18.Bölüm

111 5 1
                                    

Evet şu anda yarışıyorduk, Erenler arkada, biz ise öndeydik. Yarım saattir yürüyorduk, ama biz bir bok bulamamıştık. Artık kendimi bile taşıyamıyorudum. Düşüne düşüne yürüyordum. Keşke Kayaya inat etmeseydim. Şimdi evde onunla birlikte otururduk.

O kadar dalmışım ki, gruptan ayrıldığımın farkında değildim. Ve baya bi' uzaklaşmışım. Bilmediğim yerlere doğru gitmeye başladım. Ben sanki, daha derinemi gidiyorum ne? Biraz gittikten son-

Tövbe bismillah! Ayı oğlu ayı korkuttu beni! Siz Kaya sandınız değil mi? AMA BU GERÇEKTEN AYI OĞLU AYI! Ben korkudan sıçmışken, ne yapacağımı bilmiyordum.
"Allajım, lütfen Kaya beni kurtarsın, söz veriyorum, bir daha ona inat etmeyeceğim!"

Dediğim anda, ayı bir şey gördü, koşarak gitti. Her ne kadar koşa bilmesede başardığı kadar diyelim. "Eh, tabi korktu benden" diyerek elimi belime yerleştirdim.
O sırada arkamdan ses geldi:
"Tabi canım, kesin senden korkmuştur!"

Sesin sahibini tanımak o kadarda zor değildi. Arkamda ağaca sırıtarak yaslanmış bir Kayanı görmeyi hiç beklemiyordum. Şaşkınlığımı bor kenara atıp ona koşarak, boynuna sarıldım.
"Sevgilim götür beni burdan, çok yorgunum. O kadar yorgunum ki, hatta kendimi bile taşıyamaz hale geldim"

Oda ellerini belime doladı.
"Eeee, sevgili sözü dinlemezsen, işte böyle yorulursun!"
O sırada ağaçlıklardan bağırma değilde, böğürme sesi geldi. Ayının geri geldiğini düşünecektim ki, Ereni gördüm.

Bu çocuk her seferinde beni sevgilimle basmaya yeminmi etti be! Bıktım her romantik anımızda bunun yamyam gibi aramıza girmesinden! Biza, daha doğrusu bana kaşlarını çatarak bakıyordu.
"Gece? Ne yapıyorsun?" diye sordu. Sana ne arkafaşım, sen yarışmana defolup gitsene!

Kaya tek kaşını kaldırıp ona baktı. Hiç iyi şeyler olmayaca-
"Sanane birader? Ne karışıyorsun sen?" Kaya onu tersledi.
"Burası aşk ormanı değil, aşkınızı evinizde yaşarsınız! Şimdi kızı bırak, geri götüreceğim!"
"Allah, Allah! Eren efendi! Beni kimse ben istemediğim sürece hiç bir yere götüremez! Sen dahil!"
"Öylemi güzelim!"

Yaa şu çeneni bir kapat yaa! Boş boğaz! Kaya bunu duyunca delirdi. E bende haliyle tutamadım. Kaya diye bağırsamda, kendimi yırtsamda bir fayda vermeyeceğini bildiğim için öylece mal gibi durdum.

Kaya gidip suratının tam ortasına yumruğunu geçirdi. Ohh, içimin yağları eridi. Benim yerimede vur desem vururmu acaba?
"Eğer, bir daha sevgilime isminden ayrı bir laf dersen, seni buraya gömerim Ergenmisin, Erenmisin! Her ne boksan işte!"

Eren ise kanayan burnunu tutarak ayağa kalktı ve güldü. Psikopatmı lan bu!?
"Kendini fazla bir şey sanma Kaya Gece benim sevgilim olunca, ağlayacak bir omuz bulursun kendine-" sözünün tamamlayamadan Kaya birde ona kafa attı.
"Ben sana sevgilimi yar edermiyim lan! Ölsem onu hiç kimseye bırakmam! Ölüm bizi ayırana kadar, hiç bir kimse, hiç bir güç Geceyi benden alamaz! Bunu o boş beynine sok!"

Daha sonra bana döndü ve hızla üzerime yürüdü. Beni bir un çuvalı misali, sırtına attığı gibi yürümeye başladı. "Kaya napıyon delirdinmi?"
"Delirdim Gece! O pezevenk seni ne zaman rahat bırakırsa, işte ben o zaman rahatlarım!"
O bu kadar sinirliyken konuşmak benim zararıma olurdu. O yüzden sustum.

Arabaya vardığımzda, beni öne oturtarak kendiside şöför koltuğuna geçti.
"Bana bak Gece! Eğer bir daha o pszevenkle konuşursan, işte o zaman seni o üniversiteden alırım! Hatta Nil ilede görüşmene izin vermem!"
"Ama-"
"Aması falan yok! Bu kadar!"
"Offf!" Diye ofladım kollarımı bir birine dolayarak.
"Sevgiliye oflanmaz küçük hanım!"
"Benim nerem küçük be! Sen kendine-" bak demek istesemde dedim. "Sen kendine bak! Fasulye sırığı!"

MAFYANIN KÜÇÜK AŞKI❤Where stories live. Discover now