kamp

168 13 12
                                    

Benim bagırmam ile mericin dikkati dağıldı ve araba sarsıldı Meriç arabayı ani durdururken bi koluyla yana açıp beni tuttu ama zaten kemer takiliydi bi anda ikimiz de birbirimize bakıp "iyi misin" diye sorduk endişeyle.

İkimiz de kendimizden önce birbirimizi düşünmüştük, iyi olduğumu fark ettiğinde rahatlamış bir şekilde bana baktı ve "Ne oldu, neden bağırdın ki?" Diye sordu merak ederek.

Aslinda sebebi çok saçmaydı ve ona demeye utaniyordum, önümüzde bir kuş vardı ve bi an boş yere panik yapmıştım, stresli olduğum içindi.

"A şey önümüzde kuş vardı da ona çarpma diye.." dedim çekinerek Meriç bana inanmayarak bakıyordu cidden mi bakışı atıp elini anlına vurdu "kızım sen cidden iyi misin ya, adı üstünde kuş! Kanatları var ya hani, uçar gider?" Dedi.

Haksız ve suçlu olmak iyice utandırdıgı için kendimi haklı çıkartmaya çalıştım; "Hadi ama, belki sakatti ve uçamıyordu?" Dedim. Meriç bu sefer kahkaha atmıştı "şebek ya" demişti ve burnumu parmaklarının arasına alıp sıktı ben ise sadece kıkırdamıştım.

Ardından tekrar yola çıktık tekrar uzanıp şarkı açtım. 44 dakika sonra nihayet gideceğimiz ormana varmıştık. Arabadan indigimizde etrafı inceledim; yanımızda bir dere akıyordu, sonbahardan dolayı ağaçlarda çok yaprak yoktu ama etraf ful ağaçtı, yer hem çimen hem topraktı. Yere bez serdik ve bezin üstüne uzandik ve bulutları izleyerek hayallerimizden bahsettik. Meriç'in tüm hayalleri benimleydi. Buna şaşırmıştım benim hayallerimde o pek yoktu. Benim karnım guruldadıgında Meriç Güldü ve bana döndü "açıkmışsın ayçiçegim" dedi. Ben de kıkırdayıp kafamı salladım ardından oturup sofrayı kurduk. O kadar yemiştim ki bayılmak üzereydim, uzanıp "patlayacagim artık!" Dedim ve Meriç bana dönüp dalga geçerek "hanımefendi kaç aylık?" Dedi. Bunu dediğinde şok olup karnıma baktım ufak bir göbeğim çıkmıştı ve bununla dalga geçiyordu, öfkeyle ona bakıp "1 aylık daha nerden anladın?" Diye sordum ve o da gözlerini kocaman açıp bana baktı ama sonra şaka yaptığımı anlayıp devam ettirdi; " kocanız çok şanslı olmalı hanımefendi" dedi. Öfkem geçmişti gülümsedimve kalbim ermişti.

Bulaşıkları yıkayarak sindirebilicegimizi düşünüp dereye doğru gittik, elbisenin eteğini yukarı çektimve suya girdim, şu zaten çok da derin değildi ama şu buz gibiydi. Konuşup eğlendik ve güldük ardından Dengemi kaybederek oturur pozisyonda popun üstüne düştüm. Meriç büyük bir kahkaha attı ve ben de sinirli sinirli ona baktım.

Dereden çıkıp ıslak ıslak çimenlere oturdum,üstümü değişecek yerim yoktu çünkü Meriç beyefendi daha çadırı kurmamıştı! Meriç hızla çadırı kurdu ve içeri girip pantolon, kazak giydim. Pantolunu zar zor giydim çünkü çok dardı ve zaten çok yemiştim göbeğim vardı. Pantolonun önünü bir türlü kapatamadım, kazak çok kısa değildi Bu yüzden umursamadım ve sütyen de çok sıktıgından giymemiştim zaten göğsüm çok büyük değildi belli olmayacağını bildiğimden umursamadım. Meriç'in yanına gidip tekrar uzandım ama Meriç ise bana şaşkınlıkla bakıyordu, ona baktım ama anlayamadım, tam soracakken baktığı yere baktım.

Uzanınca kazak yukarı çıkmıştı, fermuar açıktı ve siyah ic camasirim gözüküyordu, o anda hemen kapatmaya çalıştım ama beceremedim, hemen kazağı cekistirerek kapattım ve konuştum; "a ben şey sonuçta zaten sabah gördün, görmediğin şey değil." Dediğimde Meriç ise kahkaha atmıştı, bir şekilde durumdan kurtulmuştum ama benimle dalga geçmeye devam etti bu yüzden tekrar çadıra girip son kıyafetimi yani pijamalarımı giydim ve çıktım, bu sefer de Meriç rahat bir şeyler giyinmek için çadıra girdi.

Üstünü değişmeye başladığında fark ettiğim şey şuydu ki güneş çadırın arkasından vuruyordu ve yaptığı hareketler gölge bir şekilde gözüküyordu yani çadırda ne yaptığının belli oluyordu, Ben de belli olmuştum ve o ise beni izlemişti. Fark ettiğimde ona bahsedip konuyu açmak istemedim.

Çadırda çıktığında siyah eşofman, beyaz tişört tşortten kasları belli oluyordu. Bana doğru gelip "filim izleyelim mi, geçen izlediğimiz filim bitmemişti" dedi. Ben de onaylayarak başımı salladım ama 2 bölüm izledikten sonra çok sıkıldım, hiç düşünmeden ve Meriç'e sormadan laptop'u kapattım. Meriç sasirmisti ve bi anlık şaşkınlık, hayal kırıklığıyla "yaaaa" demişti. Sinirlendigini fark edebiliyordum ve beklemediğim bir tepkiyle bir anda beni gıdıklamaya başladı. Ben ise elinden zar zor kurtulup kalmıştım, baya bir kaçışmadan sonra yine, evet yine göle düştüm ve ıslandım. Şaşkınlıkla ona bakarken o ise kahkaha atıyordu.

Ve hic kıyafetim kalmamıştı, "suyu sevdin herhalde ama çık artık güzelim yoksa hasta olacaksın" dedi Meriç, ve ardından elini uzattı elini tutup kalktım ve sudan çıktım, Ben ise hala ne yapacağımı düşünüyordum. Meriç bana "hiç üstün kalmadı ayçiçeği benim kıyafetlerimden vericem, sonuçta kıyafet" dediginde şaşırmıştım nerden biliyordu ki? Herneyse. Kafamı onaylayarak salladım ve kalktım "teşekkür ederim ama böyle çadıra girersem çadır da ıslanacak, ne yapacağım?" Diye sordum.

Meriç ise sırıtıp dalga geçti "hmm haklısın güzelim, burda soyun ve çadırı ıslatma" dediginde gözlerimi devirdim yine Güldü ve düşünüp konuştu; " dışarıda giyinirsen üşürsün çadıra gir havluyla falan kurularız en fazla" deidginde yeniden onaylayıp çadıra gittim kıyafetlerinden en uygununu alıp giyindim. Beyaz tişört giyimistim, neredeyse dizlerime geliyordu Ve benden iki tane girecek kadar boldu.

Siyah eşofman da çok bol ve uzundu belini kıvıra kıvıra tutturmuştum üstümde ise gri bir ceket vardı saclarım hala ıslaktı. Çadırdan çıkıp meriç'e baktım, benim için ateş yakmıştı ve yer hazırlamıştı. Oturmam için işaret yaptı, gösterdiği yere ateşin yanına oturdum.

ve Meriç sırtıma battaniye örtü, ardından çadıra gidip kurutmaya çalıştı Ben ise mayışmaya başlamıştım.

sonunda çadırı kurulayıp beni çadıra çağırdı. çadıra girip oturdum, Meriç ise laptopu getirdi, laptopta oyun çıktı ve laptubu Önüme koyarak yanıma oturdu. Oyuna anlatıp öğretti ve oynamaya başladık, oyunu ben kazanmıştım ve Meriç sinirlenmişti Ben ise kazanmamı kutluyordum.

Meriç gittikçe sinirleniyordu ,ben yine de dans edip kutlamaya devam ettim. Bir anda kolundan ne  turup cektiginde düştüm, yer ise Meriç'in kucağıydı.

Meriç ise acıyla inlediginde öylece kala kaldım. Sonra ise bir anlık endişeyle "iyi misin?" diye bağırdım.

Endişemi görünce  sakinleştirmek için gülümseyip konuştu; "iyiyim merak etme" dedi. Biraz daha rahatlayarak nefes verdim, sonra ise sırıttıgını fark ettigimde anlamayarak baktım ve sonra jeton düştü. Elleri beline doladı, Ben ise Böylece kala kaldım ve Yok olmak istedim. kalkmaya çalışabilirdim ama yapamadım gözleri dudaklarıma  kaydığında yutkunup dudaklarımı yaladım ve benim de gözlerim onun dudaklarına kaydı ilk defa hissettiğim bir histi, arzu. Elleri daha sıkı dolandıkca, yaklaştı ben ise öylece duruyordum. Ortam olduğundan sıcaklaşmaya başlamıştı, zaman durmuş gibiydi, sadece; о, Ben ve arzu. Su an ona itiraz edemiyorum ve asla edebilecek durumda değildim. Tek hissettiğim arzu, özlem, tutku ve meraktı. Gittikçe gözlerindeki şehvet artıyordu, yaptığı her hareket hoşuma gidiyordu. Elleri belimi okşuyor, eğilerek dudaklarıma yaklaşıyor ve nefesi dudaklarımdan içeri giriyordu.

Bu kadar sakin ve yavaşken bir anda dudakları Dudaklarımla buluştu, şaşırmıştım ama gözlerimi kapattım, elleri belimi okşuyor ve belimden geziniyordu. Gittikçe tutkulu hale geliyordu Ve ben karşı çıkamıyorum. Elleri vücudumda gezintideydi ve vicudumu keşfediyordu, ellerini tişörtümün içine sokup tenime değdirdiginde bir ürperti hissettim. Elleri bu sefer tişörtümün içinden belimde geziniyordu, bir yandan da beni kendine bastirıyordu, sanki bu anın asla bitmesini istemiyor gibi. Elleri tişörtümün içinde sutyensiz sırtımda geizniyordu, elleri aşağı inip tişörtümü kavradiginda, çıkaracağını anlayıp aniden
    
                            **🧡**
Evet üzgünüm ama çok gıcığım burda keseceğim;)

Yazılım kuralları yüzünden özür dilerim kusura bakmayın

°•Sizlere sorularrr~•°

Sizce maria, meriç'e şu an aşık mı?

Sizce Meriç nasıl birisi?

Sizce maria nasıl birisi?

Sizce iddianın sonu ne olacak?

İddiaşkWhere stories live. Discover now