ozel bolummmmmm

256 32 114
                                    


"Sence çocuğumuz kız mı olacak erkek mi?"

Lena, tabağındakileri Lucas'ın sipariş ettikleriyle değiştirirken sordu.
Lucas yüzünde küçük bir gülümseme ile eşinin sorusunu düşündü bir süre.

"Ben Sungchan gibi yaramaz ama şirin bir oğlan istiyorum ama sana benzeyen bir prensesimiz olacakmış gibi hissediyorum."

Lena atıldı hemen.

"Sungchan diyip durma, çocuğumuz benzeyecek diye korkuyorum ya! Bu aile bir Sungchan, Jisung'a daha hazır değil."

Lucas çaktırmadan telefonuna gelen aramayı sessize aldı. Lena görse saatlerce trip atabilirdi.

"Sungchan benim için çok değerli, seviyorum keratayi."

"Sana ve abine benziyor çünkü."

Kesinlikle öyleydi, Sungchan, Seo genlerinin yengesi Taeyong 'un güzelliği ile birleşmiş mükemmel bir örneğiydi.

"Sion'da bize benziyor." Lucas büyük bir gururla ekledi.

"Ben kız bebek istiyorum ama, ailede kız torun yok hiç."

"Hendery tam bir karı kılıklı, kesin kızı olur onların."

Lena kaşlarını çattı.

"Hendery 'ler çocuk yapmasın hemen ya! Daha benim bebişim doğmadı."

Kesinlikle abisini Dejun'da kıskandığı için değildi (!)

Bu sırada Lucas'ın telefonu yine çaldı.
Jisung ısrarla arıyordu.  Muhtemelen maç kötü gidiyordu, ona ihtiyaçları olmasa bu kadar ısrarla aramazlardı.

Fakat yapabileceği bir şey yoktu, Lena'nın gazabından yemeğe diye kaçarak zor kurtulmuştu zaten. Şimdi bir de "çocukların bana ihtiyacı varmış, gitmem lazım" dese başına gelecekleri tahmin bile edemiyordu.

"Çocuklar mı arıyor?"

Lena önündeki son tabağı da iştahla bitirirken sordu.

"Evet, Jisung arıyor."

"Hesabı öde de gidelim hadi yanlarına, şimdi sen olmayınca kaybeder onlar."

Lucas gözlerine inanamaz bir şekilde karısına baktı. Lena asla izin vermezdi normalde.

"Aşkım, emin misin sen?"

"Evet, hadi acele et!"

Lucas hızlıca hesabı ödeyip Jisung'un attığı konuma sürdü arabayı. Nihayet sahaya vardıklarında müthiş bir kaos onları bekliyordu.

"YA SUNGCHAN AYAĞININ AYARINI SİKEYİM BEN SENİN YA!"

Jisung bağırarak topu Jeno'ya atmıştı. O sırada Sungchan, Jisung 'a küfür ediyordu.

"Gerizekalı Mark abim boşta ona atmıyorsun, adamlar götümün dibinde bana atıyorsun!"

Bu sırada karşı takımdan bir çocuk yere düşen Jaehyun 'un kafasına ayağıyla basınca olaylar koptu.

Jisung, hemen çocuğun üstüne yürürken Sungchan babasını kaldırmaya çalışıyordu, Hansol ise bu kadar olayın içinde çocuklara forma satmanın derdindeydi.

"Bak işte kaliteli krampon kullandığın için adamın kafasını kırdın. Benim dediğimi alsanız böyle olmazdı."

"HOP, HOPP! KIRMIZI TISORTLU, OĞLUM SEN BI BAKSANA BANA!?"

"Buyur birader!?"

"Öncelikle birader değil, abi diyeceksin canım. Kafasına bastığın herifin senden büyük çocukları var ayıp değil mi koçum?"

Lucas, Lena'nın yanından fırladığı gibi olay yerine atlamış, Jaehyun 'un kafasını adeta tekmeleyen çocuğu kenara çekmişti.

Çocuğun arkadaşları etrafı sararken Lucas'ı yakından gören herkes bir adım geri çekiliyordu.

"Abi yaşlı başlı adamın ne işi var o zaman burada?"

"Orası seni ilgilendirmiyor canım, şimdi adam akıllı oynayacaksınız devam edelim yoksa mevzu büyüyecek."

Jisung, çocuklara el hareketi çekerken Sungchan üzerindeki formayı çıkarıp amcasına veriyordu.

"Amca benim ayak zaten sakat, sen benim yerime girde çevir şu maçı."

"Keşke sadece ayağın sakat olsa, sen beyinden sakatsın oğlum, ayağının ayarı bile yok!"

Jisung öfkeyle Sungchan'ın az önceki pasına gönderme yaptı.

"Jeno'ya atsaydin o zaman yarrak kafasi!"

"Lan jeno kalede amina koyim."

"Hansol amca geçti ya kaleye amk mali!"

Lucas, Hansol'un ensesine bir tane yapıştırdı.

"Liseli bebelerden bu kadar gölü yemeye utanmadın mı?"

"Oyun başlasın da gör sen liselileri, bizim takım ampute milli takımı gibi amina koyim, Jaehyun hemen yoruluyo, Sungchan ayağı sakat diye kosamiyo, Mark toptan kaçıyor zaten, Jisung iki saniyede bir faul yapiyo karşı penaltiyla maç aliyo."

"Maçın seyrini nasıl değiştiriyorum izle şimdi."

Ve öyle de oldu.

Lucas, Jeno'nun attığı her pası göle çeviriyordu. Gerçi bunun sebebi topu kaleci çocuğun tutmaya korkacağı kadar sert atıyor olmasıydı.

Her gol attıktan sonra sanki milli maçtaymış gibi bir de karısına öpücük atıyordu.

Bu sırada Lena ve Sungchan süt mısır, pamuk şeker, kağıt helva, dondurma, cips, çikolata ve daha bir sürü şeyi mideyi indirmişti.

Hatta Sungchan yengesi çok ısrar edince pamuk şeker satan adamdan bir de bebekler için satılan uçan balonlardan almıştı.

Ikili asla maçla ilgilenmiyor gibiydi.

Hansol'un kaleden kaleye attığı son gol ile maç bitti. Jisung çocuklara el hareketi çekince ufak bir kavga başladı o sırada.

"Lan bak kırmızı tişörtlü, oğlum sen çok oluyosun!"

"Lan Jisung sen terazi gibisin oğlum, neresi ağır basarsa oraya geçersin!"

"Yürü Jisung gidelim."

"Ya baba ne diyor ama!"

"Noluyo burada!?"

Lucas üzerindeki formayı çıkarmış çocukların arasına girmişti.

"Y-yok abi bir şey olmuyo..."

Çocuklar korkuyla bir adım geri çekilerek Lucas 'ın sixpacklerini inceliyorlardi.

"Amcam gelince nasıl korktunuz ibneler!"

"Jisung öyle deme sen de oğlum!"

"LUCAS!!!! USTUNU GIYSENE YA!"

Lena tribünden bağırınca Lucas panikle formasını tekrar giydi.

Ve Jisung kimsenin duymayacağına emin olduğu bir anda kırmızı tişörtlü çocuğun kulağına ekledi.

"Abimde eightpack bile var."

"Kanka abini bana ayarlasana."

"Sana pahalıya patlar ama, komisyonumu alırım."

"Varımı yoğumu ortaya koymaya hazırım."

"Anlaştık o zaman, hangisini istiyorsun? Mark abim mi Sungchan salağı mı?"

"Şurada oturup su içen işte."

"LAN OROSPU ÇOCUĞU BABAM
O AMINA KOYIM!"

"SIKTIR OGLUM! O NASIL BABA?"








modern family | nct Where stories live. Discover now