doğum günüm!

110 20 10
                                    

yarrakhyunjin
siz ve 5 kişi daha

hyxnjnhwg
arkqdaslae
bugun dogum gunum!
cok mutluyum iyiki dogmusum

mongmong
Ebet salqk seh
AMA SAAT DAHA 12
GECE 12
GIT YAT ZIBAR AMK

hyxnjnhwg
ama dogum gunum

lixiee
Sabah kutlarsin dogum gununu
Uyu biraz oyle kutla

hyxnjnhwg
niye uyumami istiyorsunuz ki

sweetyhannie
Sabah got gibi kalma diye askim

gnabnahc
Gece uyumazsan dogum gununu uyuyarak kutlarsin

hyxnjnhwg
yalniz ben 10 yasina girmiyorum
her neyse 🙄
minhoyu azixik rahatsiz edeyim oyle uyurum

minholeee
Siktir git

hyxnjnhwg
sikte gideyim
(herkes tarafından görüldü)

ᯓ★

"hyung yemin ederim şakaydı!" koltukta minho'nun yanında oturmuş söylediğinin şaka olduğunu ona inandırmaya çalışıyordu. çünkü minho'nun aynı şakayı ikinci kere yapmasından ciddi bir şeyler anlayacağını düşünüyordu. minho hyunjin'in konuşmasını umursamadan konuştu. "hoşuna giden bir şey var mı?"

"neden sordun?"

"merak ediyorum" minho kafasını ona çevirirken hyunjin sırıttı. "beni öpmen." dedi "çok hoşuma gidiyor." minho "peki o zaman.." derken hyunjin'in dudaklarına yaklaşıyordu. "dur, ben bilerek söy-" hyunjin'in tek amacı minho'nun sinirlerini bozmaktı. tabii onu öpeceğini hiç düşünmemişti.

hyunjin nefes almayı unuturken minho derin öpüşmeyi bozup geriye çekildi. "derslere daha çok gitmeye başladığım için hediye alamadım. o yüzden bu doğum günü hediyen olsun. ama eğer başka bir şey istersen söyle, tamam mı?" hyunjin başını salladı. minho koltuktan kalkıp odasına yönelecekti ki kolundan tutulmasıyla durdu. hyunjin'de onu öpüp geri çekildiğinde sırıta sırıta odasına gitti minho. aslında onu öpmeyi kendi de planlamıyordu ama olsun, öpmüştü sonuçta.

ᯓ★

"ya çok tatlı bu aptal!" hyunjin jisung'un verdiği saçma sapan oyuncağa bakarken gülmüştü. minho sessizce konuşmuş, jisung'ta onun omzuna vurmuştu. "hediye anlayışınızın twerk atan noel baba olduğuna inanamıyorum.." minho omzuna vuran jisung'a bakmıştı. "bizim sevgi dilimiz bu, sanane!"

"felix al şu sevgilini gitsin. twerk atan noel babaya sevgi dilimiz diyor." hyunjin arkadaşlarına gülerken verdikleri şeyleri bir kenara koyuyordu. o sırada chan merak edip sordu. "hediye almayanları ters yatırıp düz sikerdin sen? ama minho'ya hiç bir şey demedin." hyunjin artık chan'ın saçma sapan öğütlerini duymaktan sıkıldığı için minho ile yaşadığı şeyleri anlatmayı bırakmıştı. "minho ben size yazdıktan sonra verdi."

"bize en son mesajın minho'ya sikte gideyim demendi hyunjin." seungmin'in konuşmasıyla hyunjin hemen toparlamaya çalıştı. "onu şakasına söylemiştim. hem öyle bir hediye değildi!" chan başını salladı. "aynen öyledir."

"pasta?" minho, söylediği onaylanınca kalkmış ve mutfağa ilerlemişti. hyunjin doğum günlerini çok önemserdi ama doğum günü şarkısından nefret ediyordu. sırf gereksiz nefreti yüzünden bu saçma şarkı ona hiç söylenmemişti.

minho pastayı getirmiş, dağıtıp yemeye başlamışlardı ama hyunjin'in bağırışıyla herkes ona dönmüştü. "jisung, sikeyim seni!" jisung ağzı yüzü kremşanti olan hyunjin'e gülerken hyunjin ona küfürlerini yağdırıyordu.

minho gülmemek için zor dururken hyunjin'in açamadığı gözleriyle hiç bir bok beceremeyeceğini anlamış olacak ki kalkıp onu banyoya götürmüştü. yüzünü yıkamasını beklerken hyunjin sonunda gözlerini açıp ona bakmıştı. birden tuvaletten çıkıp az önce oturduğu yere dönerken jisung kendini saklıyordu. maalesef ki hyunjin'e ne yaparsa karşılığını daha beter alacağını biliyordu.

vazgeçti mi diye yüzündeki yastığı kenara bırakırken yüzüne yediği pasta ile bağırmıştı. "ya!" bu sefer o kalkarken hyunjin zafer gülüşünü sunuyordu.

jisung da yüzünü yıkayıp geldiğinde minho ikisini karşısına almıs azarlıyordu. "tamam biriniz yaptınız diğeriniz niye cevap veriyor? bakın bütün koltuğu batırdınız. nasıl temizlenecek o?" jisung dalga geçer gibi cevap verdi. "bilmiyorum anne." minho derin bir nefes aldı. "temizleyin şurayı."

hyunjin ve jisung koltuğu temizlerken chan ve seungmin onlarla dalga geçerek gitmişler, felix, jisung'u beklemek için kenarda oturmuş ve minho ise mutfakta miyoggug yapıyordu. "yosun çorbası yemek isteyen?" onlara bakarak sorduğunda jisung ve hyunjin koltuğu temizlemekten kurtulmak için hemen kalkmışlardı. felix onlara gülüp konuştu. "bende isterim."

yemek masasında oturup yıkamasına rağmen hala yapış yapış yüzleriyle miyoggug içen jisung ve hyunjin, karşılarında oturan minho ve felix'e bakmadan çorbalarını içiyorlardı. bir süre sonra ikiside kalkınca minho onları durdurdu. "kaselerinizi kaldırmanızı da mı ben söyleyeceğim?"

hyunjin geri dönüp kaseleri alırken jisung evden kaçmaya çalışıyordu. jisung kaçmış, felix onun arkasından kaçarken minho hyunjin'in karşısına geçmişti. "seni doğum gününde çalıştırdığım için özür dilerim."

"bence özürünü bir şekilde affedebilirim." minho anlamazken sordu. "nasıl affedecekmişsin?" hyunjin hiç beklemeden söyledi. "bir doğum günü hediyesi daha?"

minho sırıttı. "neden olmasın?"

ᯓ★

happy hyunjin day!

fuck it, hyunhoWhere stories live. Discover now