Bölüm 18 - Kalbe değen Kirpikler

114 9 5
                                    




Sickick- infected

Barış Manço- alla beni pulla beni

İdo Tatlıses -Sen

Belkide yeni bir başlangıç yapmanın vakti gelmiştir. Yeni bir başlangıç yapıp her şeyi yıkmanın vakti

        
                         -  Sabahattin Ali








Kişisine göre davranmak gibi bir kuralım vardı benim. Yeni tanıştığım bir insan dahi olsa Önce karşı tarafın bana ne tepkiyle yaklaşıcağını iyice gözlemler ona göre hareket ederdim.

Bilmiyordum bu iyi bir şeymi veya kötümü, ancak duygularımı yönlendirmede bana oldukça yardım ediyordu, bunu biliyordum.

Herkese karşı aynı değildim. Bu yaşıma kadar biraz da olsa gözlemlediğim kadarıyla ilk tanışmada kimse gerçek kişiliğini göstermez veya belli etmezdi.

Buna bende dahildim.

Nisa ile ilk görüştüğümüz anı hatırlıyordum. Bana sarılmış 'Beni hatırlıyor musun?' diye umutla yüzüme sormuştu. O parlak sarı saçlarını unutamazdım elbet, küçükken birbirimizin saçını az yolmamıştık.

O gün Kafamı sallayarak onu onaylamış ancak ağzımı açmaya derman bulamamıştım. Zor günler anlatıyordum ve kimsenin beni artık dinlemek istediğini veya umursadığını düşünmüyordum.

Hayattan umudumu kesmeye başlıyordum. Nisa beni şaşırtan bir şey yaparak yanağıma küçük bir şaplak atmış ve 'Sen ne soğuk nevale olmuşsun böyle, ben küçükken sürekli mızmızlanan o maymunu istiyorum!' demişti.

Uzun zamandır belkide küçüklüğümden beri nisa nın hayatımda olmasına bu kadar ihtiyacım olduğunu gün geçtikçe daha net anlamıştım.

Benim hayatımın aslında yaşamaya değer olduğunu, benden başka kimsenin onu elimden alamayacağını her gün yüzüme vurarak beni buna ikna etmişti.

İnsanı illa bir aşk veya bir erkek kurtarmazdı ki, dost dediğin o kişi yeterli olabiliyordu.

Kafamda oluşan Felsefeyi şimdi bölerek geçmişe kısa süreli bir set çektim.
Zira dostum da olsa hayatımı da kurtarsa o şuan temiz bir dayağı baya hakediyordu.

Dün bana yaşattığı o utanç anını unutamıyordum. Bilerek yapmadıysa da ben namerdim.

Hedefime doğru göz kırpmadan ilerliyordum. Eve girdiğimde Mihran bana neler olduğunu sormaya çalışmış bende biraz yüksek sesle nisa'ya terlik atacağımı söylemiştim.

Şaşkın yüzü hala aklımdaydı 'Ne yapıcaksın?' diye sormuş Ama ben nisa'yı aramaya devam ediyordum. aslında nereye saklandığını biliyordum, az önce bağırırken sesimi duyduğunuda tahmin etmek zor değildi.

Yap yap sonra kaç nisa hanım, yok öyle!

Elimde anne terliği ile kırmızı görmüş boğa misali ciddi ciddi nisanın odasını tıklamadan direk açtım.

Kapıyı kapattığımda nisa'yı gördüğüm hal sinirli olmasam beni güldüre bilirdi. Elinde iki eliyle sıkı sıkı tuttuğu oda spreyi vardı "YAKLAŞIRSAN VURURUM!" Diye bağırdı. Cidden mi? Birde sanki tetiğe basıyormuş gibi parmağı spreyin sıkma yerindeydi.

Kırık KelebekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin