BÖLÜM 19

287 45 31
                                    

Mrb mk saat 3 43 sahura kalktım yazacam oy verin falan

~~~~~~~~~~~~~

Soobin arkadaşının evinde ve yine arkadaşının dizinde iki saat kadardır kendi bitirdiği ilişki için ağlıyordu. Gözleri çok fazla şiştiğinden etrafı görmek bile zorlaşıyordu. "Şizofren misin amk keli? Hem kendin ayrılıp hem burada ağlıyorsun."

Kai konuşunca Soobin'in sakinleşen ağlamaları bir anda şiddetlendi ve onu ağzını açtığına pişman etti. Evde kalıp yangın çıkarmaması için Yeonjun da buradaydı. Bu olaylardan bağımsız kalması için Kai ona kulaklığını verip tableti ile oynamasına müsaade etti.

Kai Soobin'in susmasını, olayları anlatıp sakinleşmesini beklerken dakikalar geçmiyor, bir hayli yavaşlıyordu. Neyseki Soobin anlatmaya başlayabildi.

"Beni aldatıyormuş." Zar zor aldığı kesik nefesler arasında tek seferde söyledi.

"Ne!? Seni bulmuş bir de başkasını mı istiyor? Sen bunu nereden öğrendin peki?"

"Bilmiyordum tahmin." Soobin başını kaldırıp oturunca tekrar lafa girdi. "Bazen başka feremon kokuları alıyordum ama herkes ister istemez maruz kalıyor buna. Ama ondakiler biraz fazlaydı. İhtimal vermiyordum ilk başta ama sonradan ayrılırken konusu açıldı ve inkar bile edemedi."

"Vay oc."

Kai Soobin'i elini yüzünü yıkaması için banyoya sürükledi. Kendini acilen toparlaması gerekiyordu. Eylül aynın başlarındalardı, bu melezin ilk yaş günü demek oluyordu. Ayrıca özeldi çünkü ilk doğum gününde on iki yaşında olan tek kişi olacaktı.

Bir hafta kalmasına rağmen Kai çoktan pasta alacağı pasteneyi seçmiş, o güne denk gelmemesi için işlerini defalarca kontrol etmişti. Tam herşey düzgünce ilerlerken arkadaşı hayatının en doğru kararını en yanlış zamanda vermişti.

Ama zararın neresinden dönersen kâr derler. Soobin suyu yüzüne çarparak bir kaç kere aynaya baktı ama kırmızı gözleri düzelmiyordu gayet mantıklı bir şekilde. Bu yüzden tipinin birazcık düzelmesi için arkadaşına haber verip uyumak için odasına gitti.

Kai bu kez Soobin'in ilk ağlama krizine şahit olan, doğal olarak endişeli olan Yeonjun'un yanına gitti. Soobin'in çok sevdiği bir şarkıyı dinliyordu. O kadar seviyordu ki etrafındaki herkes dinlesin istiyordu. Ancak insanlarla müzik zevkleri genelde ters düşüyordu.

"Seni de mi kaydettik Jun. Onun gibi olmaya başladın iyice." büyük hayranlık duyduğu kişinin üzgün olduğunu biliyordu ama Kai onun moralini düzeltmek istediği için gülümsedi. Kai de üzülsün istemiyordu.

"Soobin üzgün mü hala?" Yeonjun küçük yaşına ve bir yıllık yaşantısına göre çok zekiydi. İnsanların duygularını net olarak anlıyordu. Bunlardan ne kadar uzak tutulmaya çalışsa da merak ediyordu.

Kai verebileceği en uygun cevap için düşündü. "Uyuyor şimdi ama daha iyi. Sen de kendini üzme, büyükler bazen gereksiz şeylere ağlayabilir."

"Üzülünce ağlayamadıkları için mi?"

Kai kafa salladı dediklerine. Bu ciddiyet onun hatası olabilirdi biraz. Onunla bir yetişkinmiş gibi her şeyi konuşuyordu.

"Sarılınca geçer mi?" Masumca sorduğu soru karşısında Kai kafasını ısırmak istedi. "Odamda uyuyor git dene bakalım geçer miymiş."

Yeonjun ilk önce gizlediği hüzünü gördüğü için karşısındaki adama sarıldı, ardından Soobin'in olduğu odaya koştu.

Soobin birinin geldiğini anlamıştı ve böyle pıtı pıtı koşarak Kai gelemiyecek olduğu için Yeonjun'un geldiğini biliyordu. Uyuma taklidi yaparak tepkisini bekledi.

Hybrid | Yeonbin Where stories live. Discover now