0.2

493 48 10
                                    

Yaşar-Kumralım

"Bilmem hatırlar mısın gözlerim ne renkti
Söyle kumralım benim adım neydi"


Kırmızı takım son zamanlarda çok güçlenmişti. Arada kaybettikleri oyunlar oluyor tabii ama mavi takımla kıyaslanınca daha çok kazanıyorlardı.

Fakat kendi aralarında hâlâ sorunları vardı. Daha doğrusu hepsinin tek kişiyle sorunu varmış gibi görünüyordu.

Aleyna Kalaycıoğlu

Takımda en iyi anlaştığı Yunus Emre'yle bile eskisi kadar yakın değillerdi. Ve Aleyna adada çoğu zaman tek başına takılıyordu. Geçen oyun mental olarak iyi hissetmeğidi için oynamamamıştı. Bu yüzden yine tartışmalar çıkmıştı.

Adel ise yine de Aleyna'nın bu kadar dışlanmasını doğru bulmuyordu. Evet, arkalarından konuşmuştu. Fakat bunu yapan tek kişi Aleyna değildi. Hepsi bir birinin arkasından birşeyler sallıyordu zaten. Bunu yapan tek kişi Aleyna'ymış gibi davranmaları saçma ve bir o kadar da komikti.

"Erkekleri zehirledi durdu. Şimdi de algı yapıyor yok mobing bilmem ne.." demişti barakada uzanan Nagihan. Diğer yanında oturan Nefise de hemen desteklemişti Nagihan ablasının söylediklerini.

"Hanfendinin morali bozuk diye sakat sakat yarıştım. Gelsin yine inanmasın." Dedi Merve.

"Zaten dışlamışsınız kızı. Bu kadarını yapmayın en azından.." her üç kadının bakışları barakanın kenarında oturan Adel'e gitmişti.

"Bana öyle bakmayın. Burada herkes bir birinin arkasından neler söylemiştir az çok biliyoruz. Şimdi bir olup Aleyna'yı günah keçisi seçmişsiniz."

"Aleyna'nın avukatı mı kesildin başımıza, ne bu hâller?" İlk tepki tahmin ettiği gibi Nagihan'dan gelmişti.

"Birini savununca hemen avukatlığa bağlama lütfen." Yeşil rengindeki gözlerini Nagihan'ın yanındaki Merve'ye çevirdi. "Aleyna'ya hesap sorduğun gibi yanında oturan arkadaşlarına da hesap sordun mu mesela, Merve?"

"Merve, bırak en iyisi." Deyip Merve'nin omzuna dokundu Nagihan. "Aleyna şimdi de bunu doldurup göndermiş." Adel'e bakarak "Yarın kavga ederseniz 'siz çok haklıymışsınız' deyip yanımıza gelmezsin umarım, Adel hanım."

"Koşa koşa gelirim hem de.." yerde olan ayakkabılarını giyinip barakadan çıkmıştı. "Kavga edersek sizi ilgilendirmez zaten, rahat olun."

Hilmi Cem ve Atakan'ın oturdukları yere gelmişti. Ve hiç biri burada değildi. Balık tutmaya falan gitmişlerdir belki ya da sahilde oturuyorlardır diye düşünerek yere oturmuştu.

Onların takıma katılması Adel'e çok iyi gelmişti. Oyunları daha sık kazanmaya başlamışlardı orası ayrıydı. Ama takımda hiç bir çıkar olmadan, samimi dostluk kurabildiği birilerinin olması daha iyiydi Adel için.

"Buradayım." Hilmi Cem'in aniden arkada belirmesiyle irkilmişti.

"Hilmi, niye şöyle şeyler yapıyorsun?"

"Şaka." Dedi Adel'in yanına otururken. "N'apsak ormana mı gitsek odun toplamaya?" Deyip gülmeye başlamıştı.

"Sendeki enerjiden istiyorum."

"Kızım, güldüğüme bakma şimdi, yağmur yağsa net hastalanırdık." Demişti. "Ama eğlenceliydi."

"Atakan abinin azarlamaları pek eğlenceli değildi sanki."

"Tüm azarı ben işittim yalnız o detayı atlamayalım. Sana laf söylemiyor."

"Kıskanma, Hilmi."

"Ortamı terk ederim ben." Hilmi Cem, ayağa kalktıktan saniyeler sonra geri oturmuştu.

"Hilmi, iyi ki geldin takımımıza."

"Bir daha söylesene." Diyerek gülmüştü Hilmi Cem.

"İyi ki geldin de oyun kazanmaya başladık."

"Sadece bu yüzden?"

"Evet." Dedi ciddi şekilde. Yanında oturan Hilmi Cem'in tepkisini görmek için kafasını çevirdi. Yüzündeki bozulmuş ifadeyi görünce gülmemek için dudaklarını bir birine bastırdı.

"Şaka yapıyorum, bakma öyle." Deyip omzunu sıvazladı. "İyi birisin ve çok iyi anlaşmaya başladık. Umarım bu durum devam eder." Diye ilave etmişti.

Hilmi Cem de duyduğu cümlelere gülümsemişti. "Devam edecek zaten, Adel. Ben de seninle zaman geçirmeyi çok seviyorum."

"Yanlış anlaşılmıyoruz değil mi?" Diye sormuştu Hilmi Cem'e.

"Yanlış anlaşılacak ne var ki Adel? İyi anlaşan iki arkadaşız."

"Birlikte çok zaman geçiriyoruz. Farklı anlarlarsa saçma sapan konuşmaya başlarlar. Böyle olsun istemiyorum."

"Onların ne düşündüklerine göre mi hareket edeceğiz, kızım? Hem, diyelim ki sevgiliyiz. Bu sadece ikimizi ilgilendirir."

"Söylediklerinde haklısın. Fakat yine de konuşacaklardır."

"Çok kafana takıyorsun bence. Başkalarının söyledikleri yüzünden benden uzaklaşmak mı istiyorsun?" Diye sormuştu kaşlarını çatarak.

"Senden uzaklaşmak isteyen kim?" Dedi Adel.

"Neyi konuşuyoruz o zaman? Bak az önce ne güzel gülüp eğleniyorduk. Gereksiz muhabbetler yüzünden keyfimizi kaçırmamıza hiç gerek yok."

"Haklısın..Biraz gerildim sadece."

"Gerek yok. Ama için rahat olacaksa söyleyeyim ki, olur da birisi hadsizlik ederse susturmasını iyi bilirim. Aramızda ne olduğu kimseyi ilgilendirmez."

Yıldızların Altında [Hilmi Cem İntepe]Where stories live. Discover now