nemesis; with the passionate enemies.

8.2K 633 907
                                    

Ben Jeon Jungkook. Arsızlığı ve arlanmazlığıyla bilinen, denilen hiçbir şeyi siklemeyen, yaşama tutunuş amacı motoru olan, 24 yaşındaki tipik, sıradan bir tıp fakültesi öğrencisiyim.

Dediğim gibi, sıradanım işte. Yaşıtım olan insanlar gibi gece barlara akar, tonlarca illegal yarışlara katılır, tek gecelik ilişkiler yaşardım. Tamam, size bunlar ilk söyleyişte kulağa 'sıradan' gibi gelmiyor olabilir ama bilirsiniz, Kore ve aptal vatandaşları işte... Çoğunluğu böyle olduğu için buralarda bu tür şeyler 'normal' sıfatına giriyordu.

Yine aynı tempoyu içeren bir gündeydik. Saat gece 11'di ve ben ile Jimin, bu akşamki motor yarışı için hazırlıklarımızı yapmaya başlamıştık. Jimin'in odasındaydık ve o küçük sırt çantasına kıyafetlerini koyuyor, bende yatakta oturmuş, dün geceki yarışta yere düşüp köşesi çatlamış olan kaskımı tamir etmeye çalışıyordum ve Tanrım! Gerçekten şu sinir bozucu şeyi tamir etmem tam olarak 47 dakika sürmüştü.

"Sonunda tamir edebildin mi seni beceriksiz herif?"

Jimin alaylı bir sesle söylediği şeye gözlerimi devirmiş ve kaskı dikkatli bir şekilde yatağa bıraktıktan sonra üstümü değiştirmek üzere ayağa kalkmıştım. Tam kapıdan çıkacağım anda ise Jimin bana seslenmiş, arkama dönüp kaşlarımı kaldırarak ne oldu? dercesine baktığımda ise, "Bugün çok önemli bir konuk gelecekmiş yarışmaya. Kimse kim olduğunu söylemiyor, o yüzden ona göre hazırlan." demişti. Ama tabii ki de dediklerini pek siklememiştim açıkçası. Çünkü kim olursa olsun, beni yenebilecek bir rakip tanımıyordum kendime. Buna egoistlik diyebilirdiniz ancak ben buna, gerçeklerin farkında olmak diyordum.

Odanın kapısını açıp koridora çıktım ve hemen Jimin'in karşısında olan kendi odama giriş yapmıştım. Girdikten sonra kapıyı ardımdan kapattım ve hiç beklemeden üstümdeki kıyafetlerimden kurtulup iç çamaşırıma kadar soyundum. Daha sonra ise seri adımlar ile odamdaki banyoya giriş yaptım ve duşa kabine girip buğulu camların ardında sakladım bedenimi.

Duşa kabine girdiğim gibi hemen suyu açtım ve kendimi buz gibi suyun altında bıraktım. Soğuk benim için her zaman vazgeçilmez olmuştu. Kışın bile dondurucu suyla banyo yapar, kendime gelirdim. Ancak bir süre sonra bu yaptığım şey yüzünden çok fazla hastalanmaya başlamıştım ve bağışıklığım çöküş yaşamıştı. O zamanlar da Jimin'in bana küfrederek yaptığı o boktan çorbaları içmek mecburiyetinde kalıyordum.

Jimin ile ortaokulun başından beri tanışıyorduk. O zamanlar tek hedefimiz aynı liseye gitmekti ancak o benden çok daha düşük puan yapınca bu hayalimiz suya düşmüştü. Liseyi farklı okullarda geçirdik ama ne olursa olsun asla birbirimizden ayrılmamıştık. Bundan yaklaşık 6-7 sene önce ise üniversite sınavına girmiş ve puanlarımız denk olunca ayni üniversiteyi tercih etmiştik. Şu an ise ikimizde Youth üniversitesi, tıp bölümünde okuyorduk ve sırf bu üniversiteye gelebilmek için ailelerimizden ayrılıp, Busan'dan Seul'e yerleşmiştik.

Kaç dakika sürdü bilmiyorum ama sonunda bedenimin kaskatı kesildiğini hissettiğim anda buz gibi suyun altından çıkmış ve vücudumun alt taraflarına bir havlu sarıp banyodan odama geçiş yapmıştım. Yarış gece 01.30' da başlıyordu ve pek bir vaktimiz de kalmamıştı. Bu yüzden olabildiğince seri davranmış, iç çamaşırlarımı giymiş ve hemen ardından bacaklarımı saran simsiyah deri pantolonumu üzerime geçirmiştim. Daha sonrasında ise gögüs kaslarımı belli edecek bir darlığa sahip olan siyah tişörtü giymiş, ve grimsi detayları olan parlak deri ceketimle de kombinimi tamamlamıştım. Saçlarımı düzeltmek için aynanın karşısına geçtiğimde ise Jimin'in, "Hadi Jeongguk! Geç kalıyoruz!" diyen sesini duymamla beraber hiç uğraşmamış ve siyah lastik bir toka ile uzun saçlarımı ensemin biraz üzerinde, yarım bir topuz yapmıştım. Tamam şimdi hazır gibiydim.

nemesis's desireWhere stories live. Discover now