20. bölüm

1.3K 54 18
                                    

Bu sefer medya yok

Iyi okumalarr

(.)

Yazarın ağzından...

"Ne halta yarıyorsun sen amına koyduğumun malı?"

"Ne demek çaktırmamaya çalıştım anlarlar diye korktum oropsu çocuğu? Anlamışlardır zaten." Diye sinirle evinin içinde birasını yudumlarken sinirle bağırdı Kâmil Günay.

Önünde diz çöken, başını mahçup bir şekilde eğen cemal ise ondan af dilemekten baska yaptigi bir sey yoktu.

Kâmil Günay, "Şimdi de bana o hastaneden mi geliyorsun?" Diye sorunca Cemal ne diyeceğini bilemedi.

Onun konuşmasına izin vermeden bir şey daha söylemişti.

"Seni bugün götürdüler ve sen hemen çıkabildin? Söylediğin gibi şüphelenmişlerse eğer senin çıkmana kolay kolay izin vermezler, bilirim ben Yamanoğullarını." Dedi ses tonundaki ciddiliğin yerine alaylı bir tınısı yerini alırken.

Cemal yutkunup birazdan Kâmil Günay'ın kendisini döveceğini bilerek konuşmaya karar verdi, nasıl olsa başka kaçışı yoktu söylemek zorundaydı.

"Şey, Kâmil bey, onlar beni bırakmadı." Dedi.

Kâmil'in az önceki alaylı halinden eser yoktu, alaylı gülümseme hemen silindi.

"Nasıl geldin?" Diye sordu.

Cemal'dan herhangi bir cevap vermeyince daha da sinirlendi, ve bağırarak az önce sorduğu soruyu tekrarladı.

"Ne yaptın?" Diye sordu bağırarak.

Cemal bir daha yutkunarak "Kâmil bey..." Diye konuşmaya başladı fakat Kamil'in sinirli sesi sözünü yarıda bırakmasına yeterliydi.

"Kes sesini! Kaçtın mı?" Diye sordu bu sefer.

Cemal yine konuşmaya cesaret edemeyip başını sallamakla yetindi, bu da çoktan çıldırmış olan Kâmil'in bir boğa gibi sinirlenip ayağa kalkmasına neden oldu. Ayağa kalktığı gibi gördüğü, az önce içtiği ve bitmiş olan bira şişesini eline aldı ve bir hamlede Cemal'in kafasına kırdı.

"Ne işe yaramaz orospu çocuğusun çıktın sen de? Sikeyim hepinizi." Gibisinden küfürler savurarak ayağın altındaki Cemal'i dövmeye devam etti.

"Sana git korkut o sürtüğü dedik, gittin kendin korktun, anlamasın diye az rezil et kendini dedik, gittin aptal gibi ipi saldın ve kendinle birlikte beni de rezil ettin, sana tek çalışma yanına Tarık'ları da al dedik ne sen ne de onlar bir halta yaramadı." Diye bağırıyordu, resmen kırmızıyı görüp çıldıran kızgın bir boğadan hiçbir farkı yoktu.

Değil Cemal'dan bir açıklama beklemek, onun sesini dahi duymak istemiyordu.

Planını altüst etmişti, ve bir açığını Mithat Yaman'a yakalatmış olabilirdi. Bunu düşünce kendinden geçiyor ve siniri artıyordu, Mithat Yaman belli etmese de oldukça zeki ve dikkatli bir adamdır. Cemal'a da boşu boşuna tabii ki hastaneye götürmemişti.

Şüphelenmiş olmalı ki hemen götürmüştü, lakin Cemal'in kaçması keskinlikle onun gözünden kaçacak detay değildi.

Aniden odaya Cem girip babasıyla konuşmaya çalıştı.

Fakat babası ona hiç dönmedi, siniri azalana kadar Cemal'i dövmeye devam etti.

"Ne oldu?" Diye yerde kanlar içinde yatan Cemal'i bırakıp koltuğuna geri otururken konuştu.

Mutsuz Yaşam // Gerçek AileWhere stories live. Discover now