5. Bölüm

8 4 0
                                    

# Sabah olduğunda başımda duranın Erva olmasını beklerken Koray gelmişti. Beni uyandırmaya gelmiş. "Merhaba, daha yeni ve şimdi tanıştık ama ben Koray. Seni uyandırmaya ben geldım çünkü Erva seni uyandırmaya gelirken Nazik Hanım elindeki fişekleri görünce beni gönderdi." Hayatımı ve günümü kurtarmış olarak varsaydım ve teşekkür edip "Yanlış anlama ben de burada yabancıyım ama bu saatte sen neden buradasın? Sadece hikayeni ve nedenini bilmek istiyorum. Söylemek zorunda değilsin ama merak ettim sadece." diye bir şeyler geveledim. Daha yeni tanıştığım birisine ne diyebilirdim ki ve zaten bana anormal bir şekilde bakacak sandım ama sadece gülümsedi ve "Ailem yurtdışında ve 5 ay boyunca yoklar. Beni hâlâ küçük sandıkları için tanıdık olarak buraya bırakıyorlar." dedi. "Ama Nazik Hanım dün sana seslenince akşam vakti gitmiştin?" dedim ve "Bazen Sinan Bey'i bile evden kovuyor. Birkaç dakika sonra geri eve giriyoruz ve o zaman sorun çıkmıyor." dedi. Çok da şaşırmadım şahsen. Nazik Hanım'dan öyle hamleler beklerim. Kahvaltıya gittiğimizde masa yemeklerle doluydu. Sinan Bey yemek işlerinde iyiydi bakılırsa. Erva "Yemeğini ye, sonra aletlerini al bir yere gideceğiz." dedi ve bunu Tevfik duydu. "BEN DE GİDECEĞİM! NEREYE GİDİYORSUNUZ?" dedi ama anında pişman oldu. Nazik Hanım yatak odasından sabahlığını giymiş ama saçı dağınık, yüzü solgun olduğu için daha da fazla canavara benziyordu. "Tevfik, buraya gel." dedi sakince. "Pardon anne-" "GEL DEDİM!" dedi Nazik Hanım. Erva, Tevfik'i sanki son görüşüymüş gibi baktı ve konuşmas8na geri döndü. "Dağlarda birkaç mağra var ve tüm ipuçları, kitapları ve ansiklopedileri oralara koydum." Yani demek oluyor ki araştırmaya bugün başlayacağız. "Peki nasıl dağlara gideceğiz? Oralara otobüsün gittiğini hiç sanmıyorum." dedim "Bisikletle tabii ki." Kahvaltıyı yaptıktan sonra Erva'nın mağralara götürdüğü malzemeleri gördüğümde tekrardan belim ağrımaya başladı. Mağralara sonunda vardık. Beklediğimden daha genişti. "Tüm her şey burada." dedi. Gerçekten işimize yarayacak her şey buradaydı. Kız kardeşler kitaplarının en eski ciltlileri, eski zamanların dinî ansiklopedileri, eski çağ dergileri, eski zamanlardaki efsaneler, kazıdaki gibi parlayan kemikler... Her şey eskiydi ve bize lazım olan buydu. Erva çantasındaki her aleti mağranın ortasındaki tahta yuvarlak masaya döktü. "Hadi incelemeye başlayalım." dedi. Ama kayda değer bir şey bulamadık. Tek farklı olarak bulduğumuz şey tüm izlerin farklı yerlerde olduğunu biliyoruz. Yani belirlenemeyen bir madde varsa kemikleri parlamakla etkilemiyor ve böyle bir madde bilinmiyor. Öğleden sonra yorgunluğumuzu çıkarmak için eve dönüyoruz ve valizler dahil eşyaları orada bıraktık. Döndüğümüzde Erva bir fişek çıkartıp silahlı çatışmadaymış gibi duvarın arkasına geçti. "Tevfik bahçeyi suladığımız hortumla beni ıslatıp intikam alacak." dedi ve doğru bildi. Ama ilk ateş eden Erva oldu. Tevfik yine yere serildi. Benim aklımdaysa farklı şeyler vardı. Neden bu kasaba, diğer mağralarda neler var, kız kardeşler nerelerde surete dönüştü..? Ve tek ulaşabileceğim 'Diğer mağralarda nele var?' sorusu olduğu için yarın mağralara gideceğiz. Bunu Erva'ya dedim ve kabul etti ama diğer mağralarda bir şey olmadığını ve gitmenin saçma olduğunu söyledi. "Ama dağların tepelerine doğru başka oluk ve mağralar da var." Bunu dedi ve artık yarınki hedefimiz diğer mağra ve olukları keşfetmek oldu(Tevfik'e görünmeden evden çıkabilirsek). Akşama doğru öğünümüzü yedik ve televizyon izledik. Anormal bir şey olmadı ve olmasını da istemem. Mağrada yaptığımız araştırma yeterince beni yordu zaten. Yataklara yattığımızda ben uyumal yerine kasabanın geçmişine baktım. Bu mağralar neden var ve bu kadar fazlalar sorularına efsanelerle yanıt verdi arama motoru. Yine kasaba efsanesi ama bu kız kardeşlerle direkt bağlantılı değil. Bu kasaba zor savaşlar sonucunda kazanılmış ve savaşan imparatorluklar zalimce halka katliam uygulamış. Ama başka bir devlet de bu topraklaro almak isteyince bu bölgede bir savaş yaşanmış. Bir efsane olduğu için adı bilinmeyen savaşta iki imparatorluk da zalim olduğu ve birbirlerini öldürdüğü için Daniella kuvveti zincirlerde değil, lanetler ve patlamalarda bulmuş. Başka bir insanı öldürdüğü için yargılanan zalimler lanetle birlikte bir daha kimse tarafından görümeyip kayıplara karışmış ve Daniella'nın yaptığı patlamalarla bu mağralar ve oluklar oluşmuş. Bu dağlara da lanet burada yapıldığı için "Lanetli Dağ(ne kadar özgün değil mi(!)" denilmiş. Lanet beni korkutup gitmeme engel olmasını bekledim ama daha da meraklandım. Ama sabah olunca kesinlikle o mağralara tedbirli gitmeliyim.

Suretlerin BoğuluşuWhere stories live. Discover now