiğim başımdan ötürü anlıyordum. Bir süre daha odada ne olduğunu kestirmeye çalışmıştım ama mükemmel bir şahin gözlerim olmadığı için kalabalık dışında herhangi başka bir şeyi ayırt edemiyordum. Aşağı inmem gerektiğini idrak etmem ise on saniyemi almıştı sonrasında hemen dolaba doğru koşarak üzerime ince bir hırka aldığım, yaz mevsiminde olduğumuz için üşüyeceğimi sanmıyordum. Hırkayı huzlıca üzerime geçirdikten sonra kapıya doğru koştum, iki kez hızlı hızlı asıldığım kapının kolu kapıyı açmıyordu. Ne, Ne oluyor? Kulpu bir kez daha hızlıca bastırdım ama... Siktir kapı açılmıyordu, kitlenmiş.

     Ellerimle kapıyı yumruklamaya başladım “ Açın, açın şu kapıyı. Açın!” Bağırarak kapıyı yumrukladığım sırada merdiveni bitirip odama doğru gelen duyduğum ayak sesleriyle birlikte durdum. Kapıdan biraz uzaklaştım ve odada durduk yere kitli kalmayacağımı bildiğim için her ihtimale karşı yatağımın yanına gidip yastığımın altında ki çakıyı aldım sonrada yavaşça kapının yanında durdum. Kalbim yerinden çıkacakmış gibi atıyordu, şuan ne kadar kendim için endişelensem de aklım aşağıdaydı. Orada ne olmuştu öyle? Mahallede ki herkes oradaydı, ben hariç.

    Sırtımı duvara yaslayıp sağ elim de açık halde tuttuğum çakıyı kendime biraz daha yaklaştırdım. Kapının deliğine giren anahtar sesini duyunca daha da gerilmiştim, elimde ki çakıyı daha da sıkı tutmaya başladım. Duyduğum yavaş hareketler her seferinde kalbimden bir atış firar ettiriyordu. İki kerelik çevrilmeden sonra kapı yavaşça açılmaya başladı. İçimden bildiğim tüm duaları okuyordum, daha gencim ama ben ya...

    Kapıdan içeri doğru uzanan kafa ile göz göze gelmemle birlikte çığlığı basan Aysu ablaya baktım. Aysu abla benim ikinci annem gibiydi hep, onun elinde büyümüştüm. Bir nevi bakıcımdı ve annemin de en güvendiği çalışanı. Hemen doğrulup elini kalbine götürdü. “Ay, Allah iyiliğini versin kızım korkuttun.” Dedi, sen birde bana sor be abla... Aysu ablanın yüzüme değilde elimde ki çakıya sorgular  bakışlar attığını fark edince çakıyı hemen kapattım ve şortumun cebine koydum. Bir an önce aşağı inmek istediğim için konuşmayı uzatmaya hiç niyetim yoktu.
     “Aysu abla kusura bakma başkası sandım seni.” Dedim. Gözüm biraz ileride ki merdivendeydi.“Tamam kızım, tamam.” Dedi elini omzuma koyarak. Bende gülümseyerek kolunun üzerine elimi koydum ve sıvazladıktan sonra daha fazla oyalanmamak için Aysu ablanın kolundan kurtulup merdivene yöneldim. “Aysu abla ben şimdi Aşağı ineceğim, haberin olsun.” Gülümseyen yüzü anında soldu, adımlarını bana doğru yönelterek şaşkınlık dolu sesiyle konuştu.
   
     “Neden?” bu hali karşısında kailarım çatılsada ifadeni bozmadım, durup dururken değişen ruh halini hem garipsemiştim hemde beni oldukça rahatsız etse de bozuntuya vermeden cevap vermiştim. “Aşağı da bir kalabalık gördüm, herkes orada bende gidip bir bakacağım.” Aysu ablanın yüzü ekşidi ve anında yanıma gelerek kollarımdan tuttu. “Olmaz Almila inemezsin, ben bir ihtiyacın olduğunu zannedip açtım kapıyı.” Dediğinde kaşlarımı çattım. “ Buraya beni sen mi kitledin, Neden?” kaşlarımın hala çatık bir şekilde duyacağım cevabı bekliyordum.

BALTA /ARA VERİLDİWhere stories live. Discover now