7

395 34 5
                                    

Tom'la evlenmiştik. Kendisi hiç vakit kaybetmeden benimle evlenmiş ve ayrı bir eve çıkarmıştı. Evleneli daha bir gün bile olmadan annemi özlemiştim. Tom ailemle görüşmemem için elinden gelen herşeyi yapıyordu. Bu yüzden daha bir gün olmadan çok kez kavga etmiştik. Kavgalardan sıkıldığı için tehdit ederek beni susturmaya çalışıyordu. Ayrıca beni yanında istemediğini söyleyerek odasından kovmuştu. Bu benim için evliliğin en güzel yanıydı. Onunla aynı oda ve yatağı paylaşmak korkutucu olmalıydı.

Kendi odamın küçük bir balkonu vardı. Günüm çoğunu burda kitap okuyarak geçiriyordum. Zaten yapacak çok birşeyim yoktu. Odamın kapısı açıldı ve içeri Tom girdi. "Artık kapımı çalmaya alışman lazım" yanıma ilerledi ve arkamada durdu. Omzumun üzerinden göz ucuyla baktım. "Neden geldin? ne istiyorsun?" cevap vermedi. Yanımdaki sandalyeyi çekerek oturdu ve bir sigara yaktı. "Bu gece odandan çıkma" omuz siktim. "Artık odamdan çıkmak da yasak. Harika!" ters bir bakış atarak önüne döndü. "Neden peki?" alayla konuşmam sinirlerini bozuyordu. Çok ciddi ve sıkıcı olması benim suçum değildi. "Bazı arkadaşlarım gelecek"

"Güzel karını arkadaşlarından saklıyor musun?" üzülüyormuş gibi alt dudağımı sarkıttım. Gözlerini devirdi. Sigarasını söndürmeden balkondan aşağı attı. "Bence artık bir karın olduğuna alış bence arkadaşların beni tanımalı"

"Odandan çıkmıyorsun bitti" son uyarısını yaparak odadan çıktı.

...

Madem odamdan çıkmamam gerekiyordu çıkacaktım. Salondan gelen sesleri çok rahat duyabiliyordum fakat bir kaç kişi değil de bir kişi vardı. Siyah uzun saçlı dolgu olduğunu düşündüğüm iğrenç dudakları olan bir kadın vardı. Kum saati gibi olan fiziği güzeldi. Bir eli Tom'un göğsünde biri de ensesindeydi. Fazla samimi olan konuşmaları dikkat çekiciydi. Tom doğrudan kızın dudaklarına bakıyordu. Derin nefes aldım onların konuşmalarını bölmesem iyi olurdu. Kızın Tom'a olan yakınlığı içimde bir sıkıntı oluşturmuştu. Derin nefes alarak gözlerimi sıkıca kapattım. Hızlıca odama ilerlerken içimdeki aptal sıkıntıyı bastıramıyordum.

Sonuçta onunla isteyerek evlenmemiştim fakat biraz saygı gösterebilirdi. Odamın kapısı açıldı. Gözlerim Tom'un yeşil gözleriyle buluşunca içimdeki öfke daha da arttı. "Odandan çıkma demiştim" omuz silktim. "Defol git" yanıma ilerledi. Ona böyle davranmam onu öfkelendiriyordu. "Beni dinlemek zorundasın!"

"Tamam çıkmıyorum şimdi defol yüzünü görmek istemiyorum!"

"Düzgün konuş!"

"İğrençsin sen. Senin varya bir kalbin yok!" sustu. Kaşlarını çatmış anlam veremiyerek yüzüme bakıyordu. Boynundaki ruj izini görünce yutkundum. "Senden nefret bile etmiyorum sen benim için bir hiçsin!" derin nefes aldı. "Yine neden delirdin? saçmalıyorsun" cevap vermeden balkona ilerledim. Nefes almam gerekiyordu. Gözlerimi kapatarak derin bir nefes aldım. Odamın kapısı kapanırken ağlamaya başladım. Neden böyle bir evliliğin içindeyim bilmiyorum. Neden tehdit ederek benimle evlendi ve beni şuan neden aldatıyor bilmiyorum. Merak da etmiyorum. Ama ne yaptığımı ve neden bunu hak ettiğimi çok merak ediyorum.

Şuan bu soğuk balkonda ağlamak yerine annemin sıcak kollarında olmayı tercih ederdim. Göz yaşlarımı silerek odaya geçtim ve kapıyı kapattım. Yatağa oturarak karanlık odamda bir süre salondan gelen sesleri dinledim. Gözlerimi kaparak uyumaya çalıştım.

...

Gözlerimi araladığımda içeri vuran güneş ışığı uyuduğumu gösteriyordu. Yataktan kalktım. Gece üzerimi değiştirmemiştim elbisemle uyumuştum. Bu yüzden üzerimi değiştirme gereği duymadan salona ilerledim. Yüzünü bile görmek istemiyordum. Zaten sabah erkenden çıkıyordu bu yüzden görmeyecektim. Kahvaltı için masaya oturduğumda gözlerim Tom'un yeşil gözleriyle buluştu. Demekki gitmemişti. Sandalye çekerek yanıma oturdu. "Dün gece-" sözünü kestim dinlemeye bile tahammül edemiyorum çünkü. "Umrumda değil tamam mı?!" kaşlarını çattı. "Neden bu kadar gerginsin?" sinirle nefesimi verdim. "Neden her zamanki gibi defolup gitmedin? iğrenç yüzünü görmek istemiyorum"

"Yorgunum"

"Haklısın senin için yoğun bir geceydi" masadan kalkarak odama ilerledim. "Nereye?"

"Sence? bu evde gidebileceğim yerler kısıtlı" odama girerek kapıyı kapattım. Sırtımı kapıya yasladım ve derin nefes aldım. Gözümden düşen yaşları sildim ve balkona ilerledim. Göğsümde derin bir acı vardı ve geçmiyordu. Daha önce hiç böyle olmamıştı. Vücudumda yorgunluk vardı. Uyumuştum fakat hala uykum var gibiydi.

Odamın kapısı açıldı. Kapının önünde Tom'u görmeyi beklerken dün gece gördüğüm kızı görünce kaşlarımı çattım. Burda mı kalmıştı? "sen kimsin?" sorusu beni afallatırken yanına ilerledim. "Dün gece gördüm seni" iğrenerek ona baktım. Yüzü tamamen estetikti. Keninlikle böyle bir kızla aldatılmayı hak etmiyordum. "Ben Tom'un-"

"Kız kardeşim" Tom yanımıza ilerlerken sözümü kesti. Tehdit dolu bakışları gözlerimdeydi. Başımı salladım ve onu onayladım. "Kız kardeşiyim"

"Bir kız kardeşin olduğundan bahsetmemiştin"

"Öyle mi abicim?" özellikle abicim derken vurgu yapmıştım. Kız samimiyetsiz bir ifadeyle elini uzattı "Maria"

"April" elini sıkmadım. Yutkunarak elini indirdi. "Ben salona geçiyorum" diyerek yanımızdan ayrıldı. Tom'la göz göze geldiğimizde yüzüne sert bir tokat attım. "Sen hayatımda gördüğüm en iğrenç insansın!" kapıyı çarparak yüzüne kapattım. Çok bile beklemiştim.

Taştan KalpWhere stories live. Discover now