{ Kara Sevda }

13.Bölüm Şimdi Gidilmeli

Yıldızları boyamayı,sevi olan kiz\erkolara asık olmayı unutmayınnn!!

Şu şarkıyla kaç flört eskittim be smdksgdls

Yazim yanlisi varsa ya da noktama yanlışı varsa özür
🌟🌟🌟

Gözlerim açılmıyor aksine sonsuza kadar kapalı kalmak istiyordu.

Ama duygularım beni, algılarımı, düşüncelerimi ve gözlerimi açmaya itiyordu.İntikam, öfke, hüzün üçünün birleştiği bir duygu.

Üstümdeki yorganın çıplak vücudumda bıraktığı etkiyi hissediyordum, bulutların üstünde gibiydim.

Gözlerimi açtım, beni ilk karşılayan perdeler kapatılmış olmasına rağmen yüzümü aydınlatan güneş ışınlarıydı.

Derin bir nefes aldım, bütün uzuvlarım ağrıyor,beni tüketiyordu.

Yorganıda beraberimde sürükleyerek ayağa kalktım,yerden başka bir yere bakmadım.Yatakta benimle beraber bir kişi daha olduğunu biliyordum.

Banyoya sıcacık suyun altına girdim.

Sıcak su vücudumda narkoz etkisi bırakıyor, kafamı allak bullak yapıyordu.

Vücudumdan akan kirler dün yaşananların birer iziydi,kabustu.Benim bir şeyleri kabullenme ya da tepki göstermem için yapılan göstergeydi.

Tahir değişmişti, böyle şeyler yapacağı belki de canavarlaşacağını hiç düşünmemiştim.

Gerekeni yapacaktım,bir yere kadar bu şeye dayanabilrdim.Benim de onu hiçe saydığı bir gururum vardı.
_____

Onun yüzüne bir saniye olsun bakmadan kahvaltı yapmaya çalışıyordum.

Bir kaç kez-nerdeyse elli kere-benimle konuşmaya çalışmış her defasında kafası yarmamak için zor tutmuştum kendimi.

Gelen telefon sesiyle Tahir yerinden kalktı ,özel bir telefon konuşması olduğu belliydi ama bizim özelimiz kalmamıştı.

Kahvaltımı bırakıp sese kulak verdim.Tahir ilk bir kaç saniye konuşmadı, karşı tarafı dinledi daha sonra yüzü farklı hâl aldı.

"Geliyorum."Başka bir şey söylemeden telefonu kapattı.

Ne kadar meraklı gibi gözükmemeye çalışsamda Tahir beni iyi tanıyordu.Yine de umursamaz gibi yapıp kahvaltımı yapmaya devam ettim.

Boğazını temizlediğini belki de öğretmenine ödevini yapmadığını söyleyen ilkokulu çocukları gibi durduğunu gördüm.

"Dağa göreve gideceğim."

Üç kelime, üç vurgun.

Tahir biz evlenmeden öncede sürekli dağa göreve giden bir polisti; yurdunu , milletini ve vatanını korumak için canını verebilecek olan kahramanlardandı o da.

Yediğim lokma boğazımdan geçmedi, gözlerim Tahir'in gözleriyle buluştu.Ne demek istediğimi gözlerimden anlamıştı bile.

Görevler tehlikeliydi, teröristlerle çatışmak ,onların ellerine düşmüş Türk vatandaşını kurtarmak hepsi birer şehit olma bahanesiydi.

Tekrar konuşmaya başladı.

"Ne kadar süreceğini bilmiyorum ama ilk bir hafta garanti,ekipten Ali'de benimle gelir büyük ihtimalle sende Melike yengemin yanına gidersin.Bir eksiğiniz olursa bizimkilere söyleyin, onlar zaten sık sık sizi ziyarete gelirler."

Dilinden dökülenler bir daha geri gelmeyecekmiş, arkasında kahrolan bir kadın bırakacakmış gibi çıkıyordu.

"Niye geri gelmeyecekmiş gibi konuşuyorsun?"