önsöz, yani sıkıcı yazar notu

1.7K 155 135
                                    


Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Önsöz, yani sıkıcı yazar notu

 21 Mayıs 2024


Merhaba, eğer buraya ilk kez geliyorsan ben Rahel ve hayır, Siyah Gözlere henüz yayınlanmadı. Diğer tüm kitaplarımda olacağı gibi, önsözümü okuyorsun. İşte şimdi sana, onu yayınlayana kadar Siyah Gözlere'nin doğuş öyküsünü anlatacağım.

Her zaman, 1950-60'larda geçen, siyah beyaz bir filmi yönetmek istemişimdir. Ancak nedir bu kafamın içinde dönen filmin hikâyesi, ondan bile bihaberim. Tabi ta ki bu kitabı yazana dek bihaberdim.

Benim için yazmak, her daim bir film icat etmekle başlar. Çünkü bir film yaratabilmenin en ulaşılabilir, en ucuz yolu; bir kitap yazmaktır. İnsanlara doğrudan, bir hikâye anlatmaktır.

Kafamın içindeki o hikâyeyi bir filme dönüştüremez; sesini işitemez, sahnelerini göremez ve duygusunu bizzat ben hissedemezsem, o benim için henüz yazmaya değer bir hikâye değildir. İşin garip yanı, aklımdaki bu filmi daha önce bir yerlerden izlemiş, görmüş ya da duymuş değilimdir. Birinin filmi de değildir bu film. Tamamen yalın, saf bir şekilde kafamın içinde döner durur. Bana aittir. Benim dünyamda filizlenmiştir. Olağanüstü değildir, mükemmel ya da tahmin edilemez değildir.

Hayatın içinden, sahici, basit ama parıltılı bir hikâyedir bu film.

Okuyacağınız ilk tamamlanmış romanımı tarif edecek en iyi sıfat bence bunlardır. Amatörce ama sahici; gerçek ama parıltılı.

Siyah Gözlere'nin geçmişi tıpkı diğer kitabım Yerdeki Kargalar gibi lise dönemime dayanıyor. Şimdiden söylemeliyim ki bundan sonra okuyacağınız tüm kitaplarım, bizzat benim yaşadığım hayatın anılarından derlenip toparlanmıştır. Bu kız da bir rüya görüyor, bir şöyle hissediyor, bir böyle hissediyor kesin yalan söylüyor demeyin. Yemin ederim doğruyu anlatıyorum...

O vakitlerde delilercesine âşık olduğum bir ünlü vardı. Yks'ye çalışmak yerine ona açtığım fan sayfamda editler yapıyordum... Bunalımdaydım, sınav senem yaklaşıyordu ve Yerdeki Kargalar, yani o zamanki adı ile Haru Haru, gibi olmayan, daha doğrusu kafamı yormayan, tamamen başka, çerezlik kitaplar yazmak istiyordum.

O vakitler tek düşünebildiğim şey tıpkı diğer tüm genç kızlar gibi, o ünlüydü.

Öyle ki bir müddet sonra onu bir ünlü değil, tanıştığım ve kim olduğundan emin olduğum bir insan olarak görmeye başladım. Derken araya pandemi de girince ben iyiden iyiye kafayı sıyırdım. Hayalperest bir ergenin teki oldum. Kendimi sosyal hayattan izole ettiğim, sadece o ünlüyü düşündüğüm bir hayat benden gerçek anlamda hayal kurma yetimi aldı. Artık sadece o kişiye ulaşabileceğim hayalleri, hayatları yaşamaya değer görüyordum. Üniversite tercihlerimi bile dilediğim şekilde seçemiyor, yalnızca hayatımın onunla kesişeceği ana hizmet edecek yolları seçmeye çabalıyordum.

siyah gözlereHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin