18 🔥 Aslım'ın Defteri - Anlaşma

90 5 41
                                    


Medya: Ömer ve Aslım 🥺🥺🥺

ABA - Aslım'ın Bakış Açısı

Evlerine vardığımızda son anda Feryal hanımın istediği ekmeği hatırlayıp üç sakak alttaki fırına gittiğimiz için beklenenden geç varmıştık. Bense arabada olduğumuz o kısa süre boyunca yeni tanıştığım bu adamın bana ne kadar farklı geldiğini düşündüm. Çok fazla erkek tanımıyordum ama yine de tanıdığım erkeklerin hepsinden farklıydı.

Ömer kısaca olayı anlatınca Feryal hanımın gözleri büyüdü ve eli hemen oğlunun koluna gitti onu çoktan atlattığı iri kıyım adamdan korumak istercesine. Salih hoca ise onu dikkatle süzüp, "İyi misin oğlum? Bir şey oldu mu?" diye sormuştu ki, hemen gözlerimi yere indirip kaşla göz arasında aralarından salona, Onur'un beni beklediği yemek masasına doğru kaydım. Kendime zaten geciken dersimi daha da geciktirmemek adına aceleci davranıyor süsü vermeye çalışıyordum ama aslında aralarındaki görünmez sevgi bağına ve annesiyle babasının kazık kadar adam olmasına rağmen onu hala ufak bir çocuk gibi gören gözlerine imrenmiştim.

Çantamı boş bir sandalyeye bıraktım ve hemen işe koyuldum. Onur tüm ödevlerini yapmıştı ve sadece üç yanlışı vardı. Daha sonra önceki haftanın tekrarını yapıp okul sınavında karşısına çıkabilecek başka bir konuyu anlatmaya başladım ve onunla ilgili tüm alıştırmaları da bitirdik. Yanlışları çıksa da bir sonraki etkinlikte tekrar aynı yanlışı yapmıyordu ve geçen hafta olduğundan daha ümitli görmüştüm onu. Böyle olacağını tahmin ettiğim için ona ufak bir ödül hazırlamıştım. Dersimiz bittiğinde içini haribo, marshmallow, minik fındıklı çikolata ve renkli çakıl taşlarıyla doldurduğum gülen yüz paketini çıkarıp kitabının üzerine koyduğumda önce gülmemek için nefesini tuttu ama uzun süre dayanamamıştı. Böyle yaptığında yüzünü birine benzettim. Kime benzettiğimi ise salonun kapısında elinde beyaz yemek tabaklarıyla biten abisiyle karşılaştığımda anlamıştım.

"Bana şeker paketi mi yaptın gerçekten?" diye kıkırdarken paketi eline alıp evirip çevirmişti.

"Evet..." Yeşil gözleri çipil çipildi. "Niye ki? Sevmez misin haribo?"

"Yani, severim de..." Onu sorguladığımı fark edince, kırıcı olmamak için kıkırtısını kesti ama birbirine bastırdığı dudakları, dudaklarının kenarında beliren minik çukur.. hepsi aslında kahkahalara boğulmak istediğinin habercisi gibiydi. "Aslı abla ben 13 yaşındayım." dedi on üçün üzerine bastırıp sanki çok büyük bir yaş söylercesine.

Aslında Ece demişti, şimdi bu çocuk ergenlikte ne yapsın şekeri sakızı git bir oyun al bari demişti ama bence böylesi daha güzeldi. Hazır bir oyun satın almaktansa bunun gibi emek isteyen bir hediye vermeyi daha çok istemiştim. Bu Onur'la 5.haftamızdı, ona iyice alışmıştım.

"13 yaşındakiler şeker paketi sevmiyor mu artık?" Ömer yerinden ayrılıp buraya, yanımıza doğru gelirken o bir kere daha kıkırdadı. "Bence çok güzel. Hepsinden azar azar işte."

"Teşekkür ederim."

"Yok yok, beğenmedin gibi se.." sen diyecektim ki Ömer geniş salonun duvarlarından çınlayıp geri dönen bir şaplak attı Onur'un kafasına.

"Ay!" diye atılmamı engelleyememiştim.

"Teşekkür edip alsana oğlum hediyeni, hocan düşünüp getirmiş sana o kadar vik vik caz yapıyorsun."

"Ettim abi!" diye savundu kendini bir ona bir bana dönerek. "Etmedim mi Aslı abla? Teşekkür ederim valla, öyle birden görünce beklemiyordum sadece, ilkokulda sınıf öğretmenim vermişti valla en son karne gününde, ondan yani..."

İkiz BedenlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin