kabus

118 14 14
                                    

Uyandığımda Meriç hazırdı ve masada yemek vardı, yarı açık gözlerle kendime gelmeye çalışırken yataktan kalktım, lavaboya sarkak adımlarla gidip yüzümü yıkadım, biraz daha kendime geldiğimde mutfağa gittim. Meriç masaya oturmuş beni bekliyordu, kafasıyla gel işareti yaptı. masaya oturup Meriç'e Teşekkür ettim sofrada; salam,Sosis, sucuk, peynirler,yeşil ve siyah zeytin, yarım pişmiş ve haşlanmış yumurta vardı, Son olarak da reçeller. Yerken hepsinin tadının normal halinden çok daha güzel olduğunu fark ettim ama nedenini anlamadım.

Doyduğunda meriç'e "Ellerine sağlık" dedim. Meriç de "Rica ederim güzelim. Ben zaten hazırım sofrayı Ben toplarım, Sen hazırlan." dedi. kafamla onu onwylayarak odaya gittim ve dolaba yöneldim O ise sofrayı toplamaya başladı, üstler bulduğunda lavaboya geçtim Dişlerimi fırçaladım saçlarımı taradım ardından üstümü giyip üstümdekinleri kirli sepetine attım.

Üstümde beyaz balon kol uzun kollu bir gömlek vardı ve 2 düğmesi açıktı Onun altına toz pembesi bir korse giymiştim, altımda tel çorap vardı ve Siyah pileli bir etek.

sonbahardı ve donacağımfdan emindim ama umursamadım, saçlarını ayırarak yaradan mavi renkli kelebek bir tokayla topladım.

Göz altlarımın kapatıcı sürdüm, yanaklarını az bir şey allık sürdüm  ğöz kapagıma kahverengi far sürdüm, kirpiklerime kahverengi rimel sürdüm,  Dudağımın rengine benzer bir ruj sürdüm ve lip gloss sürdüm artık hazırladım. yüzümü biraz inceledim az kaşım gelmişti ama umursamadım.

Aynen Meriç'in 2 saattir bağırmasını umursamadığım gibi.

Sorunda çıktığımda "çok şükür Ya Rabbi" dedi.

Ona göz devirip beyaz küçük kısa bir çanta aldım içine lip glossumu attım ardından kenkartımı, Biraz da para koydum, ardından ise telefonumu attım Meriç beni izliyordu.

"Güzelim mont?"diye sorduğunda, "giymeyeceğim" dedim.

Mericin gözleri bacağıma kaydı ve ardından bacaklarıma bakarak "donacaksın" dedi.

"Üşümem" diyip yine göz devirdim.

Meriç'i süzdügümde beyaz boğazlı biraz dar kazak, altına kahverengi biraz bol bir pantolon giydiğini, ustube de siyah bir palto giydiğini paltonun dizlerine geldiğini gördüm.

Gayet güzel giyiniyordu.

Pes etmiş olmalı ki önden o gitti ve ben de araksındaydım, arabayı açıp hindi ve ben de yanına bindim, aracı sürmeye başlamıştı.

Kısa bir süre sonra hastaneye gelmiştik bile.

Şarkı dinleyerek gelmiştik ve hiç konuşmamıştık, aramızdaki tek ses müziğin sesiydi.

"Seni bu yük altında bırakamam
Mutlu olmaktan alı koyamam
Yalnızlık bana zor değil ama
Alışmışım ben bu kavgaya."

Şarkıya mırıldanarak eşlik etmiştim ama mırıldanmaktan çok dudaklarımı kıpırdatamak gibiydi.

Bundan geceleri uyuyamam
Yastığımda kokun olmadan
Sormayın halimi hatırımı
Veda edin ben kaybolmadan

Diye devam ediyordu şarkı. Neden bu şarkıyı açmıştı ki?

Hastaneye geldiğimizde bu hastaneyi tanıdığımı hatta daha önce geldiğimi hissettim ve buna çok emindim. Dejavu diye düşünüp geçtim.
Arabadan indik odaya gittik ve bu oda da tanıdıktı ama anlam veremiyorum çünkü daha önce gelmediğine de emindim.

Giydiğim giysilerle iyi gibi görünmek istedim ama öyle göründüğümü hiç sanmıyordum, çünkü gereksiz stresliydim.

Kadın olanları baştan sona kadar anlattım kadın notlar alfi bana bir şey demeden meriç'i çağırmamı istedi, çıkıp meriç'i çağırdım.

İddiaşkWhere stories live. Discover now