Tarihler---------
Herşeyin bir sonu vardı, değil mi?
Uzun yada kısa sürecekti ama herşey en sonunda bitecekti.
Bugün, o günlerden biriydi. Efsanenin sonuna gelmiştik. Sahiden, ne kadar oldu? Yaklaşık bir buçuk yıl kadar sanırsam. Zaman gerçekten çok hızlıydı.
Her şey biterdi. Gerçekten sonsuzluk diye hiçbir şey yoktu. Çok üzüldüğümüz, çok sevindiğimiz yada bitmeyeceğini düşündüğümüz her şey birgün bitiyordu. Sevdiğimiz birisi ölüyordu, yıllar sonra ilk gün olduğu gibi acıtmıyordu. Çok istediğimiz bir şey oluyordu, yıllar sonra ilk gün olduğu gibi sevinemiyorduk. Bazen bizim geçirdiğimiz en iyi saatler, başkalarının hayatında büyük etki yaratacak kadar kötü zamanlardı. Ve zamanın her şeyi geçirmek gibi bir büyüsü vardı.
Bazen öyle şeyler yapmamız gerekirdi ki kimin ne olduğunu önemsemezdik. Birini gerçekten sevdiğinizde, onun ne olduğu, ne yaptığı yada kim olduğu hiçbir şey ifade etmezdi. Hayat karşımıza tahmin edilemeyecek seçenekler çıkardığında 'asla' dediğimiz her şeyi yapabiliyorduk. Biz insanlar çok garip varlıklarız. Ciddi ciddi birbirimizin kölesi oluyor, gözümüze perde çeken duygular yüzünden ne yaptığımızın hiç farkında olmuyorduk.
Bir gecenin henüz erken saatleri. İnsanlar Eyfel'in müthiş ışığının görünmeye başlayıp karanlığı aydınlattığı saatlerde etrafta mutlu mutlu geziniyordu. Küçük çocukların ağlama sesleri, ellerindeki şekerleri yiyerek dolaşan sevgililer, yıllarını birbirine adamış yaşlı çiftlerin çekildiği mutlu fotoğraflar.. hepsi bir yerde toplanmıştı.
"Ne günler geçirmiştik değil mi?"
Ne günler geçirmiştik değil mi? Yüzünden yerlere damlayan birkaç damla suyla beraber birleşmiş ellerine baktı. Yaşanan herşey en küçük detayına kadar aklına baştan sona tekrar işlenmeye başladığında yüzüne içten ve buruk bir gulumseme ekledi ve dudakları arasından bir hıçkırık döküldü.
"Yapma."
Kalın sesin sahibi ellerini varlığını hissettirmek ister gibi hafifçe sıktığında bu sefer küçük kahkahasına engel olamadı.
"Yaptın."
Eğlenceli ve yarım gelen sesiyle söylediklerinden sonra ellerinde dolaşan parmaklardan birisi eksilmiş, çenesine yükselmişti. Sonrasında başı yavaşça kaldırılıp Hyunjin'e bakması sağlanmıştı.
"Yapmam."
"Geç değil mi?"
"Henüz bitmedi."
Tekrar ellerini tuttuğunda bu sefer daha bağlıydı. Elleri önlerinde durmaktansa aşağıya, birbirine sarılı olarak inmişti. Özürler yağdıran adama baktığında, bu sefer Hyunjin'in dudakları gözlerini yansıtmıştı.
"Özür dilerim."
Alnında hissettiği sıcaklıkla beraber gökyüzünden patlama sesleri gelmişti. Beyaz desenli siyah havayı süsleyen rengarenk fişekler bir bir patlayarak görsel şölen oluşturmuştu, kalp atışları hızlandığındaysa kafasını kaldırmıştı. Hyunjin ona eşlik ettiğinde, elleri şimdi birbirini daha çok sıkıyordu. Artık aralarında bir mesafe kalmamıştı.
-Son-
Evet arkadaşlar bu şakasız bir son.. çocuklarım gibi görüyorum kitaplarını ve şuanda birisi tamamen bitti. Açıkçası çok sevdiğim bir kitap olmadı ama her şeyin başlangıcıydı. Ne desem bilmiyorum, birinci kitap şuanda 300k okunmayı geçti. Hepinize her şey için ayrı ayrı teşekkür ederim. Ne hissettiğimi bile anlayamıyorum gerçekten çok değişik bir an benim için. Sizleri çok seviyorum gerçekten benim için çok değerlisiniz. Beklediğiniz bir final değildi sanırım çünkü bende ne yapacağımı bilmiyordum ama en doğrusunun bu olmasına karar verdim. Okuyan herkese çok teşekkür ederim 🥺💗🌸
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Big Girl (Little Boy 2) | Hyunlix Daddyking ✓
FanfictionLittle Boy'un 2. Kitabıdır!! 1. Kitabı okumadan 2. kitaba geçmenizi tavsiye etmiyorum! İyi okumalar!♡